MS HASTALIĞININ SEBEBİ D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ OLABİLİR Mİ?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Yeni bir araştırmada D vitamini düşüklüğü ile multipl skleroz (MS) arasında muhtemel bir genetik bağlantı olabileceği belirlendi (1).

PLoS Medicine isimli dergide yayınlanan araştırma, kanda D vitamini seviyesi düşüklüğüne yol açan bazı genetik özelliklere sahip olan kişilerde multipl skleroz riskinin yüksek olduğunu gösteriyor.

MS’ in sebebi yani bağışıklık sisteminin neden myeline saldırdığı bilinmiyor ama genetik ve çevresel faktörlerin rolleri olabileceği üzerinde duruluyor.

Bu muhtemel çevresel etkenlerden birinin de D vitamini azlığı olduğu eskiden beri biliniyor.

Buna delil olarak da MS’ in güneş ışınlarının az olduğu ülkelerde yaşayanlarda daha fazla görülmesi gösterilir.

Ne var ki D vitamini düşüklüğü ile MS arasında bir sebep-sonuç ilişkisi (causation) olduğunu ispatlayan bir araştırma olmadığı gibi bu ilişki sadece bir birlikte bulunma durumundan (association) ibarettir.

Hatta D vitamini eksikliği MS’ e bile bağlı olabilir (reverse causation).

MS’ i olanların dışarı daha az çıktıkları için daha az güneş ışınına maruz kalmaları ve bunun da D vitamini seviyesinin düşük olmasına sebep olması mümkündür.

Genetik araştırma nasıl yapıldı?

Bu araştırma, D vitamini düşüklüğünün MS’ e yol açıp açmadığı sorusunu cevaplamak üzere düzenlendi.

Bu amaçla, D vitamini düşüklüğüne yol açan dört genetik varyasyona sahip olanlarda D vitamini eksiliği ile MS arasındaki ilişki araştırıldı.

İlişkiyi etkileyebilecek faktörlerin dışlanabilmesi için Mendel randomizasyon (MR) yönteminden faydalanıldı.

MR yöntemi, gen varyasyonları rastgele kazanıldığı için araya başka faktörlerin girmesine yatkın değildir ve MS genetik varyasyonlara sebep olmadığı için aksi bir sebep-sonuç ilişkisi de önlenmiş olur.

Araştırma, 14498 MS’ li ve 24091 sağlıklı insanın takip edildiği International Multiple Sclerosis Genetics Consortium kapsamında gerçekleştirildi.

Genetik varyasyonun sebep olduğu D vitamini düşüklüğü ve MS duyarlılığı riski incelendiğinde D vitamini seviyesinde bir standart deviasyon azalmanın MRS riskini 2 misli artırdığı hesaplandı.

Bu çalışmanın sonuçları şüphesiz ki önemlidir ama randomizasyona rağmen hesaba katılmamış olan birçok faktör de olabilir, bundan dolayı da D vitamini eksikliğinin MS’ in sebebi olduğu kesin olarak söylenemez.

Bu bulguların daha fazla çalışma ile tekrarlanması gerekir.

Bu çalışmanın sonuçları, genetik olarak kanda D vitamini seviyelerinin düşük olmasına yol açan genetik varyasyonların MS’ e olan duyarlılığı da artırabileceği şeklinde yorumlanmalıdır.

Bu genetik varyasyonlar, gerçekten de D vitamini azlığına yola açarak MS riskini artırabileceği gibi bu varyasyonlar D vitamini seviyesi ile alâkalı olmayan bambaşka mekanizmalarla da MS’ e yol açıyor olabilirler.

D vitamini desteği MS’ i önleyebilir mi?

Bu çalışmanın sonuçları bile kesin olarak D vitamini eksikliği MS’ e yol açar diyemediğine göre, D vitamini desteklerinin MS’ i önleyeceğini iddia etmek doğru olamaz.

Bundan sonra yapılması gereken şey, bu genetik varyasyonlara sahip kişilere D vitamini vererek kan D vitamini seviyelerini yükseltmek ve bunun MS’ in ortaya çıkmasını önleyip önlemediğini göstermektir.

Zaten Avustralya ve Yeni Zelanda’ da halen devam etmekte olan PrevANZ isimli çalışmada bu sorunun cevabı aranmaktadır.

Şimdiden belirtmek isterim ki bu tür çalışmalardan D vitamini desteğinin MS’ i önleyebileceği şeklinde bir sonuç çıkabileceğine hiç ihtimal vermiyorum ama böyle bir pozitif sonuç beni üzmez, tam aksine mutlu eder.

Gelelim neticeye

Bu, şüphesiz ki çok değerli bir çalışmadır ama buna dayanarak “MS’ in sebebinin D vitamini eksikliği olduğu” ispatlandı demek de “Kanda D vitaminin seviyesini ilaçlarla yükselterek MS önlenebilir ve tedavi edilebilir” demek de mümkün değildir.

Hele de galeyana gelerek “MS olmak istemeyen herkes D vitamini hapı içmek zorundadır” demek akıl ve mantıkla bağdaşmaz.

Evet, D vitamini ucuz ve nispeten de emniyetlidir lâkin tüm olumsuzluklara rağmen gıdalarımızda yeteri kadar D vitamini hâlâ vardır ve Türkiye güneş zengini bir ülkedir.

Onun için, gelin siz en iyisi gene beni dinleyin:

D vitamini haplarını boş verin, adam gibi beslenin, yeteri kadar güneşlenin, keyfinize bakın”.

Kaynak

  1. http://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.1001866

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Mehmet YILMAZTÜRK dedi ki:

    MS (Multiple Skleroz) hastalıgının en temel kaynagına gidecek olursak

    Ms ve bunun gibi otoimmün hastalıkların temelin’de Hipocrate’ın asırlar öncesi söyledigi ve tıp dunyasının yenı yenı gördügü ve ustunde arastırmalar yaptıgı bagırsak flora dengemiz,bagırsak geçirgenligi ve sızdırmazlıgı gelıyor.
    biliyorum b bagırsak mikrobiyomları dengesi konusunda ben sizin basınızı cok agrıttım ama yerleri gelmişkende anlatmadan paylasmadan edemiyorum

    Şimdi Anormal,hasarlı ve geçirgen bagırsak florası nedeniyle hazmolmayan gıdalar:bagırsak duvarından kana gecer Bu durum bagısıklık sisteminin asırı derecede fazla mesai yapmasına ve kana gecen
    sindirimi tam olarak tamamlamayan besinlere karsı antikor(savascı) üretmesine sebeb olur.

    Bagısıklık sisteminin asırı derecede calısması sonucu üretilen bu antikorlar bir yandan kana erken gecen protein polipeptitleriyle savasırken bızım normal hucre ve dokularımızıda ayırt edemedıgı ıcın onlarıda yabancı bır cısım olarak görür ve düşman geldi sinyalleri alır onlarada saldırır.

    Aşırı Çalışan bağışıklık sistemi sonucu üretilen antikorların, Merkezi Sinir Sistemine yönlenmesiyle;
    her sinir hücresini ve her sinir lifini koruyan bir yalıtım maddesi gibi kaplayan miyelin tabakasına saldırması sonucu Multiple Skleroz (MS) hastalığı ortaya çıkar.
    Bu inflamatuar reaksiyon, sadece miyeline değil aynı zamanda oligodendrosit yani miyelini üreten hücreleri de hasara uğratmaktadır.
    Miyelinli, etrafı Schwann hücreleri tarafından sarılmış olan aksonları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Miyelin kılıf genellikle bir sinir hücresinin (nöronun) aksonunu çevreler. Sinir sisteminin düzgün çalışması için olmazsa olmazlardandır
    Miyelin tabakasının yok edilmesi sonucunda sinir aksonları çıplak kalmaktadır.

    Çıplak, yani demiyelinizasyona uğramış aksonlar elektrik impulslarını çok yavaş iletmekte ya da hiç iletememektedir.
    Bu nedenle beynin görme, konuşma, yürüme gibi fonksiyonlar üzerindeki kontrol kabiliyeti bozulur.
    hastalığın kaynağı olan ince bağırsaklardaki geçirgenlik ve bakteri dengesizliği iyileşeceği için;
    onarım mekanizmaları harekete geçer.

    Daha önce hasar görmüş miyelinin onarımıyla impuls aktarımının tekrar sağlıklı gerçekleşmesine ve geçici olarak yitirilen
    fonksiyonların büyük bir bölümünün tekrar geri alınması sağlanmış olur.

    MS hastalıgında D vitaminide önemlidir.Fakat önce inşaatın yanı vücudumuzun temelini bozmamamız gerekir… Nasıl yanı? Diye soracak olursanız.! GAYET BASİT

    BAGIRSAK MİKROBİYOTAMIZI BOZMAMAK,BUNUN İÇİNDE GELENEKSEL BESLENME USULLERİNE UYMAK VE UYGULAMAK

  2. Leman Erdem dedi ki:

    Aşk olsun, bu araştırmayı da kendi lehinize yorumladınız ya. Sizden korkulur hocam.

  3. Nuray Yaldíz dedi ki:

    Ben de bir MS li olarak,halen tedavi amaclí kullanilan ilaclarla ilgili bilgilerinizi istiyorum.Bu hastalikla yasamayla ilgili daha cok bilgiye ihtiyacim var.

Siz de yorumunuzu paylaşın: