STATİN KULLANIMINI KESEN HASTALARIN VEBALİ KİMDE?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
obez kadın 4

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) tarafından düzenlenen 16. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Antalya’da yapıldı. Kongrede düzenlenen basın toplantısında gündemdeki konulara yönelik bilgi verildi.

Kongre basın toplantısında statin kullanan hastaların ilaçlarını kestikleri ve bu konuda son yıllarda yapılan tartışmaların yanlış bir sürdüğü kaydedildi.

Kalp damar hastalarının statin ve kolesterol ilaçlarını kullandığında kalp krizi riskinin düştüğünü ve yaşam süresinin uzadığını belirten  Prof. Dr. Sadi Güleç  son 20 yılın kalp damar hastalıklarıyla ilgili en büyük devriminin statinler olduğunu saygın tıp dergilerinin kabul ettiğini söyledi.

Statinlerin kalp damar hastalarında gösterdiği bu fayda sonrasında kalp damar hastası olmayanlara da verilerek kalp damar hastası olmalarınının engellendiği yönünde olumlu çalışmalar olduğunu da hatırlatan  Prof. Dr. Sadi Güleç

Ama bu bir strateji olmalı mı? Sağlıklı insanlara statin verip ömür boyu kullandırmak ne derece doğru tartışmaları da olmuştur. Ama bu tartışmaların bize yansıması maalesef ilacın ana başlığı altında olmuştur.

Statin kullanılmalı mı kullanılmamalı mı? Dünyada düşük riskli tamamen iyi olan insanların bu ilacı kullanıp kullanmayacağını  maliyet etkin olup olmayacağı tartışılırken  Türkiye’de ‘vay bu ilaçlar neden kullanılıyor?’ tarzında  tartışmalar oldu’ diye konuştu.

Ebola virüsü ile ilgili bir enfeksiyon doktoru  televizyona çıkıp ‘bu dünyanın yutturmacasıdır, Ebolalılarla kucaklaşıp öpüşün’ demek ne kadar saçmaysa kalp-damar hastası birine statin sende erkekliğini bozar, oranı buranı arttırır buna ilaç firmaları katılıyor demek aynıdır diyen Sadi Güleç ilacı kesip tekrar yoğun bakıma yatan hastaları gördüklerini söyledi.

Statin tartışmalarında gündeme gelen isimlerin halk sağlığına zarar vermek için bu işi yapmadıklarını düşünmek istediğini de belirten Prof.Dr.Güleç

Belki daha popüler olmak için yaptılar, belki statin bu kadar çok duyulmasın diye yaptılar, halkta oluşan algı bu.

Bir güne gidin 10 kadın konuşsun 2’si doktor bana şu kolesterol ilacını yazdı dese en az iki tanesi itiraz eder ‘aman bırak’ diye ‘onlar şöyle böyle ilaç firmalarının gazı’ diye. Böyle bir durumla karşı karşıyayız.

Bir kişi kalp krizi geçirirse veya stent takıldıysa veya by-pass olmuşsa veya şeker hastasıysa bunlardan biri veya daha fazlasına sahipse, o kişinin statin ilacını bırakması demek gelecekte çok daha fazla enfarktüs geçirmesi demek daha az yaşaması demek bunu vebali kime bilmiyorum’ diye konuştu.

Kaynak: http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-statin-kullanimini-kesen-hastalarin-vebali-kimde-1-11-62099.html

Yazı için 9 yorum yapılmış:

  1. A. Okan Çağlar dedi ki:

    İÇ HASTALIKLARI KONGRESİNİN SPONSORLARI ACABA İLAÇ FİRMALARI MI?

    16. İç Hastalıkları Kongresinde konuşan Prof. Dr. Sadi Güleç, isim vermeden Prof. Dr. Canan Karatay’ı eleştirmiş ve kolesterol ilaçlarının bırakılmasının yanlış olduğunu, içilmesi gerektiğini söylemiş ve “ilaçların bırakılması yüzünden yoğun bakıma alınan hastalar arttı” demiş.

    Acaba yoğun bakıma alınan hastalar içinde kan kolesterolü herkesin yüksek mi? Lütfen bize bu sorunun cevabını verebilir misiniz Sn. Güleç, “neden kolesterolü düşük olanların damarları tıkanıyor? Kolesterolü düşük olup da damarları tıkanan hastaların oranı % 50 değil mi?”

    Kolesterol ilaçlarının kullanılmasını sorgulayan “bağımsız” doktorların tutumunu, “Ebolalılarla kucaklaşın, öpüşün” demekle eş tutmanız ve bu saygın profesörler için “ağzı olan konuşuyor” demenizi gerçekten size hiç yakıştıramadık ve bu sözlerin istemeden ağzınızdan çıktığını düşünmek istiyoruz.

    Gerçekten bu sözleri siz mi söylediniz? “Ebolalılarla kucaklaşın öpüşün demek ne kadar saçmaysa kalp damar hastası birine statin sende, işte erkekliğini bozar, oranı buranı ağrıtır, bunu ilaç firmaları kakalıyor demek o kadar saçma hurafedir… Türkiye’de vay bu ilaçlar niye kullanılıyor tarzında hani bel ağrısından daha sık görünen bir hastalık var bizde, ağzı olan konuşuyor hastalığı” Biz bir profesörden bilimsel ve inandırıcı açıklamalar bekleriz bu tarz bir yaklaşım bize son derece ilkel ve amacını aşmış görünüyor.

    Sn. Güleç’in kendisi sanırım hiç statin kullanmamış ve sadece hastalarına yazmış. Ben (Okan Çağlar) 12 sene statin kullanmış bir kişi olarak neler kaybettiğimi şimdi anlıyorum. Gerçekten bu yaklaşımınız çok talihsiz. Dr. Duane Graveline’nin Lipitor Thief of Memory kitabını ve diğer kitaplarını okumanızı öneriyoruz. İsterseniz daha bir çok kitap önerebiliriz. Bir yerlerden başlamak lazım.

    Sizden bir de şu soruya yanıt vermenizi rica ediyoruz.

    Yüksek kolesterol damarları tıkıyorsa, kol damarlarını neden tıkamıyor? Bacak damarlarını neden tıkamıyor? Yüksek kolesterollü kan bu damarlara uğramadan mı geçiyor acaba? Bu damarla bypas ameliyatlarında tıkanık olmadığı için neden kullanılıyor? Ayni kan değil mi vücutta dolaşan?

    Prof. Dr. Sadi Güleç’e açık çağrı… Lütfen bizim hikayemizi okuyun ve insanları ilaca değil sağlıklı beslenmeye yönlendirin!
    http://woto.com/kolesterol

    İlaç satışları düştükçe maalesef ilaçlarla duygusal bağı olan herkes konuşacak gibi görünüyor. Son olarak da Sn. Güleç’e şunu sormak istiyoruz. 16. İç Hastalıkları Kongresinin sponsorlarını, destekçilerini öğrenebilir miyiz?

    Buradan da Sadi Güleç’in konuşmasına ulaşabilirsiniz. http://www.medyafaresi.com/video/409856

    Sağlıklı Yaşıyoruz
    Ailesi Adına A. Okan Çağlar

  2. Yavuz Eryılmaz dedi ki:

    Ben, bu büyük profesörle oğlumun yanına gittiğim 2006 yılında NYC’de ayni masada yemek yeme zorunda olmuştum. Alkolü aldıktan sonra yaptıklarını yazarsam her halde beni mahkemeye verir. Zaten kendisi de bir firmanın davetlisi olarak oraya gelmiş. Yaptıklarından en unutamadığım kollarını kafasının yanında halka şekline getirip başıyla da YMCA dansına eşlik etmesiydi.

  3. hasan (dr)

    22/10/2014 18:05:43

    Malesef neredeyse ekmeğe de statin koyalım diyecek hale geldik. Halbuki diyetimizi düzenlesek daha iyi olmaz mı? Kısaca az yiyelim, yürüyelim, koşalım, stresi defedelim. Karatay hocayı suçlamayalım, o olmasaydı belki de normal yemek yerine statin yiyecektik bu hale getirildik. Halbuki statinler endikasyonsuz kullananlar için bir karaciğer zehiridir. Bunları ancak ailevi hiperlipidemik durum var ve diyetle düzelmiyorsa veya vasküler bir operasyon geçirmiş se hekim kontrolunda dozuda ayarlanarak verilebilir. Önüne gelenin kullandığı bir ilaç olamaz, ancak iç hastalıkları uzmanlarının değerlendirmesiyle risk yarar dengesi göz önüne alınarak verilebilir.Rabdomiyoliz, böbrek, karaciğer bozuklukları bu ilaçlara bağlı gelişebilir. Dikkatli kullanalım,hastaları ilacın yan ekileri olası olduğundan yakından takip edelim. firmaların maşası olmayalım.

  4. aydin sinal (hekim)

    22/10/2014 14:16:11

    Su anda Almanyada hastalara stent takmanin,statin hapi kullanmanin,eger düzenli bir yasantisi yoksa hicbir faydasi olmadigi kanaati var.Hareketsizlik,asiri kilo,yemek aliskanligi gibi durumunu degistiremeyen hastalarda bu gibi tedavilerin hicbir faydasi olmadigi görülmüstür,sadece ilac sirketlerine ve onlarla calisan doktorlara faydasi var.
    benim cholestrin seviyesi bir ara 480 olarak ölcüldü(asiri stres,düzensiz hayat sebep idi),hic bir ilac kullanmadan spor,diyet,düzenli uyku ile 200 seviyesine düstü,zaten hekim hekime statin vermiyor “eger istersen kendi isteginle kullan”diyor.
    Önemli olan kisinin günlük yasantisini kontrol altina almasi,statin sadece belki labaratuar verilerini düsürür ama damar sistemine bir etkisi olmaz.Ilac sanayisi milyarlari kazanir o baska

  5. Mücahit Altuntaş (iç hastalıkları uzmanı)

    22/10/2014 13:46:38

    Adı Üçlü .Birimiz hepimiz hepimi birimiz için söylemi gibi çalışıyorlar.

    Ölüm kazalarında Dünya üçüncüsü ve Avrupa birincisi ülkemizde hiperkolesterolemi adıyla olası kardiovasküler riski ön plana alıyoruz.Risk risktir.Hepimizin canı kıymetli.Ama başka gerçek ve veballalr ihmalde.Sorun bu !.Tartışmamız gerekende bu olmalı.

    Vebalde kalmamak için bir antilipidemik , bir kan sulandırıcı , birde genelde toplumda yaygın olan hipertansiyon ilacı yazıyoruz.Sadece üç ilacı kullanmak bile risk algısı ölümlü kazalarla tescilli olan ülkemizde ilaç alınması ve kullanılması anlamında sürdürülebilirliği ve maliyeti anlamında yeteri kadar sorgulanıyor mu ? İç Hastalıkları Derneğinin Hipertansiyon konusundaki açıklamaları ve başarı endeksleri buna işaret etmektedir.Yani obesie hipertanisyon KAH kaonusunda yaşam tarzını ön plana almayı beceremiyoruz.İşte hekimin vebali burada başlayor.Basit ,ucuz ve erken önlemleri gündemlerine almak.

    Devam ediyorum.Bu üçlünün risk anlamında içinde olan aspirnin yanına mide koruyucu ilacınız ve diyabet obesite ve onun getirdiği risklerin olmadığını kabül ediyoruz.Psikolojinizde iyi diyelim.Hipertansiyon malüm memleket meseleleri ve obesite için ve hassasiyet gösterilen sağlık hizmetleri içn alıyorsunuz.Peki.

    Anti (hipertansif + lipidemik + agregan) fiyatı =20+20+2 = yaklaşık 40TL aylık tutarı bir yılda yaklaşık 500TL sadece ilaç !Bu ülkede asgari ücret kaç lira ? Aparatif sorumuzu soralım.

    Cevap ! Net yaklaşık 900 TL.Siz yıllık 500TL maliyeti doktora gitti geldi , tekik , performe edilmiş sağlık sistemiyle bunu en iyi hesapla katılım paylarıyla yılda 900TL ancak kapatırsınız.Bu rakam üç asgari ücrete de çıkabilir.Diğer doktorların veballerini ihmal ediyoruz.

    Yani bu ülkede asgari ücretele çalışan insana bu rik yada vebal algısı bir yada üç asgari ücrete maloluyor.Bu hassiyet gösterilen ve vebalsiz , mevcut bilimsel yaklaşımla sağlık sisteminin bir kişiye kabaca maliyeti.Sanıyorum devlet bir kişiden hepsi içinde yani tüm sigorta malluliyet dahil ayda 300 TL sigorta primi topluyor.

    Peki bu ülkede toplam ücretlendirmenin kaçta kaçı asgari ücretle gidiyor.

    Cevap yüzde kırkı ;% 40 oranında .

    Yani çalışanların yaklaşık yarısı asgari ücretle çalışıyor.!İşsizlik oranı ne ?Hesaba katmıyoruz.

    Şimdi bedeli yada vebali ne üzerinden konuşalım ?

    Maliyetler üzerine mi (?), bilimsel fayda ve kazanılan asgari ücrete talim vebalsiz kazanılan yaşam hakkı üzerine mi ?

    Türkiyede neden artan , ama çok artan ve obesite , beslenme sorunu yaşayan ülkemizde sağlık , vebal risk yazılan ve vabal altında kalınma gündemiyle geldiğimiz noktada ve bu açıklamalarla ilaç üzerinden konuşuluyor! Akdenizli bir tarz ve maliyetli.

    Neden hayatın birçok alanında riskler varken ve ülkemiz bu riskleri Dünyada ve Avrupada ilk üçe girerek karşılarken ilaç konusu vebal olarak topluma dayatılabiliyor ?

    Sanıyorum ama araştırmadım , ambulansla en fazla kaza yapan ülkelerden biriyiz.Vebal ?

    Şimdi birileri , yada sayın Karatay eğer böyle bir ülkede yani hekimlerin bile çoğunun beslenmeyi önemsemediği , beslenminin ayrı bir ticari alan olarak diye uzmanı adıyla işlem olarak pazarlandığı ,obesitenin patladığı ülkemizde gayet güzel ve doğru biçimde anlatmaktadır.Adam gibi beslenme , diyabet riskinde ve kroner arter hastalığında en önemli konu olan şeker un nişasta üzerine yani rafine beslenmeden kaçış ve odaklanma üzerine.Pek güzel ve “damar inflamasyonu açısından” aynı zamanda bilimseldir.

    Türkiye iç hastalıkları derneğinin aynı toplandıdaki açıklamasına bakıyorum.Şöyle

    “Eşlik eden risk faktörleri önemli
    Hipertansiyonun risk faktörleri ile birlikte tespit edebilmesi ve birlikte tedavi edilerek izlenmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kerim Güler ‘Örneğin; Hipertansiyonda %11 bir düşme, yani hastanın tansiyonu 150 iken 135 e indirilse, yağlarının %11 oranında düşürülme olması yani 250 iken 225’e düşürülmesi hastanın kardiyovasküler risk açısından %45 hayatta kalmasını sağlıyor. Bu son derece önemli bir konu, bunu yapabilmek için sistemlerle yaşam tarzı değişikliği ve ilaçlarla bunu sağlamak mümkün. Yine yeni kılavuzlar da yaşam tarzı değişikliği çok önemli şayet yaşam tarzı değişikliği uygun olarak yapılabilirse belki de ilaca dahi gerek kalmadan normal değere inebilir’ diye konuştu.

    Yeni risk faktörü: İnflamasyon
    İnflamasyonun da, son derece önemli yeni bulunan bir risk faktörü olduğunu belirten Prof.Dr.Güler ‘Çünkü yapılan çalışmalarda inflamasyonun azaltılmasıyla hastalarda kardiyovasküler ölüm riskinin azaltıldığı ortaya çıkıyor. Zaten biz hekim olarak tıpta inflamasyonun olmasını hiç istemeyiz. Bu nedenle iflamasyon göstergesi olan CRP’nin beşin altında ve bunu izah edebilecek başka romotolojik enfeksiyon durumu yoksa, bunun da önemli bir risk faktörü olduğu ve bunun da bazı statinlerle düşürebileceğine yönelik çalışmalar var”’ diye konuşmuş.

    Burada iki parakgrafta aslında iki durum aslında özetleniyor.Ama lipid kullanmamak vebal oluyor.

    Sorun ;Kulak arkası edilen yaşam tarzı değerlerinin getirdiği kümulatif yada bileşik etkinin görülmemesi.İlaçlara bel bağlanmasıdır.

    Özetle vebal her alanda karşımıza çıkmaktadır.Koruyucu hekimlik , yaşam tarzı , insanların temel ihtiyaçları , asgari durumları yada asgari ücret dayatması ve gerçekliği gibi.Bunlar yok sayılarak ve sadecekendi alanına odaklanarak yapılan vebal sorunu nihayetinde kolesterol alıp almamaya indirgenmiş görünüyor.

    Konu bilimsel geçerliliği bir yana ayrıca hangisinin öne alınması anlamında farklı yaklaşımların bir noktada karşı karşıya gelmesine neden oluyor?

    Sizce hangisi vebal sorunu lark gündem alınmalı ve neden?

    Tedavi ve yaklaşım sorunu elbette kişiseldir.Sorun bu ülkede temel ihtiyaçların yok sayıldığı ve herşeyi kişiselleştiren ve son kerteye ve pahalı yaklaşımlar ve söylemlerdir.

    Yani ülkemiz her alanda olduğu gibi sağlık alanında da “temel ihtiyaçları görmeyen , yoksayan yada öne çıkarmayı vebal sorunu görmeyen , ama ticari , maliyetli , ve pahalı araştırmalarla bilimin pahalı araştırmalarla bilimsel diye gözümüze soktuğu ayrıntılarla bir kör dövüş içine girebiliyor.

    Vebalse eğer , sağlıkta tüm sorunlara bütünsel ve ilişkisel bakmakta vebaldir.

    Karatayda bunu yapmaktadır.Kolesterol konusu genel yaklaşım anlamında söylüyorum halen ortada bir konudur.Ama risk guruplarına daha öznel ve yoğurdu üfleyerek yaklaşılabilir.Elimizdeki bilimsel eriler sadece ilaç sektörünün yaptığı oldukça pahalı ve kapsamlı çalışmalar !

    Bu asgari ücret ekonomisinde elbette bu değer ve bilimsel yaklaşım , bütünsel yaklaşım beslenme , sağlıklı beslenme , sağlıklı ortam ve temel ihtiyaçların üzerinden konuşan insanların dediklerine de kulak asmaktır.

    Ülkemizde sağlık sektörünün kongre dahil , ilaç pazarlanması dahil hekimlerin dahil edildiği bazı süreçleri “aşamalı biçimde” kaldırmak bazı ülkemiz için bazı tartışmaların daha sağlıklı ve ekonomik olmasına yol açabilir.

    Vebal ve toplumsal sorumluluk konusunda düşüncelerimi aktarmış bulunuyorum.

    Dr.Mücahit Altuntaş
    İç hastalıkları uzmanı

  6. fethi albayram (iç hastalıklrı uzmanı)

    21/10/2014 10:33:12

    Bu işin vebali,kendi aklına mukayyet olamayan canan karataydır.bu işlere ayırdığı zamanı birazda sosyal olaylara ayırsaydı,en azından dolandırılmazdı.

  7. Mücahit Altuntaş (iç hastalıkları uzmanı)

    21/10/2014 10:05:00

    Kolesterol ilacı daha çok konuşulur.Epey hassas bir konu.

    Yalnız bu vebal konusuna girecek olursak ülkemizde bir gidiş var.Bu gidiş sorunların kök sebebine değil ticari yanına itibar etmek.O yüzden son on yılda obesite patlıyor.Diğer sorunlar da patlayacak !Estetik operayondan eklem problemelri , HT , kah , diyabet gibi kronik hastalıkları ve maliyet sorunları !

    Gittikçe kilo alan bir toplumsal sorunla karşı karşıyayız.Diyabet HT ve diğer risklere maruz kalacak olan genç bir kuşak var.

    Şimdi ilginçtir ülkemizde halk sağlığı uzmanlığı pek konuşmuyor !İtibarlarını kaybettiler.Vebal sorunudur ve dolaysıyla beslenme , yaşanılan mekanlar ,yaşam tarzı , insanların kendilerine ayıracakları vakit ve nakit sorunları yoksanır oldu.Vebali kimde bilemiyorum!

    Vebal konusu kolesterol ilacı kullanmaya kaldı.Elbette riskli hastalar için hassasiyet gösterilmesi gereken konudur.

    Ama diğer konuların önemi , yaygınlığı ve potansiyel farklı çoklu problemleri karşısında daha rafine , belki son dönemde daha ticari bir konudur.Yani kolesterol ilacı kullanmadan önce gelen kitlesel yıkım ve sorun yapan konular var.Ama vebal soran yok !

    Ülkemizde poliklinik sayıları son on yılda üçe katladı.Herkes sağlığı için sağlıklı yaşamı ve şartları sorgulayacağına hastanelere ve doktorlara koşuyor.Sağlık olmayacağı ve daha ticari ve maliyetli olacağı kesindir ,maliyet son on yılda 8-10 kat artmış görünüyor.Üniversiteler sefil SÜT tanımının üstesinden gelebilmek için üniverste olduklarını unuttukları sıradanlıklar yaşıyor.Performans sistemini sorgula(ya)mıyorlar.Ama vebal ortada yok ! Vebali kimde ?

    Bu sorunları unuttuk.Acillere müracat eden hasta yılda bir ülkenin nüfusunu aşıyor.Vebali kimde ?

    Kolesterolilaç kullanan ve kullanmayan fark ne kadar anlamlı.Lütfen bilen yazsın ama bir konu daha var ki patlamış durumda.İlgisizlikliğin vebali kimde !

    İlgilerinizi rica ediyorum.Vebal arıyoruz.

    Eğer söz konusu kolesterolse daha önemlisi “sağlıklı beslenmek”tir.Toplum obesiteve onun tisunami etkisi , artçısı kroner arter hastalığı ve Hipertansiyona maruz kalıyor.Bu konulara ilgi yok , ülke olarak önlem almakta yok.Vebali kimse ona sesleniyorum ? Bilimsel otorite yada otoriteler !Neden bu konuda özeleştiri ve ortak hareket sergilenmiyor ?SAğlık bakanlığının obesiteyle mücadelede hadi yürüyelim kampanyası çok cılızdır.Görüntüyü kurtarıyor ama kapsamı ve derinliği yok.

    Şimdi yüzümüze çarpan gerçeğe gelelim.Bu gerçeğin anlamı ne ! Nasıl yansır ?Şimdi kolesterol konusunumu beslenmeyi mi ön plana alalım ?Yoksa kök sebebleri mi ?

    Ama nedense kamuoyunun gündemine gelemiyor.Neden acaba ?Sonuçları kolesterol ilacı kullanmanın kat kat ötesinde vebal taşıyor.İlgisizdir.Sahipsizdir.

    Özetle Türkiyede önce beslenme ön plana alınmalı , Kolesterol ilacı kullanmak değil.Vebal varsa bunu öne çıkarmaktır.Vebal budur !

    Son on yılda ne olmuş Ona geliyorum.
    TURDEP II çalışması, TURDEP I çalışmasının
    tekrarı şeklinde, 26499 kişi üzerinde Haziran 2010 tarihinde tamamlanmıştır.[18] TURDEP I’den itibaren geçen 12 yıllık süreçte, Türk erişkin toplumunda diyabet
    sıklığının %13.7’ye ulaştığı ve diyabet sıklığında %90 artış olduğu görülmüştür. Ayrıca, diyabet 1998 yılına göre daha erken (yaklaşık 5 yaş) başlamaktadır.
    Diyabet sıklığındaki artış ülkemize özgü değildir.Tüm dünyada diyabet sıklığı hızla artmaktadır; ancak ,ülkemizdeki artış hızı çok yüksektir.

    Şimdi tekrar altını çiziyorum “TURDEP I’den itibaren geçen 12 yıllık süreçte, Türk erişkin toplumunda diyabet
    sıklığının %13.7’ye ulaştığı ve diyabet sıklığında %90 artış olduğu görülmüştür.Ayrıca, diyabet 1998
    yılına göre daha erken (yaklaşık 5 yaş) başlamaktadır”

    Vebali kim de ?

    Kaynak
    http://antalyabugun.com/index.php?page=news&NID=29029#.VEK2WenQI9c.facebook

    Sayın Sadi Güleçin bu konulara halk sağlığının , patansiyel risklerin vebali adına değinmesi daha etkin bir çözüm olacaktır.

    Aşırı beslenmenin ve fazla kilonunu birçok sonucu vardır.Kolesterol , damar içinde inflamasyon bu sonuçlarıdan bazılarıdır.

    Aslında vebal , halk sağlığı , yada sağlıklı toplum adına bunlara eğilmemiz gerekiyor.Rafine karbonhidrat , sağlıklı beslenme , doğal beslenme konusunda birileri vebali gayet iyi yerine getiriyor.Selamlıyorum.

    Bunları yazmakda daha çok tartışmak , kamuoyu oluşturmak da bir vebaldir.Daha çok konuşulmasını umuyorum.

    Dr.Mücahit Altuntaş
    İç hastalıkları uzmanı

  8. Bülent Erdener (uzm . dr)

    21/10/2014 09:20:25

    Sayın Sadi Hoca statin kullanımın kesilmesinden doğacak olumsuz sonuçların vebali kimde diyor.Senelerce statin kullanıp bir şekilde SGK nın kesesinden milyarlarca dolar giderken bunun vebali kimde.Eğer spor aktivitelerini artırıcı toplumsal hareketlerin başlamamsından dolayı olan sorumluluk kimde? Bilimde kesinlik yok.Senelerce millete tereyağı yedirmediniz diğer margarinleri yedirdiniz.Millet tereyağını verip margarin alıp evien gitit.Senelerce alıtırdınız kartelleri güçlendirdiniz.Bunun vebali kimde.Öyle bir hale geldikki herşeyin ilacı doğalından daha kullanışlı hale geldi.Sonuç herkesin cebinden çıkan milyarlarca tl.Bozulan sağlık, dün bilimsel gerçeklik olarak kabul edilen ve uygulanan ancak bugün reddedilen tedaviler.Bu şekilde tedavi edilen milyonlarca hasta ,bunların vebali?Sziler hocalarımız olarak en basit hayat tarzları ve doğala eğilim yapacağınzı yerde ilaçla tedavi ettiniz.Eleştirmek istediğinde çok şey bulabilirsin.Söylenilen önerilen herşeyi mutlak anlamda doğru kabul edip her hastaya uygulamak doğru değil.Ne Canna hoca nın nede Statinleir kulanan hoca nın tam olarak doğruyu yansıttığını söyleyebiliriz.Vebal bunu kötü niyetli olarak yapanların

  9. selami güllü (tabip)

    21/10/2014 08:16:02

    paraları dolandırıcalara kaptıran teyzede.

Siz de yorumunuzu paylaşın: