YENİ GELİŞEN HASTA PROFİLLERİ VE DAVRANIŞ ŞEKİLLERİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
hasta profilleri

Medimagazin‘ de Dr. A.D.’ nin yazısı:

On beş yıllık hekimim, son 8 yıldır da uzmanım. Daha önce devlette çalıştım, 6 yıldır özel sektördeyim. Özel hastanelerde, son yıllarda giderek artan hastalar ve davranış şekillerinden birkaç örnek vermek istedim. Bu tarz hastaları görünce meslekten soğuyorum. Örnekler çoğaltılabilir.

1)    Tetkikleri kendi belirleyen ya da belirlemek isteyen hasta profili

Hasta polikliniğe girer girmez rastlanan türler, dialog şöyle:
Hasta: Ben film çektirmeye geldim, ondan sonra da bütün tahlillerimi yapalım, kan, film ne varsa işte. Hepsine baktırmak istiyorum.

Doktor: Şikâyetiniz neydi?

Hasta: Hafif öksürüyorum, film çekip bakalım işte.

Doktor: Şikâyetiniz ne zaman başladı?

Hasta: Fazla vaktim yok, hemen filme kana gönderseniz.

Doktor: Filminiz nasıl olsun? Yandan mı çekelim, düz mü olsun? Kaç yönlü olsun? Renkli mi olsun? Kan tetkiklerinizi de buyrun siz işaretleyin.

Hasta: ?

2) Cep telefonu elinden düşmeyen hasta profili

Solunum sistemi muayenesi esnasında yaşanan türler, hastanın sırtı açık muayene ederken cep telefonu çalar;

Hasta: Alo, hee evet, dokturdayım. Muayene ediyor şu anda, n’aptın işleri?

Doktor: Telefonunuzu kapatır mısınız?

3) Hastanın muayenesi biter, tetkik, filmler bakılmış. Reçete yazılmış, tatmin olmayan hasta profili

Hasta: Ama siz kolesterole bakmadınız, benim şuram da ağrıyordu muayene etmediniz. Tansiyonuma bakmayacak mısınız?

Doktor: ?!

4) Öksürük ve terleme ile gelen, tetkikler sonucunda tüberküloz tanısı almış ve bilmiş hasta profili

Doktor: Şu anda akciğer tüberkülozu yani enfeksiyonunuz var, tedavi için reçetenizi yazdım.

Hasta: Hocam benim bildiğim tüberküloz da kan tükürme falan olur, bu nasıl tüberküloz?

Doktor: Bu sizin bildiğiniz tüberküloz bizim bildiğimizden farklı.

5) Randevu anlayışı olmayan ve sorun olmadığı halde sürekli hak arama, haklı-haksız savaşındaki hasta profili

9.20 randevusuna 10.20’de gelen sorun çıkaran hasta grubu;

Hasta: Bizim randevumuz 9.30’daydı, bizi ne zaman alacaksınız?

Doktor: Randevunuza geç kaldınız, randevusuna normal zamanda gelen hastalar var, bittikten sonra sizi almaya çalışacağım.

Hasta: Ama bizim hastamız 65 yaş üstü, hemen almanız lazım.

(Polikliniğe gelen hastaların yaş ortalaması 65+ ve bu talep her geldiğinde, randevu listesi karışıyor. Muayeneye erken gelen hastalar, geç gelen hastalar, randevusuz muayene olmak isteyen hastalar, 65 yaş üstü hastalar, acil hastalar ve konsültasyon hastaları için her gün akşama kadar sıraya koyma ve düzenlemek için efor gerekiyor)

6) Sürekli doktor doktor gezen hasta profili

Hasta: Bir yıldır göğsüm ağrıyor, daha önce devlete gittim, özelde şuraya gittim, sonra üniversiteye gittim. Geçen hafta doktor beni yatırdı, tedavi verdi, MR kalp grafisi çekti, bir şey çıkmadı. İlaç verdi, şikâyetlerimde hiç düzelme olmadı. Sizin adınızı duydum, iyi doktormuşsunuz, bir de size muayeneye geldim.

7) Kendi kendine iyileşen hasta profili

Sol üst kadran ağrısı olan hastayı ultrasona gönderdiğinizde, USG ve jelin etkisiyle o taraftaki ağrısının geçme vakası.

8) Kendisi dışında hasta olanları kabul etmeyen hasta profili

Poliklinik yaparken acil servise gelen ve entübe edilen hastayı ambulansla yoğun bakımı olan hastaneye naklederken yaşananlar;

Poliklinikte kargaşa, şikâyet kutusunda 3 adet şikâyet mektubu, poliklinik sekreterine bağırmalar, tartışmalar.

Hasta yakını: Doktor nerde? Çabuk çağırın, randevumuz geçti, 45 dakika oldu.

Sekreter: Doktor ambulansla acil bir hastayı naklediyor.

Hasta yakını: Ne biçim özel hastane burası? Arayın doktoru telefonla gelsin.

9) Reçeteyi beğenmeyen hasta profili

Halsizlik, kırgınlığı olan, boğaz muayenesi sonrasında farenjit, tonsillit yakınmaları olan yaşlı hastaya antibiyotik, antigribal ve vitamin reçete edilmesi sonrası şikayet kutusundaki mektup

Doktor baktı, muayene etti, bize hiçbir şeyin yok dedi, vitamin yazdı gönderdi. Bu ne biçim doktor?

10) Polikliniğe gelen ve ağzından baklayı çıkarmayan hasta profili

Hasta: Rahatsızım

Doktor: Neyiniz var? Şikâyetiniz nedir?

Hasta: Sen doktor değil misin, bak işte.

11) Tedavileri kullanmayan ama sürekli doktora gelen hasta profili

Bir yıl önceki epikrizde ilaçlarını düzenli kullanmadığı not alınan hastanın 3 ayda bir polikliniğe gelerek “Hocam bu sefer ilaçlarınızı kullanacağım” demesi.

12) Doktoru ve diğer doktorların tanılarını test ettiren hasta profili

Yapılan tetkikler sonucundan gastrit tanısı konan hastanın, reçete yazmadan önce;

Hasta: Biz … doktora da gitmiştik bugün, bize şu reçeteyi verdi. Bunları da alalım mı?  Daha önce de şu doktora gittik, o da bunları verdi.

13) Prospektüsü okuyup, orada yazan tüm yan etkilerin kendisinde olduğunu söyleyen ve telefonda yan etki değerlendirmesi isteyen, vakit düşmanı hasta profili

14) Özel muayene ücreti ödeyerek muayene olan, yeşil kart sahibi hasta profili

Reçete yazıldıktan sonra:

Hasta: Hocam bu reçeteyi yeşil karta yazdırabilir miyiz, durumumuz pek uygun değil de.

15) Randevusu olan ve yanlış branşa başvurmuş olan hasta profili

Doktor: Şikâyetiniz nedir?

Hasta: Dizimi bükemiyorum, basamıyorum.

Doktor: Sanırım yanlış branşa geldiniz, burası iç hastalıkları. Ortopediye gitmeniz lazım.

Hasta: Benim pek vaktim yok, randevu alamam şimdi, size muayene olsam.

Doktor: Dizinizde problem olabilir, menisküs olabilir, muayenenizi iptal edelim. Vaktiniz yoksa ağrı kesici bir şeyler alabilirsiniz, sonra vaktiniz olduğunda ortopediye gidiniz.

Hasta: Siz muayene etmeyecek misiniz beni şimdi?

Doktor: Hayır.

İki gün sonra şikâyet kutusunda mektup; “Doktor beni muayene dahi etmeden bana menisküssün dedi. İlaç önerdi, ortopediye gitmemi söyledi, şikâyetçiyim.”

Ben sadece özel sektördeki durumu biraz olsun izah etmeye çalıştım. Devlet hastanesinde 3 dakikada bir muayene, performans ve puan kaygısı, üniversitede maaşların düşük olması, araştırmaya – hasta bakma kalitesine değil de bakılan hasta sayısına, paraya önem verilmesi, tam gün yasası, sürekli yeni yasa ya da KHK, Danıştayın bir şeyleri iptal etmesi, yeni yasa çıkması, yeni yönetmelik, mahkemeler, yeni yasalar vs vs.

Doktorların bu meselelerle son 10 yılda ne kadar yorulduğuna bir bakınız.

Son yıllarda doktorların hedef tahtasına konarak şikâyet edilen merci olarak göstermeleri, 17-18 bin maaş verdiklerini ileri sürerek sürekli hastaya karşı hedef göstermeler, sürekli hasta hakları derken, doktor haklarının unutulduğu bu devirde her gün benzer vakaları artan sayıda görmekten ve gazetelerde “Doktora şiddet uygulayan insan profillerini” görmekten dolayı mesleği bırakma noktasına geldim.

Sağlık Bakanımıza saygılarımı sunuyorum…

Kaynak: https://ahmetrasimkucukusta.com/2011/11/12/etibba-diyor-ki/yeni-gelisen-hasta-profilleri-ve-davranis-sekilleri/

***

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. metin duman dedi ki:

    hocam ağzınıza kaleminize sağlık çok iyi özetlemişsiniz

  2. Dr zühtü Tarhan dedi ki:

    sayın meslektaşım
    devlet hastanelerindeki hasta profilide ayni.sabır ve başarılar dilerim.

  3. Dr.Arif Güvenir dedi ki:

    Değerli arkadaşım ,birinci basamakta aile hekimi olarak görev yapıyorum.Hep aynı hasta profiliyle karşılaşıyoruz.Serbes piyasa ekonomisini benimsemiş,hastayı müşteri gözüyle gören her sistem ne yazıkki böyle hasta profili yaratıyor.Üstüne üstlük bizde oy kaygısıda önplana çıkınca müşteri memnun olmazsa oy da vermez korkusu var.Burada da hasta hakları karşımıza çıkıyor.Hasta hakkını, doktoru dövme hatta bıçaklama(hasta tarafından bıçaklanmış bir hekim olarak yazıyorum) hakkı olarak algılıyor.Sizinde söylediğiniz gibi ,hizmet kalitesi yerine hasta memnuniyeti ön plana çıkınca ,özellikle aile hekimliğinde etik dışı bir çok davranışa tanık oluyoruz.Şimdi Tabipler Birliğinin gücünü azaltmak içn,Aile Hekimleri Dernekleri kurulup onlar muatap alınıyor.Yönetimde ki arkadaşlar büyük bir heyecanla çalışıyorlar.Ancak giderek şartlar daha zorlaşmasına,özlük haklarımızdaki gerilemeye rağmen,hak aramak içn meydanlara çıkıp ,eylem yapmak mümkün olmuyor.Şimdilik toplanıp toplanıp dağılınıyor.Böl yönet politikasının en güzel örneğini yaşıyoruz maalesef. saygılarımla.

Siz de yorumunuzu paylaşın: