KOLESTEROL DEĞİL METOT TARTIŞMASI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
Hasan Bülent Kahraman küçükusta 1

Hasan Bülent Kahraman‘ ın Sabah gazetesindeki yazısı:

Büyüdükçe büyüyor. Bu ilaçların bugünkü kullanımını yanlış bulup eleştirenler vurdukça, konu, un çuvalı gibi tozdukça tozuyor. Hemen belirteyim ben tıp doktoru değilim. Hiç işin o bölgesine girmem. Ama ortada bir metodoloji sorunu olduğunu görüyorum. Görünce suskun kalmayı kabul edemiyorum. Bakın neden…

***

Benim de dostum olan Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta‘nın bu konudaki yazılarına eski tabirle geç muttali oldum. İzleyince kolesterol konusunun başka boyutları olduğunu fark ettim. Hele benim de başıma aynı hadise gelip bir doktor normalin (o da hangi normal?) biraz üstündeki kolesterolüm için ilaç kullanmam gerektiğini söyleyip öteki doktor buna gerek görmeyince oturup metot bakımından bu konuyla uğraşmaya başladım. Eh ne de olsa serde “profesörlük” var, metot meseleleri de beni öteden beri ilgilendirir.

***

Kolesterol ilacı kullanımı konusunda bilim dünyası ikiye ayrılmış durumda. Yeni araştırmalar beyin veya kalp krizi geçirmemiş insanların bu ilaçları koruyucu olarak kullanmasını doğru bulmuyor. Oysa bilhassa bizde bu ilaçların yaygın kullanımı koruma amaçlı. Yani “80 yaşına yatırım” için kullanılıyor. Oysa tıpta spor yapmak, kilo almamak gibi “yapısal” düzenlemeler dışında ve bir klinik tabloyu düzeltmek dışında, “geleceğe yatırım imkânı” bulunmuyor. Bu koruma işinin standartlaştığı tek alan aşılar. Ötesi yok.

Kolesterol ilaçlarının koruma getirmediğini kanıtlayan kapsamlı araştırmalar var. İki denek grubu alınıyor. Bir gruba kolesterol ilacı veriliyor. Diğerine verilmiyor. İki grubun da kalp krizi geçirme oranı aynı. Zaten işin başlangıcı da karışık: Önce kolesterol var. Sonra kötü kolesterol bulunuyor. Onun bu şekilde sorun doğurmadığı görülünce bu defa ultra kötü kolesterol icat ediliyor.

***

Buradan iki sonuç çıkıyor. Birincisi, Küçükusta’nın da içinde bulunduğu grup, dünyada da, kolesterolün klinik değil laboratuvar tablo olduğunu öne sürüyor. Bir kötü kalpli düşman değil yani kolesterol. Yararları da var. Öyle olunca bu grup, söz konusu ilaçların yanlış kullanımını gündeme getiriyor. Koruyucu olarak işe yaramıyorsa niye koruyucu maksatla kullanalım?

Bu çok hayati bir soru ve problem. Çünkü ardında ilaç endüstrisi yatıyor. Onun mekanizmaları var. Şimdi Milliyet gazetesinde Metin Münir de aynı konuyu irdeliyor. İlaç endüstrisi ilaç kullanımından dehşetli kazançlar sağlıyor. Bu bakımdan da tıp uygulamalarıyla oynuyor. Bir örnek tansiyon ilaçları. Normal yüksek tansiyon daha önce 12 kabul edilirken 11’e indirildi. Şimdi 10’a düşürüp düşürmeme tartışılıyor. O bir sayılık farkta milyarlarca dolarlık ilaç kullanımı yatıyor.

***

Bir kere konunun bu yanıyla ele alınıp enine boyuna tartışılması gerekir. İlaç firmalarının ve doktorların bu uygulama “şaibelerinden” arınması şart. Bir televizyon programında Prof. Küçükusta’nın bu konudaki sorusunun karşı görüşü savunan diğer iki doktor tarafından cevapsız bırakıldığını Metin Münir yazıyor. Dolayısıyla kolesterol ilacı- piyasa- doktor ilişkisini aydınlatmadan “yararlıdır” diyenlerin pozisyonlarını savunması çok zor.

***

Öte yandan bir bilimsellik ve bilimsel yöntem sorunu söz konusu: Prof. Küçükusta ve Prof. Karatay’ı kolesterol ilaçlarının profilaktik/ koruyucu kullanımını savunan iki doktorla birlikte televizyonda izledim. Karşı taraf ortaya getirilen araştırmalardan haberdar görünmediği gibi söylenenleri dikkate almayan cevaplar veriyordu.

Yani ortada metot tartışmasının yapılacağı bir zemin yoktu. Karşı taraf sürekli olarak bu zemini kaybederek bir zihin bulanıklığı yaratıyordu.

Verdikleri yanıtlar eski modelin cevapları idi. Oysa eski metot hâlâ savunulabilir, kullanılabilir ama hiç değilse yeni yöntemin gerçekliği kabul edilebilirdi. Ya da en iyisi, zikredilen çalışmalar yanlışsa o araştırmaları aşan yeni araştırmalara referans verilir, mantıksal deyimiyle Prof. Küçükusta ve Karatay “değillenirdi.”

Bu yapılmadı. Yapılmıyor. Yapılmadığı gibi kolesterol karşıtı grup ortaya yeni bir iddia atıyor “halkın kafası karıştırıldı” diyor ki, o daha da önemli. Çarşambaya ele alacağım.

Siz de yorumunuzu paylaşın: