MEME KANSERİ TARAMALARI BİNLERCE KADINA ZARAR VERİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
MEME KANSERİ TARAMALARI

The Telegraph gazetesinin  “Breast cancer screening ‘harming thousands’ yani “Meme kanseri taramaları binlerce kadına zarar veriyor” başlıklı haberi:

Kısa adı NHS olan National Health Service (İngiltere Milli Sağlık Servisi) resmi değerlendirmesine göre, meme kanseri taramasına katılan kadınların bunun onlara hiçbir faydası olmayacak bir ameliyatla sonuçlanabileceği konusunda uygun şekilde ikaz edilmeleri gerekiyor.

Bağımsız Meme Kanseri Tarama Değerlendirme (Independent Breast Cancer Screening Review) üyeleri, NHS tarafından kadınları tarama programı hakkında bilgilendirmek için yayınlanan kitapçıkların, taramaların potansiyel risklerine değinmeden hayat kurtarıcı olduklarına çok fazla odaklandığını belirtiyor.

NHS’ nin Kanser Dairesi Başkanı Profesör M. Richards, bu değerlendirmeyi, tarama programlarının faydalarının abartıldığını ve zararlarının görmezden gelindiğini ortaya koyan birçok bilimsel yayınlardan dolayı başlattı.

Kurul 96 milyon paundluk kampanyanın hayat kurtrıcı olması yanında “ciddi zararlarının da olduğuna” karar verdi.

600 binden fazla kadını ilgilendiren 10 araştırmaya göre NHS programı sayesinde senede 1.300 kadının hayatının kurtarıldığı tahmin ediliyor.

Haberin tamamı aşağıdaki bağlantıda.

KAYNAK: http://www.telegraph.co.uk/health/healthnews/9641609/Breast-cancer-screening-harming-thousands.html

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Prof. Dr. Ayşegül Özdemir dedi ki:

    Son zamanlarda meme kanseri taramalarını eleştirenler “aşırı tanılara”, yani tarama sırasında bulunan tümörlerden bazılarının zararsız olduğuna, aslında sağlıklı bir hayat sürdürebilecek olan bu kadınların gereksiz yere ameliyat, hormon tedavisi, radyoterapi ve kemoterapi gibi tedaviler yüzünden zarar gördüğüne dikkat çekiyor 1-4. Tümüyle katılıyorum! Ama bizde tartışmaların kimi yanlış anlamalara dayandığından kuşkulanıyorum. O yüzden “aşırı tanı” ve “aşırı tedavi” ile ne kastedildiğini anlatmakta yarar görüyorum:
    Kanserin gelişme ve büyüme hızı onun türüne, kişinin yaşına ve henüz bilinmeyen biyolojik özelliklere bağlı olarak kişiden kişiye değişir. Bütün kanserler en başta hücre tabakası dışındaki bazal membranla sınırlıdır (in situ). Bazı in situ kanserler bir süre sonra bazal membranı aşarak onun dışında büyümeye başlar (invaziv), bazıları ise uzun süre (hatta ömür boyu) aynı noktada, bazal membranla sınırlanmış şekilde kalır. İnvaziv kanserler hızlı ya da yavaş ama mutlaka vücuda dağılmaya çalışır, dolayısıyla yaşamı tehdit ederler. İn situ kanserler ise başladıkları yerde kaldıkları sürece zarar vermezler. Bu yüzden taramanın etkinliğini belirleyen şey, taramada bulunan kanserlerin toplam sayısı değil, sadece “invaziv” kanserlerin sayısıdır.
    İn situ kanserlerin bir kısmı da invaziv kansere ilerleyecekleri için önemlidir ama çoğunun (en az üçte ikisinin) ilerlemeyeceğini, hayatı tehdit etmeyeceğini, dolayısıyla tedavi gerektirmediklerini biliriz. Mesele, in situ kanserlerden hangilerinin invaziv kansere ilerleyeceğini kabaca tahmin edebilsek bile kesin olarak bilemememizdedir! Öyle olunca da mecburen hepsi invazivmiş gibi tedavi edilir. Özetle, “aşırı tanı” ile taramada bulunan in situ kanserler; “aşırı tedavi” ile de çoğu zararsız bu kanserler yüzünden yapılan (gerçekte gereksiz) tedaviler kastedilmektedir.
    İn situ kanserlerin hemen hepsi kendini mikrokalsifikasyonlarla gösterir, bunlar ise sadece kaliteli mamografilerle saptanabilirler. Taramaların yaygınlaşması ve mamografi teknolojisindeki sürekli gelişmeler mikrokalsifikasyonların tespitini arttırmakta, bu durum doğal olarak “aşırı tanıya” katkıda bulunmaktadır. ABD’de tarama öncesi yıllarda bulunan meme kanserlerinin sadece %1’i in situ iken, şimdi %25-50’si in situ’dur.
    Taramada bulduğumuz in situ kanserlerden hangilerinin invaziv kansere ilerleyeceğini söyleyebildiğimiz yeni testler icat edilene kadar, “aşırı tanı” engellenemeyecek bir yan etki olarak kalacaktır. Ama bu yan etki yüzünden taramaları gözden düşürmek kesinlikle kötü bir fikirdir!
    Diğer yandan, bizim ülkemizin taramayla ilgili öncelikli sorunları, gelişmiş ülkelerdeki öncelikli sorunlardan farklıdır. “Aşırı tanılar” ve “aşırı tedaviler” herhalde bizde daha fazladır ama mamografi kalitesinin geneldeki düşüklüğü nedeniyle bizim “aşırı tanılar” arasında in situ kanserlerin oranı çok daha az olmalıdır. Bizdeki “aşırı tanı” ve “aşırı tedavi” nedenlerine başka bir yazımda değinmek isterim.
    KAYNAKLAR
    1. http://www.bmj.com/content/343/bmj.d4411.full
    2. http://annals.org/article.aspx?articleid=1103749
    3. http://www.telegraph.co.uk/health/healthnews/9641609/Breast-cancer-screening-harming-thousands.html
    4. http://www.telegraph.co.uk/health/healthnews/9181445/Breast-cancer-screening-resulting-in-unnecessary-treatment.html

Siz de yorumunuzu paylaşın: