AŞI YAPTIRMAM DİYEN BİRİNE NE YAPILMALI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Prof. Dr. Hakan Hakeri “Hekimler sürekli soruyordu. ‘Acilen aşı vurulması gereken bir aile aşıyı kabul etmiyor ne yapmalıyız?’ Cevabı çok basit yapmayacaksınız. Bu durum domuz gribi içinde geçerli” dedi.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Hakeri, hukuken domuz gribi olan bir vatandaşın rızası olmadan hiçbir şekilde müdahale edilemeyeceğini belirtti.

Ordu’da Baro ve Tabipler Odası tarafından ortaklaşa düzenlenen ‘Sağlık Hukuku’ konulu sempozyum düzenlendi. Grand TESK Otel konferans salonunda yapılan sempozyuma, Baro Başkanı Av. Atilla Önal, Tabipler Odası Başkanı Dr. Özgür Enginyurt, Ordu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Atilla Öztürk, çok sayıda doktor ve sağlık personeli katıldı. Yapılan açılış konuşmaların ardından OMÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Hakeri, tıp hukukunun temel kavramları ve organ nakli konusunda açıklamalarda bulundu.

Uzaktan tedavi

Doktorların hukuk açısından bazı sorunlar yaşamaması için tedavi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Hakeri, “Bazen tedavi sürecinde yapılması gereken bir test yapılmayabiliyor. Bu ileride önlerine sorun olarak gelebilir. Bazen de hekimler ileride başıma hukuki bir sorumluluk gelmesin diye belki de gerekli olmadığı halde MR çekiyor. Dolayısıyla bu tip yöntemlerle kendini hukuken güvence altına almak istiyor. Bunun ne tür bir zararı olabilir. Örneğin çekilen bir MR’ın uzun vadede hastaya zarar vereceği söylenebilir. Dolayısıyla bunlardan dolayı sorumluluğu olabilir. Tedavi yükümlülüğü içerisinde uzaktan teşhis ve tedavi olmaz. Yani uzaktan hastaya şunu bunu yapın denemez. Ama bununla birlikte hekim hastayı tanıyor ve uzaktan tedavi ağır bir risk oluşturmuyorsa, örneğin telefonla yön gösterme şeklinde olabilir” dedi.

“Tedaviyi reddedene müdahele edilmez”

Hukuken hasta ölümün eşiğinde de olsa aklı yerinde reşit ise tedaviyi ret hakkı olduğunu, son günlerde gündemde olan domuz gribi aşısının da bu tür değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Hakeri şöyle konuştu :”Hasta tedaviyi ret ediyorsa asla hastaya müdahale edilemez. Örneğin bir hasta intihar durumunda midesi yıkanacak ancak bunu istemiyor. Eğer psikolojik olarak bir sorunu yoksa, karar verme açısından serbest yani reşit ise o kişiye müdahale edilemez. Ayrıca belirli yöntemleri ret edebilir. Örneğin doktorun yazdığı ilacı kabul etmeyip diğerini isteyebilir. Dolayısıyla bunu nasıl çözeceğiz. Kesinlikle ortak yolun bulunması gerekiyor. Aksi halde yolların ayrılmasından başka çare kalmıyor. Hekim nasıl mesleki özerkliğe sahipse hasta da kendisi bir takım taleplerde bulunabilir. Aile çocuğu bakımında acil müdahale gerektiren durumlarda ret hakkını kullanamaz. Öyle bir yetkisi yoktur. Bilinci kapalı, yada o anda karar verme yeteneğine sahip olmayan yaşlı bir hasta içinde bu konu geçerlidir. Tıbbi müdahaleler olabilmesi için yasal yükümlülüklerin olması gerekir” diye konuştu.

Başbakanın aşı yaptırmaması

Başbakanın domuz gribiyle ilgili olarak aşı yaptırmama durumunu ‘ben tıbbi müdahaleyi ret ediyorum’ anlamına geldiğini kaydeden Hakeri “Böyle bir şey olabilir. Tedaviyi ve önleyici bir şeyi ret haktır. Ancak bunu yasal bir yükümlülük varsa zorunlu yapabilirsiniz. Domuz gribine ilişkin yasal bir yükümlülük yok. Ama yurtdışından gelenler için Umumu Hıfzısıhha Kanunu’nda açıkça bir hüküm var. ‘Limanlardan havaalanlarından gelen vatandaşlar zorla tıbbi müdahaleye alınır’ diyor. Yasal yükümlülük varsa yapılır onun haricinde müdahale ret hakkı vardır. Bu domuz gribi tartışması iyi oldu. Hekimler sürekli soruyordu. ‘Acilen aşı vurulması gereken bir aile aşıyı kabul etmiyor ne yapmalıyız?’ Cevabı çok basit yapmayacaksınız. Bu durum domuz gribi içinde geçerli”

Kayıtlar hekimleri sorumluluktan kurtarır

Bir çok hekimin yoğun iş temposu içerisinde yapmak istemedikleri kayıt tutma işlemimin kendileri açısından son derece önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Hakeri, “Kayıt tutmak tamamen hekimlerin iyiliğine olan şeyler. Örneğin bir doktor ‘ben günde 50 tane hastaya bakıyorum. Birde kayıt mı tutacağım yada bilgilendirme mi yapacağım’ diyor. Bunlar hekimleri sorumluluktan kurtaracak şeyler. Yarın bir gün bir adli bir olay vuku bulduğunda, dosya öne geldiğinde hiç bir şey yapılmamış görünüyor. ‘Yemin ederim, valla yaptım’ demenin hiçbir anlamı yok. ‘Yapmış olsaydınız kayıtlarda olurdu’ denecek. Dolayısıyla kayıtları düzenli tutmak çok yararlı olacaktır” diye konuştu.

Sempozyumda ayrıca, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Yahya Deryal hasta hakları, Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Özlem Yenerer Çakmut aydınlatma ve rıza, Akdeniz Üniversitesi’nden Doç. Dr. Zafer Zeytin, hekimin hukuki sorumluluğu, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zehra Odyakmaz sağlık alanında idare hukuk sorumluluğu, Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yener Ünver hekimin ceza hukuku sorumluluğu ve Adli Tıp Uzmanı Uzm. Dr. Hacer Yaşar hekimin sorumluluğunu değerlendirme kriterleri hakkında bilgi verdi.

Kaynak: http://www.sdplatform.com/Haberler/Haberler/2670/Asi-yaptirmam-diyene-ne-yapilmali.aspx

 

Siz de yorumunuzu paylaşın: