TÜRK TIBBININ SON BULUŞU

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
zatürree başlangıcı

Son senelerde adını her geçen gün daha çok duymaya başladığımız “uydurma” bir hastalık var: Zatürre başlangıcı!

Aslında her hastalığın bir başlangıcı vardır ve bu açıdan zatürre başlangıcı sözü hiç de yanlış değildir.

Ateş, öksürük, balgam, yan ağrısı, nefes darlığı gibi zatürre ile uyumlu şikâyetleri olan bir hastada fizik muayene bulguları da olmasına rağmen akciğer röntgeninde zatürreye ait bir bulgu yoksa zatürre başlangıcı terimi kullanılabilir.

Hastanın akciğerlerinde iltihaplanma olmakla beraber, röntgenin teknik olarak kalitesizliği, hastanın vücudunun susuz kalması (terleme ile su kaybı, ağızdan yeterli sıvı alınamaması…), zatürrenin kalbin arkasında kalan kısımlarda yerleşmesi gibi sebeplerle akciğer röntgeni normal bulunabilir.

Gelin görün ki, bizde konulan zatürre başlangıcı teşhislerinin yukarıda anlattığım zatürre başlangıcı tablosu ile hiçbir alâkası yok. Bu durum, hastaların dikkatle dinlenip ayrıntılı olarak sorgulanmalarından sonra net olarak ortaya çıkıyor.

İki örnek zatürre başlangıcı hikâyesi

İşte oğluna zatürre başlangıcı teşhisi konulan bir annenin anlattıkları:

“Şu anda 31 aylık olan oğlumda bir ateş çıktı ama 36,5 ve 37,6 arası seyretti. Ben ateş düşürücü verdim, düştü. Sonra da bir daha yükselmedi gece boyu. Sabah biz neden oldu bu ateş diye pazar günü acile gittik. Acildeki doktor oğlumun sırtını dinlerken yüzü değişti ve bizden akciğer filmi istedi. Film çekildi, filme baktı ve bize “Zatürre başlangıcı, akciğer enfeksiyonu olabilir ama emin değilim.” dedi.

Bu filmle beraber bir uzmana gitmemizi istedi. Ertesi gün uzman doktora gittik. Filme baktı, oğlumun sırtını dinledi ve “Hiçbir şey yok, antibiyotik kullanmayın.” dedi.

Eve geldik, bir gün sonra oğlumun burnu aktı ve bir gün sonra da öksürük başladı. Yine gittik doktora; yine dinledi sırtını ve yine “Bir şey yok, boğazında hafif bir kızartı var.” dedi. Öksürük şurubu verdi, kullandık. Öksürük geçmişti iki gün sonra bir daha başladı, tekrar geçti, dün yine öksürdü.

Ben tereddütte kaldım acaba yanlış bir tedavi mi diye. Bir başka doktor da “Daha önce bir bronşit geçirdiyse filmde çıkar.” dedi. Kafam karıştı, oğlum gerçekten zatürre başlangıcı mıydı? Daha önce 6 aylıkken bronşit olmuştu, ağır geçirmişti.”

Bu da bir başka annenin yazdıkları:

“Bebeğim 2 ay 8 günlük. 2 hafta önce ağlarken bebeğimin boğazından boğuk bir ses ve aynı zamanda hırıltı geldi. Hemen bebeğimi doktora götürdüm. Doktorumuz “zatürre başlangıcı” olduğunu, virüsün henüz boğazda olduğunu ve ciğerlerinin temiz olduğunu söyledi.

Antibiyotik ilaç verdi, 5 gün kadar kullandık ve kızımı tekrar doktora götürdüm. İltihabın kuruduğunu söyledi ve ilacı kesmemizi söyledi. Fakat aradan 1 hafta daha geçmesine rağmen o ses boğazından her ağladığında hâlâ geliyor ve aynı zamanda arada bir öksürüyor.”

Geçmeyen öksürük de zatürre başlangıcı olabilir mi?

Zatürre başlangıcı, bu örneklerde olduğu gibi sadece kısa zamanda gelip geçen öksürük şikâyeti olanlara çok konulan bir teşhis değil. Uzun süren öksürük nöbetleri olan hastalar da bu teşhisten nasipleniyorlar.

Son senelerde görülme sıklığı giderek hızla artan ve standart antibiyotiklere, öksürük şuruplarına, balgam sökücülere, çeşitli alerji ilaçlarına cevap vermeyen, benim ‘İstanbul Bronşiti’ adıyla tanımladığım bir klinik tablo var. Doktorlar, her yaşta görülebilen ama daha çok 5 yaşından küçük çocuklarda rastlanan bu “geçmeyen öksürük” nöbetlerine teşhis koymakta zorlanıyorlar. Akciğer röntgeni, tomografi, alerji ve testleri, reflü incelemesi, PPD ve daha pek çok tahlil temiz çıkıyor. İçlerinde bronkoskopi yapılanlar bile var.

Zatürre diyemiyorlar çünkü bu hastaların öksürük dışında zatürre ile ilgili ateş, balgam, iştahsızlık, hâlsizlik, düşkünlük gibi bir şikâyetleri olmuyor. Muayenede de laboratuvar tetkiklerinde de zatürre bulgusuna rastlanmıyor. Akciğer röntgenleri “temiz” çıkıyor. O zaman da zatürre başlangıcı teşhisi ve en az 7 günlük “kuvvetli bir antibiyotik iğne tedavisi” Allah’ın emri oluyor.

İstanbul Bronşiti klinik tablosuna astım demek de bronşit demek de mümkün değil. Çünkü hastalarda alerji, hırıltı, nefes darlığı gibi astımın temel belirtileri olmadığı gibi, bronşitle uyumlu ateş, balgam, halsizlik, iştahsızlık gibi belirtiler de görülmüyor. Onun için de bronşit başlangıcı veya astım başlangıcı gibi uydurma teşhisler de ortaya atılıyor.

Zatürre başlangıcı teşhisi neden hızla yayılıyor?

Zatürre başlangıcı teşhisinin çok tutmasının ve bu terimin salgın bir hastalık gibi yayılmasının birçok sebebi olabilir:

BİR: Bu, genellikle hastanın şikâyetlerinin tam olarak neye bağlı olduğunun anlaşılamadığı ve akciğer röntgeninin de normal çıktığı durumlarda konulan kaçamak bir teşhistir.

İKİ: Bu, ispatı olan bir teşhis değildir. Başka bir doktor aynı hastayı görüp “Bunda zatürre falan yok” dediğinde, teşhisi koyan doktorun “Zaten başlangıçtı” deme şansı vardır.

ÜÇ: Zatürre halkın korktuğu bir hastalıktır ama zatürre başlangıcı daha kabul edilebilir bir teşhistir. “Neyse ki başlangıçmış” sözü tahtaya da vurularak şükredilir.

DÖRT: Bir doktorun böyle ciddi bir hastalığı daha başlangıçta yakalaması ve tedavi etmesi hanesine başarı puanı olarak yazılır. Bu doktorun adı “Zatürreyi daha başlamadan yakalayan müthiş doktor”a çıkar.

BEŞ: Bu teşhis hastanın her öksürdüğünde “Aman gene zatürre başlangıcı olmasın” diye doktoruna koşmasına sebep olur ki bu, biz muayenehane hekimlerinin arayıp da bulamadığı bir şeydir.

Gelelim neticeye

Sözlerimi, 4 yaşındaki oğlunun bir türlü geçmeyen öksürüğü olan bir babanın mektubu ile bitiriyorum:

“Benim 4 yaşındaki oğlumun iki aydan beri geçmeyen öksürüğü var. Kullanmadığımız öksürük şurubu, balgam sökücü, antibiyotik ve gitmediğimiz doktor kalmadı.

Ciğer ve sinüzit filmleri temiz çıktı. Koluna ilaç damlatarak alerji testi yaptılar ve alerjisi olmadığı söylendi. Solunum fonksiyon testi yaptılar, normal çıktı. Ter testi de normal bulundu. Reflüden şüphelendiler, gastroya gönderdiler. Asit ölçümü yapıldı. Reflüsü var dediler, adeta bayram ettik ama reflü ilaçlarının da hiçbir faydası olmadı. PPD testi 14 mm çıktı. Bunun üzerine tomografi istendi, randevu aldık. Doktoru zatürre veya verem başlangıcından şüphe ediyor ve “Tomografide de bir şey çıkmazsa son çare ciğerlere aletle bakılması lâzım” diyor. Çok korkuyoruz.”

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Ömer Kılıç’ ın yorumu:

    İyi gunler hocam.
    Halen Cerrahpasa Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları’nda yan dal ihtisasi yapmaktayım.
    Yazınızı ilgiyle okudum.

    Hekim arkadaşlarımın bu ve benzeri konularda, tibbi bilgiye dayanmaksızın hekimlik yapmaya çalışmasını biliyor ve üzülüyorum.

    Konuyla ilgili önemli bir faktörün (% ?) ebeveynlerin kolaya kaçması olduğunu düşünüyorum. Yani çocukları hasta (farenjit, gastroenterit vb) olduğunda hekime başvurdugu anda ”sihirli” bir dokunuşla çocuklarının hastalıktan kurtulmasını; ateşi varsa bir daha yükselmemesini, kusmasi varsa hiç kusmamasını, öksürüğü varsa hic öksürmemesini bekliyorlar. Ateşin enfeksiyonlara yanıt olarak yükseldiğini ve olumlu etkisi olduğunu anlatmama rağmen çoğunlukla antibiyotik (özelllikle de enjektabl) ve İV sıvı beklentisi, hatta baskısı oluyor. Bilimsel gerekçeyle bunu uygulanmadığı zaman başka bir hastanede bu ”gereksiz” tedavilerin uygulanacağını, kendisinin de ilaç yazamayan hekim olarak sınıflanacağını bilen hekim de farkında olarak veya olmayarak bu kısır döngüyü devam ettiriyor.

    Bir de son zamanlarda hekimlerin her sonuçta şikayet edilme modası oldugu için, hiçbir arkadaşımız mahkemelerde vakit harcamak, alın teriyle kazandığı paralari avukatlara kaptırmak istemedikleri için ilaç reçete etme alışkanlığından vazgeçmiyor.

    Benim de nefret ettigim ”zatürree baslangıcı” terimi galiba bu kısır döngüye hazırlanan kılıflardan birisi.

    Mesleki tutarsızlığa kesinlikle mazaret olamayacak bu sebeplerin ortadan kaldırılması için, televizyonlarda sanki tıp öğrencisi yetiştiriyormuşcasina bilgi pompalayan hocalarımızın devreye girmesinin faydası olabileceğini zannediyorum.

  2. bilal özgül dedi ki:

    merhabalar ben 12senedir astım bronşit hastasıyım ve 12 senedir aynı ilaçları kullanıyorum türkiyede 10 kişi
    den birinde astım olduğu söyleniyor ama 12 senedir aynı ilaçları kullanıyoruz hiçmi bir çalışma olmuyor bu hastalık üzerinde kansere bile çarediye bir yığın haberler izliyorum ayrıca bitkisel ilaçlar ama astıma hiç bir haber duyum göremiyoruz çokmu zorki okadar bir akciğer iltihabına çare bulmak selamlar

  3. Vedat dedi ki:

    Aynen katılıyorum. Nedn akciger hastalkları hakknda çalışmalar yok 30 yldr hep ayni ilaçlar.

Siz de yorumunuzu paylaşın: