ATEŞ NEDİR, KAÇ ÇEŞİT ATEŞ VARDIR?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Ateş en sık karşılaşılan sağlık sorunlarından biridir.

Gün içinde değişiklikler gösteren vücut ısımız sabahın erken saatlerinde en düşük, akşamüzeri ise en yüksek değerlerine ulaşır.

Buna göre, dil altından ölçülen vücut ısısının sabah 6′ da 37.2 dereceden, akşam üzeri 4′ de 37.7 dereceden daha fazla olması ateş yüksekliği veya kısaca ateş olarak tanımlanır.

Dil altından ölçülen vücut ısısı makattan ölçülen ısıdan 0.6 derece daha düşük, koltukaltı ısıdan ise 0.4 derece daha yüksektir.

Vücut ısısında mevsimsel farklılıklar olabileceği gibi, gebelik, yemek yeme, hormonal faktörler, yaş gibi fizyolojik değişiklikler de bazal vücut ısısını etkilerler.

Vücut ısısının düzenlenmesi

Vücut ısısının, çevredeki ısı farklılıklarından etkilenmeden sabit kalması, beyindeki ısı ayarlama merkezi tarafından sağlanır.

Bu merkez sayesinde, dokulardaki ısı üretimi ile ısı kaybı dengede tutulur ve böylece vücut iç ısısı 37derece civarında kalır.

Ateşin organizmaya hem yararlı ve hem de zararlı bazı etkileri vardır. Yararlı etkilerinin en önemlisi bazı bakterilerin yüksek ateşte daha az üremeleri ve hastalık yapıcı etkilerinin daha az olmasıdır.

Zararlı etkileri ise vücut ısısının her bir derece yükselmesi ile oksijen tüketimini yüzde 15 artması ve bunun sonucunda da kalori ve sıvı ihtiyacının da artmasıdır.

Ateşle orantılı olarak solunum ve kalp hızı da yükselir. Bu durum çocuklarda daha belirgindir.

Ateş yükseldiği halde nabzın hızlanmaması tifo, bruselloz gibi hastalıklarda ve bazı ilaçlara bağlı ateşlerde görülür.

Ateşin belirtileri

Hastalar ateşi oldukça farklı şekillerde algılarlar.

Bazıları yüksek ateşleri olduğu halde bunun farkında bile değillerdir. Bazıları ise hafif ateş yükselmelerinden bile ileri derecede rahatsızlık duyarlar.

Bir kısım hasta, ateşten değil, ona eşlik eden baş ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrıları, iştahsızlık, halsizlik ve uyku hâli gibi belirtilerden daha çok yakınır.

Vücut ısısının yükselmesi vücudumuzda uyku halinde bulunan herpes virüsünü aktive ederek dudaklarda uçuklara sebep olabilir.

Üşüme ve titreme

Isı ayarlama merkezinin yeni ayarı ile kanın ısısı arasındaki uygunsuzluk sonucudur.

Üşüme hissi, kanın ısısı bu yeni değere ulaşıncaya kadar devam eder. Üşüme, deride damarların büzüşmesi ve ürperme ile beraberdir.

Bazı hastalarda aşırı derecede üşüme hissi ile birlikte titremeler de olur. Dişler birbirine çarpar, şiddetli kas kasılmaları oluşur.

Bu durum dilimizde ‘zangır zangır titremek’ deyimi ile ifade edilir. Amaç, kaslarda ısı oluşumunu artırarak kanın daha fazla ısınmasını sağlamaktır.

Terleme

Isı kaybettiren mekanizmaların aktivasyonu ile meydana gelir. Bu, ya ateş düşürücü ilaç alınmasına veya ateşi doğuran uyarıların ortadan kalkmasına bağlıdır.

Tüberkülozlu hastalar ateşten çok, özellikle geceleri artan terlemeden şikâyetçidirler.

Bilinç değişiklikleri ve havale

Ateşin bilinç üzerine olan etkileri küçük çocuklar ve çok yaşlılar ile bunama, karaciğer veya böbrek yetersizliği olanlarda daha fazla görülür. Bebeklerdeki havalelere hastalığın başlangıç döneminde ve 40 derece üzerindeki ateşlerde daha çok rastlanır.

Ya aşk ateşi

Âşıkların ateşini anlamak için şairlere kulak vermek gerekir. Bakın Ümit Yaşar Oğuzcan ne güzel yazmış, Avni Anıl da ne güzel bestelemiştir.

Bir ateşim yanarım külüm yok, dumanım yok
Sen yoksan mekânım belli değil, zamanım yok
Fırtınalar içinde beni yalnız bırakma
Benim senden başka sığınacak limanım yok

Ateş türleri

Subfebril ateş: Ateş 38 dereceyi geçmez. Soğuk algınlığı ve sinsi zatürreedeki ateş bu tiptedir.

Sürekli ateş: Ateş sürekli olarak yüksektir, sabah ve akşam ateşleri arasındaki fark 1 dereceden azdır.

Aralıklı ateş: Ateş aralıklı olarak yüksektir, ama sabah ve akşam ateşleri arasındaki fark artmıştır. Bu fark aşırı ise septik ateş olarak tanımlanır. Aralıklı ateşe, apselerde, lenfomada ve milier tüberkülozda rastlanır.

Bacaklı ateş: Ateş her gün, özellikle sabahları düşer, fakat bu düşüşlerde bile normalin üzerindedir.

Tekrarlayıcı ateş: Ateşli dönemler arasında birkaç gün süren tamamen ateşsiz günler vardır. Tipik örnek sıtma hastalığıdır.

Ondülan ateş: Ateş birkaç gün içinde yavaş yavaş yükselir ve yavaş yavaş düşerek normale gelir. Birkaç gün ateş olmaz, sonra tekrar aynı şekilde yükselir. Bu dalgalanmalar haftalarca sürebilir. Bruselloz için tipiktir.

Pel-Epstein tipi ateş: 3-10 gün ateşli ve 3-10 gün ateşsiz dönemler vardır. Hodgkin hastalığı ve diğer lenfomalarda görülür.

Düzensiz ateş: Hiçbir ateş tipine benzemeyen, karışık ateş yükselmeleridir. Enfeksiyonlarda ve kanserlerde rastlanır.

Önemli hastalıklarda ateş

Tüberküloz ateşi: Tüberküloz genellikle sinsi başlangıçlı ve sinsi seyirli bir hastalıktır. Ateş, başta çok yüksek değildir, ama hastalık ilerledikçe yüksek ateşlere de rastlanabilir.

Bu, daha çok akşam üzerileri yükselen bir ateş şeklindedir ve hastayı çok fazla rahatsız etmez. Birçok hastada gece terlemesi de vardır. Öksürük, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı diğer sık rastlanan belirtilerdir.

Grip ateşi: Ani olarak, titreme, yüksek ateş, baş ve kas ağrıları, halsizlikle başlar. Ateş ilk gün hızla yükselir, 38-41 derece arasında 2-3 gün sürer ve daha sonra düşmeye başlar.

Soğuk algınlığında ise ateş normaldir veya kısa süreli hafif bir ateş de olabilir.

Gripli bir hastada akut tablonun ve ateşin düzelmeyip öksürük, morarma, nefes darlığı gibi belirtilerin de ortaya çıkması ya da akut grip belirtileri geçtikten bir süre sonra ateşin yeniden yükselmesiyle beraber öksürük, balgam, yan ağrısı gibi belirtiler zatürree geliştiğinin işaretleridir.

Zatürree ateşi: Zatürree genellikle, bir üst solunum yolları enfeksiyonunun hemen sonrasında, çok ani olarak şiddetli üşüme ve titreme ile başlar. Bir saat kadar süren bir nöbetin ardından ateş hızla 39-40 dereceye kadar yükselir.

Çarpıntı, soluk sayısında artış, kuru öksürük ve çoğu zaman şiddetli yan ağrısı vardır. Uçuk sık rastlanan bir komplikasyondur. Birkaç gün içinde sarı-yeşil renkte iltihaplı balgam ortaya çıkar.

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. EMEL ÖÇAL dedi ki:

    Sağolun hoca’m en gerekli , herkesin bildiğini zannettiği ,gerçekten bilmediği bir konuyu bize sunduğunuz için binlerce teşekkürler . Saygılarımla.

Siz de yorumunuzu paylaşın: