ABUR CUBUR OLACAĞI BUDUR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla

Geçen yıl Yeni Zelanda’ da 10-12 yaşları arasındaki 1.321 çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada, haftada bir defadan fazla hamburger yiyen çocuklarda astım krizi ve hırıltı riskinin iki kat fazla olduğu ve yenilen hamburger sayısı astıkça astım riskinin de arttığı saptandı.

Suudi Arabistan’ da, otuz yıldır tamamen Avrupa standartlarında yaşayan zengin ailelere mensup Cidde’ li çocuklar ile geleneksel şartlarda kırsal kesimde yaşayan iki farklı grup çocuk üzerinde yapılan araştırmada da, şehirli çocuklarda astım riski 3 kat yüksek bulunmuştu. Kırsal kesim çocuklarının diyeti temel olarak inek ve keçi sütü, pirinç, sebze, kuzu ve tavuk eti, hurma ve diğer yöresel meyvelerden oluşurken, şehirli çocuklar ise Avrupa ve Amerikalı çocuklar gibi fast food ve abur cubur gıdalarla besleniyorlardı.

Bizde de öyle değil mi?

Köy hayatını şöyle gözünüzün önüne getirin. Herkesin kendine ait bir evi, bahçesi, kümesi, hatta birçoğunun koyunu, kuzusu, ineği vardır. Köylüler kendi ektikleri domatesi, biberi, soğanı, maydanozu, fasulyeyi, patlıcanı yerler. Sütleri katkısız, yumurtaları sapsarı, yoğurtları kaymaklıdır.

Şehirde ise doğal yiyecek-içecek bulmak neredeyse imkânsız; yediğimiz içtiğimiz hemen her şey katkılı veya hormonlu. Sütlerimiz kutularda, suyumuz plastik şişelerde; yumurtalarımız fabrika tavuğunun, yoğurtlarımız kireçten farksız. Üstelik şehirli hanımların çoğu çalışıyor, yemek yapmaya zamanları yok. Kimi marketten aldığı ve mikrodalgada iki dakikada hazır hale gelen pizzalarla, pidelerle sofra kuruyor, kimi bir fast food’çuya uğrayıp kocaman bir kese kağıdına doldurduğu hamburger-patates kızartmalarını akşam yemeği diye sunuyor. Tüm bu hazır, ambalajlı besinlerde pek çok katkı maddesi de oluyor ister istemez.

Peki, ne yiyelim ne içelim?

Astımı ve alerjisi olanların ve bu hastalıklardan korunmak isteyenlerin A, C, E vitamini ile flavon ve flavonoidlerden zengin her türlü taze sebze ve meyveyi bol bol yemeleri lazım. Elma astımlılar için çok önemli bir meyve. Mümkünse hergün 1-2 elma yemeliler; elmayı kabuğunu soymadan yemek daha da yararlı.

Çinko, magnezyum ve özellikle de selenyum içeren besinler de astımlıların sofralarından eksik olmamalı. Süt, balık, fındık, bal ve tahıllar bu bakımdan çok değerli besinler. Probiyotik içeren yoğurt, ayran, kefir gibi… besinler de olmazsa olmaz gıdalardan.

Bir de balık. Balık, çoklu doymamış yağ asitlerinden olan omega-3’ den çok zengin bir besin. Astımlılar en azından haftada bir kez taze balık yemeliler. Taze sözünün altını çizmek istiyorum, çünkü derin dondurucuda saklanan işlenmiş balık ürünleri o kadar yararlı değil. Somon, ton, uskumru ve alabalık gibi yağlı balıklar tercih edilmeli.

Tabii bu besinler sadece astım ve alerjik hastalıklar için değil, kalp-damar sağlığı için de, kanserlerden korunmak için de çok yararlı. Zaten bu bilgilere paralel olarak birçok gelişmiş ülke okul kantinlerinde abur-cubur gıdalarla gazlı içeceklerin satışını yasaklamaya başladı.

Bence çok yerinde bir uygulama; vakit geçirilmeden bizim okullarımızda da bu tür yiyecek ve içeceklerin satışı yasaklanmalı. Aileler de bu konuda bilinçlendirilmeli ve eğitilmeli.

Siz de yorumunuzu paylaşın: