SAĞLIK OLSUN

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kürşat başar

Kürşat Başar‘ ın Cumhuriyet gazetesindeki yazısı:

Son yıllarda giderek artan bir hızla “sağlıklı yaşam” reçeteleri veriliyor. Televizyon kanalları, gazeteler, dergiler bunlarla ilgili konuklar davet ediyor. 

Doğrusu bu, bir toplumda refahın yükseldiğini mi gösterir, yoksa yalnızca medyanın yönledirdiği trendlerle mi ilgili bilemiyorum. 

Bir yandan, oradan buradan duyduklarına göre en ciddi hastalığını bile kendi başına tedaviye kalkanlar, bir yanda doktor yerine üfürükçüye gidenler varken en azından hekim diploması taşıyan birilerinin söylediklerini dinlemek çok da kızılacak bir şey değil. 

Ama bir yandan da her doktor etiketi taşıyan, hatta doktor bile olmayan kişilerin telefonda hastalara önerilerde bulunmasına izin vermek oldukça garip geliyor bana. 

Her şeye karışan bakanlıklar, RTÜK bunlara nedense ses çıkarmıyor. 

Daha geçen hafta, bir yandan GDO’lu ürünlerle ilgili, bir yandan süt ürünleriyle ilgili, bir yandan kolesterol ilaçlarıyla ilgili tartışmalar üst üste yayımlanıyordu. 

Hatta kolesterol ilaçları konusunda Sağlık Bakanı bir açıklama yapmak zorunda kalmış ve hastaların hekimlerine danışarak karar vermesini istemiş. 

Geçenlerde birkaç doktor arkadaşımla konuşurken onların bu konuda fazlasıyla tepkili olduğunu gördüm.
Öncelikle hiçbir tıp eğitimi olmadığı halde ileri geri konuşup önerilerde bulunan, “şu ilacı içmeyin, onun yerine şu otları kaynatın” türünden tavsiyeler veren konuklara tepki gösteriyorlar. 

İkinci olarak kimi ilaçlar ya da tedavilerle ilgili son derece karmaşık ve teknik tartışmaların televizyon kanallarında, kısıtlı bir sürede yapılmasını da sakıncalı görüyorlar. 

Çünkü bazı konularda zaten dünyanın her yerinde tartışmalar sürüyor, yeni bilimsel araştırmalar yayımlanıyor, yeni gelişmeler oluyor. Ama bunlar kesin ya da değişmez şeyler değil. 

Örneğin bizim çocukluğumuzda yumurta kolesterol bombası diye bilinirdi. Şimdilerde tersi öne sürülmeye başlandı. 

Doktorlar arasında, ekoller arasında, ülkeler arasında da farklılıklar var. Kimi, belli bir tedavi biçimine kesin olarak inanırken kimi farklı yöntemleri denemeyi önerebiliyor. Kimi geleneksel tıp yöntemlerine kızarken kendisi de nerede sonuçları kanıtlandığı belli olmayan başka şeyler önerip uçuk komplo teorileri anlatabiliyor. 

Sağlıklı yaşam ve sağlıklı toplum özellikle bizim gibi ülkelerde üstünde fazlasıyla durulması gereken bir şey ve medyanın bu konuda kullanılması da çok önemli. 

Ama insanların özellikle sağlık gibi zayıf oldukları konuları sömürerek tartışma yapmaya yönelik programlar ve bu konulardan kazanç sağlamaya çalışan kişilerin olur olmaz ekrana çıkarılması pek de sağlıklı bir durum değil.

Siz de yorumunuzu paylaşın: