HABERİNİZ OLSUN
ETİBBA DİYOR Kİ
DERDİME BİR ÇARE
TABİBAN-I CİHAN İÇÜN
BENİM ŞARKILARIM
İYİ HEKİM OLMANIN KRİTERİ NEDİR?
Sağlık Bakanlığı tarafından yaptırılan Hasta Memnuniyet Anketinde halkın yüzde 80’ inin birinci basamak sağlık hizmetlerinden memnun oldukları ortaya çıktı.
Birileri çıkıp da “Hastaların yüzde 80’ i sağlık hizmetlerinden memnun” diye öğünmesin. Bu oran ne tıp eğitiminin ne de o ülkenin sağlık sisteminin başarılı olduğunun bir göstergesi değildir.
Çünkü herhangi bir doktora giden kişilerin yüzde 80’ inin memnun olması zaten beklenen bir orandır. Bu oran, aynı zamanda bir sağlık ocağı veya bir genel hastane polikliniğine başvuran ama önemli bir sağlık sorunu olmayan kişilerin de oranıdır.
Bunların bir kısmı ilaç yazdırmak için, bir kısmı önemli olmayan gelip geçici bir takım şikâyetler (soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, kabızlık, hazımsızlık, hâlsizlik…) için, bir kısmı tansiyon ölçtürmek için, bir kısmı muayene ücretsiz olduğu için, hatta bir kısmı canı sıkıldığı için sağlık kuruluşuna başvurur.
Bu yüzde 80’ lik kısmın sorunlarını iyi bir eğitim almış veya almamış olsun her birinci basamak hekimi rahatlıkla halleder. Örnek vermeye bile gerek yok; bu kişilere üç aşağı beş yukarı hep aynı reçeteler yazılır.
Hatta aile hekimi ve pratisyen meslektaşlarım bana kızmasınlar ama bu yüzde 80’ lik kısmı “aklı başında bir sağlık memuru” bile memnun edebilir.
Gerçek hasta oranı yüzde 20 kadardır
Elimde bu konuda yapılmış bir araştırma yok ama gerçek manada doktor muayenesi ve tıbbi tedaviye ihtiyaçları olanlar birinci basamak hekimlere başvuranların ancak yüzde 20’ si kadarı olabilir.
Asıl hasta memnuniyetini ve dolayısıyla da hekim başarısını bu yüzde 20’ lik “gerçek hastalar” belirler.
İyi yetişmiş birinci basamak hekimler, bu gerçek hastaların yarısına onları çok iyi dinleyerek, ayrıntılı olarak sorgulayarak; titizlikle muayene ederek ve bazılarında kan sayımı, akciğer röntgeni, idrar tahlili gibi basit tetkikler yaptırarak teşhis koyar ve tedavi de edebilirler.
Yüzde 20’ nin yarısının ise bir uzman (kardiyolog, nörolog, dermatolog vb) tarafından görülüp değerlendirilmesi gerekir. Dolayısıyla gerçek hastanın doğru uzman hekime zamanında yönlendirilmesi de çok önemlidir.
Gelelim neticeye
Hekimlik asla ve kat’a hata kabul etmeyen bir meslektir. 100 hastanın sadece 1’ inde bir yanlışlık yapmanız bile başarısız sayılmanıza yol açar.
Kimse “Bu hekim 99 kişiyi başarı ile tedavi etmişti, bir hastada da yanlış yapabilir” demez.
Başarılı olmak için gerçek hasta memnuniyetinin yüzde 100 olması gerekir. Yüzde 99’ luk başarı bile başarı değildir.
Unutmayalım ki mimarın hatasını mermer, aşçının hatasını mayonez, doktorun hatasını ise toprak örter.
Ahmet hocam düşüncelerine saygı duyuyorum ama sende bizi yok saydın
Yanlış hesap nerelerden döner…
Güzel bir yazı keyifle okudum ama bir takım hesap hataları var. Ve tabi ki bu yanlış hesap yazınızı yanlış sonuçlara yönlendirmiş ne yazık ki.
1. (Çünkü herhangi bir doktora giden kişilerin yüzde 80’ inin memnun olması zaten beklenen bir orandır) demişsiniz. Çok güzel doğru da bu oranı küçümsemek için eskisiyle yenisini kıyaslamanız gerekmez mi bakanlık benzer anketleri öncedende yapıyordu. Hasta memnuniyetinin eskisi ile kıyaslanamayacak kadar artması sizce çok mu önemsiz.
2. Birinci basamakta IVIR ZIVIR VAKALARA çözüm bulunur. Eh tabi ki bu vakaları memnun etmekte ne var ki sağlık memuru bile bu hastaları memnun edebilir tarzında bir takım komik yazılar yazmışsınız. 2. ve 3. basamakta KUŞ KONDURARAK tedavi ettiğiniz HT. DM. vb. gibi hastaların ne kadarınında örneğin tansiyon veya şekerini kontrol altında tutabiliyorsunuz. Aile hekimliği sistemi sayesinde hastanın sadece uzun süre aynı doktorla muhatap olması sayesinde kaç hastada kontrolsağlandığını biliyormusunuz…
3. (Hatta aile hekimi ve pratisyen meslektaşlarım bana kızmasınlar ama bu yüzde 80’ lik kısmı “aklı başında bir sağlık memuru” bile memnun edebilir. Gerçek hasta oranı yüzde 20 kadardır) demişsiniz. Yani %80 tamamı UYDURUK hastalıklar ve memnun olmayan hastaların tamamı GERÇEK hastalıklar nedeniyle başvurvuyor öyle mi. Akut apandisit ön tanısı koyup 2. basamağa sevk ettiğim hastanının kendisini ameliyat eden doktordan memnun kalmayıp daha çok beni övmesi ve defalarca teşekküretmesi tesadüf!
4. (Asıl hasta memnuniyetini ve dolayısıyla da hekim başarısını bu yüzde 20’ lik “gerçek hastalar” belirler.) demişsiniz. Enteresan bir yaklaşım. 40 derece ateşle tonsilliti olan çocuğunu getiren sizce GERÇEK OLMAYAN yani (uyduruk) hastanın sıkıntısı 1 basamakta sonlandıktan sonra hasta yakınlarının memnuniyeti tabi ki önemsiz değil mi… Memnun olabilmesi için İlla peritonsiller apse gibi bir rahatsızlığı olmalı ve 2. ve 3. basamakta KUŞ KONDURULARAK tedavi edilmeli değil mi…
5. Hasta memnuniyeti ile yanlış tanı arasında tabi ki bir ilişki vardır. Yanlış tanı koyduğum hastalarım olmuştur. İşin ilginç tarafı bu hastalar bile aile hekimini değiştirme hakkı ellerinde olmasına rağmen benden hizmet almaya neden devam ediyorlar acaba… Sakın bunun sebebi hasta memnuniyetinde koyduğunuz tanının doğruluğundan daha çok gösterdiğiniz basit bir gülücük ve hastanın sizin samimiyetinizi anlaması ve takdir etmesi olmasın…
(Gelelim neticeye) demişsiniz. Eh tabi hesap makinası bu kadar yanlış yaparsa sonucun da doğru çıkma olasılığı oldukça düşük oluyor ne yazık ki . Bunun adı hesap makinası çünkü. Bozuk bir saat olsaydı günde iki defa doğru sonuç verirdi.
Hesap makinanızı değiştirmenizi veya kendinize en yakın zamanda bozuk bir saat almanızı şiddetle tavsiye ederim.
Saygılarımla
İMZA
Bir sefil Aile hekimi
Aile hekimi arkadaşımızın görevini titizlikle yapması yazılanlara alınıp kırılmasına ve sitemine neden olmuş. Sayıları oldukça az olan bu arkadaşlarımız hastaları tarafından hak ettikleri sevgi ve ilgiyi görüyorlardır bundan emin olsunlar.Kendilerine ,tespitlerine teşekkür ediyorum.Her meslekte işini iyi yapanlara büyük saygı duyuyorum.Duvar ustasından,temizlik görevlisine,hukukçusundan öğretmenine vs…Sağlam karakterli duyarlı ve ilkeli insanları saygıyla selamlıyorum.
hakikatten KÜÇÜK-US-TA imişsiniz!!