ANTİBAKTERİYEL SABUN VE DİŞ MACUNLARINA DİKKAT

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
triclosan

Antibakteriyel, anneler için adeta sihirli bir kelime. Bunlar sayesinde çocuklarını mikroplara karşı koruduklarını zannederler. Oysa bu ürünlerin günlük hayatta kullanılması düşündüğümüz kadar faydalı değil.

Ev temizlik ürünlerinde, parfümlerde, kırtasiye malzemelerinde, hatta ilaçlarda, yiyeceklerde ve içeceklerimizde bulunan binlerce katkı maddesinin insan sağlığına zararları her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Hepimizin her gün kullandığı sayısız üründe bulunan ve insan sağlığı için ciddi tehlike oluşturduğundan şüphe edilen maddelerden biri de “triklosan” isimli kimyasaldır.

Triklosan nedir?

Triklosan, mikrop bulaşmasını önlemek veya azaltmak için özellikle antibakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar, tıraş losyonları, kozmetikler ve başka pek çok ürüne katılan bir maddedir. 2001’de yapılan bir araştırmaya göre triklosan ve ona benzer bir ürün olan triklokarbon Amerika’da sıvı sabunların yüzde 76’sı ve kalıp sabunların yüzde 26’sında bulunuyor. Bu oranların bugün çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Son senelerde mutfak aletleri, oyuncaklar, yatak takımları, çoraplar, elbiseler, alışveriş torbaları, bilgisayar klavyeleri gibi ürünlerde de yaygın olarak kullanılmaya başlandı.

Triklosanın sağlığa zararları

Triklosan ihtiva eden ürünlerin insan sağlığı üzerine pek çok olumsuz etkileri olduğu giderek daha iyi anlaşılmaktadır:

BİR: Kanada Tıp Birliği (Canadian Medical Association) 2009 senesinde hükümetten bakterilerde antibiyotik direncine yol açtığı ve kloroform gibi sağlığa zararlı maddelerin oluşumuna sebep olduğu için triklosanın evlerde kullanılan ürünlerde yasaklanması istemiştir. Araştırmalara göre triklosanın sudaki klor ile reaksiyona girmesiyle muhtemel karsinojen bir madde olarak bilinen kloroform oluşmaktadır.

İKİ: Triklosan sudaki serbest klorla birleşerek diklorofenol oluşumuna da yol açmakta; bu da ultraviyole ışınların etkisiyle dioksine dönüşmektedir. Oluşan dioksin miktarı çok az olmakla beraber bu madde çok toksiktir ve hormonları bozucu etkisi de vardır. Ayrıca bunların vücuttan atılmaları çok yavaş olup tabiatta da çok uzun süre kalırlar.

2006’da kurbağalar ve fareler üzerinde yapılan araştırmalar çok düşük miktarlardaki triklosanın bile tiroit hormonlarının reseptörlerine bağlandığını ve tiroit hormonlarını bloke ettiğini ortaya çıkarmıştır.

ÜÇ: Birçok araştırmada triklosanın bakterilerin antibiyotiklere direnç kazanmasına sebep olduğu da gösterilmiştir.

DÖRT: Triklosanla temasları fazla olan çocuklarda alerjilerin çok sık görüldüğü de pek çok araştırma ile ortaya konmuştur. Bazı kişilerde alerjik temas dermatitine yani bir tür egzamaya yol açabileceği de bilinmektedir.

BEŞ: Triklosan ve triklokarbonun suyollarına karışmış olduğunu, yunuslarda rastlandığını ilk gösteren bilim adamlarından olan Arizona Üniversitesinden Rolf Halden şunları söylüyor:

“Triclosan her zaman her yerde bulunan bir çevre kirleticidir. Bunun bir de market torbalarına eklenmesi zaten tabiatta yok edilmesi çok uzun zaman alan naylonun daha da zararlı olmasına yol açacaktır.” Triklosan sadece diş eti iltihabını önleyebiliyor

1972 senesinden beri yüzlerce üründe kullanılmasına karşılık triklosanın insan sağlığı üzerine olan kanıtlanmış tek olumlu etkisi diş macununda bulunan triklosanın dişeti iltihabını (jinjivit) önlemesidir. Bu da 1997’de yapılmış olan çalışmadan çıkan bir sonuç.

Triklosanın diş macunu dışındaki ürünlerde insan sağlığına ekstra bir katkısı olduğunu gösteren hiçbir bulgu olmadığı gibi bu madde başta bakterilerin antibiyotiklere direnç kazanması, kanserojen kloroform oluşumuna yol açması, tiroit hormonlarını bozması ve çevre kirliliği yaratması gibi pek çok sağlık sorununun da sebebidir. Üstelik FDA’ya göre antibakteriyel sabun ve şampuanların normal su ve sabunla yıkanmaya göre bir üstünlüğü de yoktur. FDA triklosanın sağlığa olan zararları ile ilgili çalışmaları halen incelemektedir ve kararını 2011 sonbaharında açıklayacaktır.

Yakında reklamları artar

Üreticiler annelerin bu hassasiyetlerinden çok güzel istifade ederler. Yakında okullar açılıyor. Televizyonlarda, gazetelerde annelere seslenen antibakteriyel sabun, jel reklâmlarının da arttığını göreceksiniz. Oysa antibakteriyel ürünlerin günlük hayatta kullanılmasının faydalı olduğunu gösteren hiçbir delil yoktur. Hatırlarsanız Sağlık Bakanlığı üç ay kadar önce başta yiyecek ve içecek kapları olmak üzere günlük hayatta kullandığımız pek çok üründe bulunan Bisfenol A isimli kimyasalın biberonlarda kullanımını yasaklamıştı. Ben triklosan ihtiva eden sabun, jel ve diş macunu gibi ürünlerde kullanılmasının da yasaklanması gerektiği kanaatindeyim.

Antibakteriyel sabun, jel ve şampuan üreticileri iki sene evvelki domuz gribi salgını sırasında kazanacakları kadar kazandılar. Yetkililer ne düşünüyor bilemem ama ben FDA’nın kararını beklemeyelim diyorum. Onlar yasaklamasalar da halkıma bu tür ürünlerden uzak kalmalarını tavsiye ediyorum: Antibakteriyel sözüne kanmayın; sabun, jel, diş macunu, deodorant ve diğer benzeri ürünleri alırken triklosan bulunmayanları tercih edin.

Yazı için 6 yorum yapılmış:

  1. şengül sürmen dedi ki:

    Öncelikle teşekkür ediyorum,tamamen ticari olduğuna kanaat getirdim. ben de bu hatayı yapanların başında geliyorum ve özellikle temizlik ürünlerinde antibakteriyal olmasına dikkr ediyordum.artık bunu yapmayacağım.

  2. Londra – 05.09.2011 22:40
    Malesef bizlere recete edilen ilaclar da sadece bir-iki farenin uzerinde denendikten sonra piayasalara sunuluyor. Yan etkilerine maruz kalmis magdur sayisi coksa piayasadan toplatilmasina karar veriliyor ve yerini yine ayni metotla uretilmis baska bir ilac aliveriyor.
    Iste suyla, gunesle etkilesime girince kanserojen etkisi oluyormus falan filan.. Tamamen dogru bilgiler ve insanlarimizi aydinlatici, ancak yetersiz kaliyor! Ornegin, triklosandan dolayi dermatitis olan bir hastaya kac doktorumuz bu teshisi koyabilmektedir veya tedavi olarak triklosan iceren herhangi bir sabun vesaire kullanma diyecek kac doktorumuz var?
    Sistem tikir tikir isliyor yaz hemen bir iki antibiotik, antinflamatory ilac olur biter. “Dertte bizde ilac da bizde” Bu carpik sistemin karsisinda olan ve bunu bilincsizce uygulayan doktorlarimizi tenzih ederim.
    Guncel konulara da zaman ayirip insanlarimizi aydinlattiginiz icin cok tesekkur ediyorum. Saygilarimla..

  3. Cemalettin ARK – 05.09.2011 11:50
    Çok güzel bir konu tebrik ederim hocam.Zaten en baştan beri antibakteriyel kelimesinin altında bir bit yeniği olduğunu tahmin ediyordum çünkü vücudumuzda zararlı bakteriler olduğu kadar faydalı bakterilerde var ellerimizdede bu böyle.Hepsini yok etmek çözüm değil.Ne yazıkki artık hanımların mutfakları banyoları kimya laboratuvarı gibi ,her türlü maddeyi bulmak mümkün.Bunlardan tamamen kurtulmak gerekiyor.Şu son zamanlarda icat edilen (muhtemelen sahtekarlık olan) nano topları! çamaşır deterjanı yerine kullanılması önerilen! plastikleri ve kireç sökücüleri ve bulaşık makinasından çıkan tabakların ne kadar temiz sağlıklı olduğunu da araştırıp bu konuda bir yazı yazarsanız bizleri aydınlatırsanız çok sevinirim saygıdeğer hocam.

  4. Nurcan Demir – 05.09.2011 08:32
    Biz bayanlar dezenfekte konusunda aklımız sıra çok tititiz.Bırakalım birazda mikiroplu olalım.Çok titiz olmakda insanı hasta ediyor.

  5. msb – 07.09.2011 12:26

    bulaşık makinesinden çıkan tabak çanağın deterjanlardan nekadar arındırıldığını ve sağlığa olan muhtemel etkilerini lütfen yazar mısınız????

  6. ANLAMAK!!! ÜLKER

    SAYIN HOCAM; BİLGİLERİNİZİ PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM…
    ZATEN TÜM SIVI SABUNLARDA ANTİBAKTİREYEL YAZIYOR… BUNLARI NASIL AYIRT ETMEK LAZIM… İÇİNDEKİLER KISMINDA YER ALAN KİMYALASAL İSİMLERE Mİ BAKMAK GEREKİR?
    BİLİNEN MARKALARA NASIL GÜVENECEĞİZ…

Siz de yorumunuzu paylaşın: