KONGRE NE ZAMAN?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen‘ in yazısı:

Bilimsel kongreler, küresel sistemin geleneklerinden biridir. Bilimsel kongrelerde bu yapının üretip sunduğu bilgiye muhtacız. Dünyanın öbür ucuna kadar bu sistemi kuran bizler değiliz, biz sadece misafir ve seyirciyiz.

Bizim ülke insanı olarak sağlıktan ekonomiye, bilimden teknolojiye düzenlenen kongrelere gidecek ne paramız var ne de onlara sunacak bilgi ve teknolojimiz.

Bu sistemde her şey küresel yapı tarafından düzenlenir ve orada içeceğiniz bir bardak suya kadar her şey bu yapı tarafından ödenir. Çünkü büyüklerimiz bunun için bize para vermez, veremez. Bunda bir kötülük yoktur.

Kongrelerde yediğiniz, içtiğiniz, gezdiğiniz, öğrendiğiniz, seyrettiğiniz her şey onların sunduğu kıyaktır. Milyon dolarlık yatlarda binlerce dolarlık şarapları şerefinize içerken bilim güzel şeymiş dersiniz.

Güzel olan şarabın tadıdır ama bedava zannetmeyin. Hayatta hiçbir şey bedava değildir. Son 30 yılda trilyonlarca doları ilaç, aşı ve teknoloji ithalatıyla şarabın parasını fakir ve gariban halkımız öderken, Tabib odaları ‘yoksul halkımız’ edebiyatı yaptı.

Halbuki yoksulluğun ve geri kalmanın nedeni, bilim ve teknoloji üretmekten aciz, sömürü sisteminin taşaronu olan aydın ve bilim dünyamız.

İşte bunlar yüzünden, modern sömürü tiyatrosunda bizler oynanan oyunların sadece seyircisiyiz, o kadar. Bu tiyatroda, programdan konuşmacılara kadar her şey bir orkestra titizliğinde hazırlanır. Parayı veren düdüğü çalar, siz de zevkle izlersiniz. Bu da kötü bir şey değildir.

Büyükleriniz ve hocalarınız dahil herkes küresel yapının parçası olmak için can atıyor ve bu gayeyi hedef olarak gösteriyorsa, doğru yerdesiniz. Sizin tavaf ettiğiniz kongreler, küresel sistemin tapınaklarıdır.

Orada yiyip içtikleriniz ve öğrendikleriniz piyasa tanrısının rahmetidir. Burada öğrendiğiniz bilgiyi bir daha ki kongreye kadar ezber edersiniz.

Da Vinci robotlarından suni kalp pompasına kadar ithal edilen milyarlarca dolarlık teknoloji, narsistik hezeyanları tatmine kadar bir sürü yarar sağlarken, bu güzel sistemi kuranlar bize sattıklarıyla zengin ve gelişmiş ülke olur.

Sizi de gelişmekte olan ülkeler yalanıyla 70 yıldır aldatır ve uyuturlar. Ne biçim gelişmeyse, bırakın aşı ve ilaç üretmeyi, muzu bile ithal edersiniz. Çünkü zihinsel işgale uğrayan beyinler, bu acı gerçeği idrak etmekten bile acizdir.

Milyarlarca dolar tutan bilimsel araştırmaları yapacak paranız ve kapasiteniz yoktur. Borç aldığınız paraları da bilim ve teknoloji yerine, arapın gülyağı misali pahalı ithalata ve  taşa toprağa gömerseniz, 70 yıllık penisilini bile üretemezsiniz.

Penadur ilacını 2 yıl ithal bile vermedikleri için penisilin profilaksisi yapamadınız haberiniz var mı? En eski teknoloji ürünü olan penisilini bile neden üretemiyoruz diye kongre yaptınız mı? Yapamazsınız. Parayı veren olmazsa düdüğünüz ötmez. Neskafeden aşıya… Sarımsağı bile Çin’den ithal ederken biz neyi tartışıyoruz?

Refah ve sağlığın yolu, bilim ve teknolojide keşif, patent ve üretimden geçer ama bilim dünyamız bu işleri bir türlü beceremedi. Son 30 yıldır trilyonlarca doları, bu yüzden ithal teknolojiye ödedik.

Çünkü üniversite – sanayi işbirliği kurarak, keşfetmek ve üretmek zoruna gidiyor. İlaçtan aşıya, muzdan yüksek teknolojiye… ithal etmek ise kolayına geliyor. Sağlıktan örnek verelim: Da Vinci robotlarının sayısı 300 olmuş. MR, BT…

Bunların ithalatında gelişmiş ülkeleri çoktan geçtik. Akıllı telefona kadar ithalata giden paraları düşünün. Bilim dünyamız başkasının keşfettikleriyle övünmekten, bunların reklamını yapmaktan özel zevk alıyor.

Hastalıklara harcadığımız para 67 milyar dolar olmuş ve bu rakam giderek artıyor ama aydın ve bilim dünyamız bu rakamı bile yeterli görmüyor. SGK bütçesi alarm veriyor, nedendir demiyor.

Sağlığa harcadığımız para ise Sosyal Güvenlik Kurumu 2011 verilerine göre, son 9 yılda 8 kat artarken hastalıklar azalmamış hızla artmış, nedendir diye düşünemiyor. Ne dev hastaneler, ne sağlığa harcanan milyarlar sağlığı korumuyor ama görmüyor.

Modern tıp ilerlerken, hastalıklar azalacağına artıyor ama bilim dünyamız nedendir diye kafa yormuyor. Hastalıktan sürünüyor, hasta toplum oluyoruz farkında değil. Gelişmiş ve sağlıklı toplum olmanın yolu hastalıkları önlemekten geçiyor ama aydın ve bilim dünyamız bunu da bilmiyor.

Sağlığa harcanan paranın aslan payı ilaç ve ithal teknolojiye gittiği için, 2 TL’ye hasta muayene ediyoruz onu da bilmiyor. Bildiği ve sürekli istediği bol para. Tuvalet ücretinden az bir ücrete muayenenin nedeni, ilaç ve teknoloji ithalatına harcanan bütçeden geriye bu kadar para kalacağını, okuyamadığı, anlayamadığı, idrak edemediği içindir.

Hesap ortada. Hastalıkları önlese, bol para alacak ama anlamak istemiyor. 2013 yılında muayene olan hasta sayısının 700 milyona ulaştığını hatırlatalım. Dünya Sağlık Örgütü, çok az masrafla hastalıkların önemli oranda önleneceğini, bu yolla sağlık sistemlerinin iflas etmesinin önleneceğini bildiriyor ama bilim ve aydın dünyamızın umurunda değil.

Aydın ve bilim dünyamız bu acı gerçekleri bilmez, görmez, duymaz, okumaz, anlamaz, konuşmaz. Kongre ne zaman?

Kaynak: www.kemalyesilcimen.com

Yazı için 5 yorum yapılmış:

  1. K. Uğur dedi ki:

    Araştırma yapıyorsanız bunu başkalarına iletme olanağınız artık kongreler değil. Kongreler maalesef tamamen turistik seyahatlere dönüşmüştür. Ben kendi olanakları ile kongreye katılan kimse tanımıyorum, herkes bir şirketin davetlisi. Tabii şirketler de kimi davet edeceklerini biliyorlar. Bu rezalete birilerinin dur demesi lazım.

  2. Muhammet Enes dedi ki:

    Her zamanki gibi süper bir yazı, kalemine sağlık Kemal Hocam.

  3. Mücahit Altuntaş dedi ki:

    Kongrelerin ilaç firmasınca desteklenmesine derhal son verilmeli.

    Kongreler herkes için ve herkesin hakkı olmalı.

    Mezuniyet sonrası eğitim hakkı mutlaka ve ciddi biçimde yapılmalı. Gerekirse mezuniyet sonrası eğitim değerlendirmeleri yapılmalı.

    Kongreler daha mütevazi olmalı ama kesinlikle asgari ihtiyaçları karşılamalı.

    Kongrelerde , dernekler , konuşmacılar ve hekimler hiçbir şekilde ve hiç bir zaman ilaç firmalarıyla ilişkiye girmemeli

    Bu uygulamalar kesinlikle Türkiye’de gereksiz ilaç tüketimini bir ölçüde önleyecektir.

    Türkiyenin , sağlık ekonomisinin ,hekimlerin lehine bir uygulama değildir.

    Konunun halen bu haliyle sürdürülmesi sosyal , ekonomik , bilimsel olarak oldukça sorunludur. Bunu herkes biliyor.

    Şaşıyorum.

    Dr.Mücahit Altuntaş
    İç hastalıkları uzmanı

  4. Emekli doktor dedi ki:

    Sağlık Bakanlığımız ilaç israf edilmesin diyorsa yapacağı tek bir şey var: Doktorlarla ilaç şirketleri arasındaki ilişkileri sıfırlamaktır. Çok kısa bir zamanda nasıl inanılmaz bir ilaç tasarrufu yapıldığını görecektir. Ahmet Rasim Hocam da, böyle bir denemeden sonra SGK elde edeceği tasarrufun onda birini bile doktorlara dağıtsa doktorlar abat olurlar diye ya yazmıştı ya televizyonlarda söylemişti. Aynen katılıyorum.

  5. Bekir Sönmez dedi ki:

    Üniversitelerimiz hangi konuda halkın menfaati için konuşuyor ki? Kongreler de bilhassa üniversite hocalarının tatlı kazanç kapılarıdır, önce bu işe hocaların karşı çıkması lazım ama nerde o günler nerde?

Siz de yorumunuzu paylaşın: