SOĞUKTAN DONMALARA DİKKAT

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
HİPOTERMİ

Adı ister Sibirya soğuğu olsun, ister İzlanda alçak basıncı ya da Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası! Günlerdir beklenen soğuklar sonunda kapımızı çaldı.

Sıcak evlerinde oturanlar karın ve kışın keyfini çıkaracak olsalar da, dışarı çıkmak ve özellikle de açık havada çalışmak zorunda olanları ciddi sağlık problemleri bekliyor.

Başta küçük çocuklar ve yaşlılar ile kalp hastaları olmak üzere hepimizin sağlığı tehdit altında. Soğuğa maruz kalanlarda görülen acil durumlar içinde en önemlisi tüm vücudun etkilendiği hipotermi, yani vücut ısısının düşmeye başlamasıdır.

RİSK ALTINDA OLANLAR

Hipotermi, özellikle askerler, avcılar, balıkçılar, çobanlar, kayak yapanlar gibi dış ortamda bulunmak ve çalışmak zorunda kalanlarda ve evi barkı olmayan insanlarda ortaya çıkar. Küçük çocuklar ve ileri yaştakilerde de risk yüksektir.

Hipoterminin oluşumunda bulunulan ortamın ısısının düşüklüğü yanında, rüzgârın şiddeti, kişinin vücudunun nemli olması, hareketsizlik, susuzluk veya açlık gibi enerji kaynaklarının yetersizliğinin de büyük önemi vardır.

Küçük çocuklar, yaşlılar ile şeker hastaları, depresyon ilacı kullananlar, alkolikler, guatr (hipotroidi) hastaları ile beslenme bozukluğu olanlar da soğuğun olumsuzluklarına daha duyarlıdır.

HAFİF HİPOTERMİ

Hipoterminin vücut ısısının yüksekliğine göre hafif ve şiddetli olmak üzere iki türü vardır.

Hafif hipotermide vücut ısısı 35-32 derece arasındadır. İlk belirti ellerin ve ayakların acıyacak derecede üşümesi ve deride hissizliğin başlamasıdır. Titremeler vardır. Ellerle hassas işler yapmak zorlaşır.

Isı düşmeye devam ettikçe kasların koordinasyonu da azalır ve kişi yürürken zaman zaman tökezlemek zorunda kalır. 34 derecenin altında ise aşırı duyarlılık, kişilik değişiklikleri, konuşmada ve düşünmede yavaşlama, hafızada zayıflama gibi beyinle ilgili belirtiler de gelişir. Bu dönemde kan basıncı yükselir, nabız ve solunum hızlanır, idrar miktarı artar.

ŞİDDETLİ HİPOTERMİ

Vücut ısısı 32 derecenin altına inmeye başlayınca titremeler yavaşlar ve durur. Kişi yardımsız yürüyemeyecek durumdadır, giderek ayakta da duramayacak hâle gelir. Beyinsel fonksiyonlar daha da kötüleşme eğilimindedir. Mantıksız davranışlar, yarı baygınlık, bilincin giderek bulanıklaşması gibi belirtiler gelişir.

30 derece altında solunum yüzeyselleşir, kalp atışları yavaşlayıp düzensizleşir, kan basıncı iyice düşmüştür ve göz bebekleri genişlemiştir. 28 derecenin altında ise tam bilinç kaybı, solunum ve kalp durmasına bağlı olarak ölüm gerçekleşir.

HİPOTERMİNİN ÖNLENMESİ VE İLK YARDIM

Biz insanların hayvanlar gibi ne deri altında kalın yağ tabakamız ve ne de derimizi kaplayan kürkümüz, postumuz var ama Allah bize de akıl vermiş. Aklımızı kullanarak, soğukları hastalanmadan, hiç zarar görmeden atlatmamız elbette mümkün.

Hipoterminin önlenmesinde esas önemli olan risk altındaki kişilerin korunmasıdır. Özellikle ileri yaştakiler ile Alzheimer veya başka bir zihinsel rahatsızlığı olanlar dikkatle izlenmeli ve bunların dışarı çıkmaları mutlaka kontrol altına alınmalıdır.

Evleri ve barınakları olmayan ve sokaklarda yaşayan insanların da devlet veya belediyenin imkânları ile kapalı mekânlarda kalmaları sağlanmalıdır.

Uzun yola çıkarken aracınızda yeterli yakıt olmasına dikkat edin. Battaniye, yedek ayakkabı ve giysiler, kibrit, mum ile yiyecek ve içecek bulundurun. Cep telefonu ve şarjı mutlaka yanınızda olsun.

Nasıl giyinmeli?

Kat kat giyinin ve giysilerinizin çok kalın ve sıkı olmamasına dikkat edin. Bu şekilde giysiler arasında kalan hava, ısı yalıtımı sağlayarak üşümemizi önleyeceği gibi, fazla geldiğinde de giysileri teker teker çıkarmanız mümkün olur.

Başınızı ve boynunuzu soğuktan korumak için şapka, eşarp ve kaşkol kullanın, çünkü vücut ısısının yüzde 40-50’si baş ve boyun aracılığıyla kaybedilir.

Kulakları soğuğa çok duyarlı olduğu için, kulaklarınızı da özel kulaklıklarla ya da kaşkol, atkı gibi giysilerle koruyun ve sıcak tutun.

Mutlaka eldiven giyin. Beşparmak eldiven yerine iki parmak eldivenleri tercih edin. Birbirine yakın ve temas halindeki parmaklar daha iyi ısınırlar.

Ayaklarınızı sıcak ve kuru tutacak çoraplar ve su geçirmeyen botlar giyin. Bir çift pamuk ve bir çift yün çorap uygundur ve uzun konçlu çoraplar tercih edilmelidir.

Ayakkabınız bol olmalı ve ayak parmaklarınız içinde rahat hareket edebilmelidir.

Beslenme de önemli

Soğuk havada, özellikle yüksek enerji veren, karbonhidratlı gıdaların bir faydası yoktur.

Dışarı çıkmadan önce hafif bir şeyler yenmesi daha doğrudur, çünkü çok fazla yendiğinde, kanın sindirim sistemine yönelmesi soğuktan daha fazla etkilenmemize neden olur.

Bol, sıcak sıvı içerek vücudunuzun susuz kalmasını önleyin, ancak alkolden kesinlikle uzak durun. Vücudun susuz kalması kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırarak kalp krizi ve felçlere zemin hazırlar.

Alkol, başlangıçta derideki damarları genişleterek insana sıcaklık duygusu verir. Ancak, bu durum vücudumuzun yaşamsal önemi olan organlarına giden kanın azalmasına yol açacağından sağlığımız için çok tehlikeli olabilir.

 

İLK YARDIM ÇOK ÖNEMLİ

Hipotermi belirtileri gösteren biri ile karşılaşıldığında şunlara dikkat edilmelidir:

Bu kişi önce mümkünse, soğuk ve rüzgârdan etkilenmeyeceği bir ortama getirilmelidir. Varsa çadır veya ısıtılmış tulumdan yararlanılabilir, ancak bunların hemen sıcak hamam veya saunaya sokulmaları çok yanlıştır. İdeal olan, 20 derece civarındaki oda sıcaklığıdır.

Ek giysiler giydirilmeli ve üzerine battaniye örtülmelidir.

Islak giysileri kuru olanlar ile değiştirilmelidir.

Yüzük, saat, künye, kolye, piercing gibi takıları çıkarılmalıdır.

Bilinci yerinde olanlara bol ılık içecekler, mesela şekerli çay, sıcak çikolata içirilmeli, azar azar kalorisi yüksek yiyecekler verilmelidir.

Alkollü içecekler vermek ve bilinci açık olmayan hastalara sıvı içirmeye çalışmak çok tehlikelidir.

Tüm vücut aynı anda ısıtılmamalıdır, çünkü bu durum kanın yüzeye gelip daha da soğuk olarak iç organlara dönmesine yol açar.

Karın, göğüs ve derinin ince olduğu boyun, koltuk altları ve kasıklar sıcak havlu veya ılık-sıcak termoforlar ile ısıtılmaya çalışılmalıdır.

Soğuk ısırması veya lokal donma belirtileri olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ayakları donmuş kişiler kesinlikle yürütülmemelidir.

Donmuş yerler kesinlikle doğrudan ateş, sıcak lamba tutulmamalı veya çok sıcak suya sokulmamalı, nefesle hohlayarak veya elle ısıtılmalıdır.

Hipotermili kişilere masaj yapmak veya onları ovmaktan ve sert ve kontrolsüz hareketlerden kaçınmalıdır.

Hafif hipotermi belirtileri olan ve bakımla durumları düzelen kişilerin soğuğa maruz kalırlarsa tekrar daha kolay hipotermiye girebilecekleri unutulmamalıdır.

Orta veya şiddetli hipotermi belirtisi gösteren kişilerin en kısa zamanda mümkünse ambulans veya hatta gerekiyorsa helikopterle bir sağlık kurumuna ulaştırılmaları sağlanmalıdır. Bunun için 112’den yardım istenmelidir.

Bunların solunumları, nabızları ve kan basınçları kontrol edilmeli ve solunum yollarının açık olması ve devamlılığı sağlanmalıdır.

Şiddetli hipotermide olanların tedavilerine hastane ve gerekiyorsa yoğun bakım ünitelerinde devam edilmelidir.

Hipotermideki hastalara hemen ölüm kararı vermek çok yanlıştır. İlk anda öldüğü sanılan pek çok hasta hastanede vücut ısıları yerine geldikten sonra hayata dönmüştür.

Siz de yorumunuzu paylaşın: