MENİSKÜS AMELİYATLARININ ÇOĞU BOŞUNA YAPILIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
artroskopi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Yeni bir araştırmaya göre “artroskopik parsiyel menisektomi” (APM) adı verilen ve çok sık uygulanan ortopedik ameliyatın menisküs yırtığı olan birçok hasta için tamamen gereksiz bir müdahale olduğu ortaya çıktı (1).

New England Journal’ de yayınlanan araştırma en azından üç aydan beri belirli bir derece menisküs yırtığı ve diz ağrısı olan ama osteoartriti bulunmayan 146 hasta üzerinde yapıldı.

Finlandiya’ da çok merkezli, randomize, çift-kör ve sahte-ameliyatla kontrollü olarak düzenlenen araştırmada yaşları 35-65 arasında değişen hastalar rastgele iki gruba ayrıldı; 70 kişilik gruba APM uygulanırken 76 kişilik gruba ise sahte bir ameliyat yapıldı.

APM, bir kamera ve küçük cerrahi aletlerden oluşan çok az ekipmanla dizde açılan küçük delikler aracılığıyla gerçekleştiriliyor.

Müdahale sayesinde ağrıya sebep olduğu düşünülen doku artıkları ve hasar görmüş dokular tıraşlanarak temizleniyor.

Sahte ameliyat ise tıpkı APM yapılıyormuş gibi uygulanıyor, hastalara anestezi uygulanıyor, aynı aletler kullanılıyor, dizde delikler açılıyor ama ekleme girilerek bir müdahalede bulunulmuyor; hastalar kendilerine gerçek APM yapıldığını sanıyor.

Birincil sonlanımlar kısa adı WOMET olan ve düşük değerlerin daha şiddetli semptomları gösterdiği skorlama sistemindeki değişiklikler ve müdahaleden 12 ay sonra egzersizden sonra dizdeki ağrı (0-10 arası puan, 0 ağrı olmaması demek) idi.

12 ay sonunda, sahte ameliyat yapılanların dizlerindeki ağrı ve fonksiyonlarında gerçek ameliyat yapılanlarınkine hemen hemen eşit düzelmeler olduğu tespit edildi.

Her iki grup için de ortalama düzelmeler 100 puanlık skalada 20-30 arasında değişiyor ve asıl önemlisi her iki gruptaki hastalar sonuçları tatminkâr buldular.

APM yapılanların yüzde 77’ si, sahte ameliyat yapılanların ise yüzde 70’ i neticeden memnun olduklarını, APM grubundakilerin yüzde 89’ u sahte ameliyat yapılanların yüzde 83’ ü diz ağrılarında düzelme olduğunu bildirdi.

APM yapılanların yüzde 93’ü, sahte ameliyat olanların ise yüzde 96’ sı müdahalenin tekrarlanmasına istekli olduklarını söylediler.

Başka araştırmalar da var

Daha önce yapılan araştırmalarda da osteoartriti olan hastalarda artroskopik cerrahinin ilaç ve fizik tedaviye bir üstünlüğü olmadığı gösterilmişti (2, 3, 4).

Araştırmaya katılan uzmanlardan Dr. Teppo Jarvinen şunları dile getiriyor (5):

“Ortopedi camiasında büyük bir gürültü çıkmasını bekliyorum. Bu en çok yapılan ortopedik müdahaledir.

Yaptıkları işin sahte bir ameliyattan öte bir şey olmaması ortopedistleri elbette üzecektir ama ne yapalım ki gerçek bu.”

Bu cerrahi girişimin USA’ da senede 700 bin hastaya uygulandığını ve bu iş için 4 milyar dolar harcandığını biliyoruz ama ülkemizdeki rakamlar hakkında hiçbir fikrimiz yok.

Bu araştırmaya “Bu sonuçları çok genelleştirmemek gerekir” diye karşı çıkanlar da şunları söylüyor:

“Menisküs cerrahisi tamamen fuzulidir demek doğru değil.

Eklem hareketinde çıtırtı olması gibi mekanik semptomları olan hastalarda ve spor yaparken ortaya çıkan hasarlarda çok faydalı olabilir.

Menisküslerdeki yırtıkların yüzde 80’i yaşlanma ve yıpranma sonucu gelişiyor.

Bu tür kronik diz ağrılarında fizik tedavi ve ilaçlar daha uygundur; cerrahini çok sınırlı tutulması lâzım.”

Gelelim neticeye

BİR: Başta bademcik, geniz eti, yumurtalık, tiroit ve bel fıtığı olmak üzere birçok cerrahi müdahalenin boş yere yapıldığını, bunların hastalara hiçbir faydasının olmadığını biliyorduk. Yeni bir araştırma diz ameliyatlarının çoğunun da boş yere yapıldığını gösteriyor.

İKİ: Bu cerrahi müdahalenin tamamen boş yere yapıldığını söylemek de asla doğru değil; bu sayede mutlaka rahata kavuşan pek çok hasta vardır.

ÜÇ: Toplumda “bıçağın ilaçtan daha etkili olduğu” şeklinde bir inanış olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Finli, Amerikalı, Türk, Afrikalı fark etmiyor, vatandaş “kendine dokunulmasını” istiyor; cerrahi müdahaleye “bayılıyor” olmalı.

DÖRT: Araştırmada, performans sisteminin uygulanıp uygulanmadığı bildirilse ve bunun hasta memnuniyetini etkileyip etkilemediği değerlendirilseydi çok isabetli olurdu.

BEŞ: Her iki grubun doktorlara hediye getirme oranlarına da bakılabilirdi; hastanın düzeldiğini yapılan işlemden fayda gördüğünü gösteren en iyi parametre budur.

ALTI: Siz bilirsiniz ama iyice sorup soruşturmadan öyle hemen “bıçak altına yatmayın” derim.

KAYNAKLAR

1. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1305189?query=featured_home

2. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa013259

3. ttp://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa0708333

4. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa0708333

5. http://www.nytimes.com/2013/12/26/health/common-knee-surgery-does-very-little-for-some-study-suggests.html?hpw&rref=health&_r=2

***

EK 1 (15.4.2022): Aşil tendon rüptürü olan erişkinlerde 3 tedavi türünün karşılaştırması  New England Journal of Medicine’de yayımlandı. Ameliyatsız tedavi, açık cerrahi ve minimal invaziv cerrahiyi karşılaştıran çok merkezli, randomize, kontrollü bir çalışma gerçekleştirildi

Toplam 554 hastaya randomizasyon uygulandı ve 526 hasta son analize dahil edildi. Aşil tendonu Toplam Rüptür Skorundaki ortalama değişiklikler, ameliyatsız grupta -17.0 puan, açık onarım grubunda -16.0 puan ve minimal invaziv cerrahi grubunda -14.7 puandı . İkili karşılaştırmalar, 3 ameliyat grubu arasında herhangi bir farkın olmadığını gösterdi. Tedavi sonrası fiziksel performansta ve hasta tarafından bildirilen fiziksel işlevde başlangıca göre değişiklikler üç grupta da benzerdi. 

Tendon rüptürlerinin sayısı ameliyatsız grupta (%6,2) açık cerrahi veya minimal invaziv cerrahi grubuna (her biri %0,6) göre daha yüksekti.  Minimal invaziv cerrahi grubunda 9 sinir yaralanması (hastaların %5,2’sinde), açık onarım grubunda 5 (%2,8) ve ameliyatsız grupta 1 (%0,6) sinir yaralanması vardı. Araştırma sonucunda aşil tendon rüptürü olan hastalarda cerrahi tedavinin (açık onarım veya minimal invaziv cerrahi),  ameliyatsız tedaviden daha iyi olmadığı belirlenmiş oldu.

Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/hekim/tibbi-gelismeler/tr-asil-tendon-ruptur-ameliyati-cok-da-gerekli-degil-mi-2-19-100183.html

***

EK 2 (15.10.2023): Omuzda kalsifik tendinopatisi olan hastalarda kortizon enjeksiyonu ile ultrason rehberliğinde lavaj veya tek başına kortizon enjeksiyonunu sahte tedaviden üstün bulunmadı.

Kaynak: https://www.bmj.com/content/383/bmj-2023-076447

Makale: Ultrasound guided lavage with corticosteroid injection versus sham lavage with and without corticosteroid injection for calcific tendinopathy of shoulder: randomised double blinded multi-arm study

***

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. ersin görmez dedi ki:

    ben de katılıyorum.
    2 kere menüsküsten amaliyet oldum en sonundada çapraz bağ amaliyatı oldum ama
    şikayetim ahalan var
    beni ararsanız sevinirim.tel 05077804079

  2. Fatih Vatansever dedi ki:

    Saygıdeğer Hocam, siz bu şekilde hastalıkları genelleyerek konuya tamamen vakıf olmayan insanlara sunarsanız çarpıtılmaya çok müsait konular olarak karşımıza çıkar. Ben şimdi size soruyorum bu iki çalışmada hangi tip ve menisküsün hangi bölgesindeki yırtıklara müdahele edilmiş? Müdahele edilmeyen yani sadece diagnostik artroskopi yapılan hasta grubundaki hastaların menisküs yırtık tip derece ve lokalizasyonları neler? Ayrıca diz ağrısı bulunan hastalarda menisküs yırtığı olmasa bile ağrıya sebebiyet veren eklem sıvısındaki sinovit tablosu bile sadece artroskopi ile hiç müdahele etmeden Eklem kapsülünün irrigasyonu (yıkanması) ile rahtalıyorken bu çift kör çalışmaya dahil olan hasta grubundaki hastalar sinovit açısından araştırılarak mı bu çalışmaya dahil edilmiş? Ayrıca kova sapı tipindeki menisküs yırtıklarını artroskopi yapmadan tedavi edebilecek bir hekim varsa zaten Nobel ödülünü haketmiş demektir. Ben de size iki tane çalışma bulabilirim şu anda tüm dünyada kabul görmüş herhangi bir konudaki tedavi yönteminin olumsuzluklarından konu alan. Sözün özü sizin bu yazınız biraz “Hariçten gazel okumak” gibi görünüyor. Ya da insanların gözünde böyle spekülatif konuları dile getirerek bundan menfaat ummak. Saygılarımla.

Siz de yorumunuzu paylaşın: