HASTAMIZ CAN DERDİNDE HOCAMIZ SEKS DERDİNDE

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Yoğun Bakım Bölümlerinde (YBB) kadın ve erkek hastaların ayrı odalarda yatırılmaları aslında daha doğrudur, tıpkı koğuş sisteminde kadın-erkek ayırımı olması gibi.

YBB’ de bu ayırımın yapılamamasında doktor, hemşire ve yardımcı sağlık personeli azlığı, mekȃn kısıtlılığı ve ekonomik sebepler rol oynar.

Hastalar YBB’ de yataklarının etrafındaki paravanlarla birbirlerinden ayrılmaya çalışılır.

Şartlar müsait olduğunda kadın ve erkek hastaların ayrı bölümlerde takipleri bana göre de daha uygundur.

Çünkü…

BİR: YBB’ de yatan hastaların hepsinin şuur kapalı değildir, bunların bir kısmı uyanıktır ve etraflarında olan bitenlerin farkındadırlar.

Bunlar, diğer hastaları ve onlara yapılan müdahaleleri “görebilirler” hatta “seyredebilirler” ve bundan da etkilenebilirler.

İçlerinde sadece görmenin ötesinde “dikizliyenler” de bulunabilir.

İKİ: YBB’ da aslında yoğun bakım ihtiyacı olmayan hastaların yatması hiç de seyrek olmayan bir durumdur, ben buna lay-lay-lom YBB diyorum.

Zaman zaman internete düşen YBB’ da çiğ köfte partileri, göbek atma videoları buna iyi bir örnektir.

Bunun başlıca iki sebebi vardır. Birincisi ticaridir, YBB’ de yatan hastaların ticari getirisi normal servisin en azından birkaç katıdır.

İkincisi ise defansif tıptan kaynaklanır; doktorlar “Aman başımıza bir işe gelmesin” endişesiyle YBB’ endikasyonu olmayan hastaları orada gereksiz yere yatırırlar.

Normal serviste yatan bir hastanın ani ölümü ciddi sorunlara yol açarken aynı durum YBB hastaları için geçerli değildir çünkü hasta sahipleri hastalarının “yoğun” bir bakım altında olduğunu, gereken her şeyin yapıldığını sandığından kötü bir sonuç daha kolay kabul edilebilirdir.

Gelelim neticeye

BİR: Ben ülkemizdeki YBB yataklarının en az yarısının gereksiz yere işgal edildiği kanaatindeyim.

İKİ: Yeterli doktor ve sağlık personeli varlığında, mekȃn sıkıntısı olmadığında kadın ve erkeklerin YBB’ da ayrı odalarda takibi daha doğru olur.

ÜÇ: Göğsü bağrı açık, idrar sondalı bir kadın hastanın hemen yanı başında bir lay-lay-lom hastanın yattığını gözünüzde canlandırın, yeter.

DÖRT: Ahmet Hakan yazısının başlığında maksadını aşmış.  Ben ilahiyatçı hocanın olaya “ahlȃk” açısından yaklaştığını düşünüyorum ve bunu insanı bir tavsiye olarak görüyorum.

Not: Seks ilahiyatçısı değilim.

Kaynaklar:

1. http://www.milliyet.com.tr/yogun-bakimda-kebap-skandali–gundem-1998563/

2. http://www.milliyet.com.tr/yogun-bakimda-kebap-skandali–gundem-1998563/

***

Hürriyet’ te Ahmet Hakan‘ ın köşesinden “Hastamız can derdinde hocamız seks derdinde” başlıklı yazısı:

Hastanelerin “Yoğun bakım” denilen ünitelerine girdiğinizde göreceğiniz manzara aşağı yukarı şöyle bir şeydir:

Her taraftan cihazlara bağlanmış hayata tutunmaya çalışan can derdindeki hastalar!

İlahiyatçı Faruk Beşer, işte bu can derdindeki hastaların, kadın erkek aynı odada tutulmasına kafayı takmış.

“Bunları kadın erkek aynı odada tutmayın” diyor Sağlık Bakanlığı yetkililerine.

Sek sek sekerek üzerimize gelen şu seks ilahiyatçılarına daha fazla maruz kalmak istemiyoruz.

Kurtar bizi ya Rabbi!

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/hastamiz-can-derdinde-hocamiz-seks-derdinde-40757058

Yazı için 26 yorum yapılmış:

  1. Münir dedi ki:

    Haklısın hocam

  2. Müjdat dedi ki:

    Ahmet Hakan ileri gitmiş. Burada seks meks yok. Kim yarı çıplak yatan karısının kızının veya annesinin yanında bir erkeğin yatmasından rahatsız olmaz. Cevap:Ahmet Hakan

  3. Ayşegül dedi ki:

    Hocam başlığınızı okuyunca sizin de Ahmet Hakan gibi düşündüğünüzü sanıp üzülerek okudum. Ta ki sonunu okuyana kadar..
    seviyoruz sizi ❤️ Allah sağlık afiyet uzun ömür versin..

  4. Arda Dönmez dedi ki:

    Sevgili Ahmet bey, twitter dünyası ne yazık ki sizin sadece twitlerinizi okuyor, twitle beraber bağlantısını verdiğiniz yazıyı okumuyor. Böyle olunca da twitleriniz maalesef yanlış anlaşılmalara yol açıyor. Sizden bunu düzeltmenizi istiyorum, nasıl olur bilmem.

  5. Kerem dedi ki:

    Tam Ahmet Hakan’a uygun bir çarpıtma.

    Hastamız can derdinde Ahmet Hakan seks derdinde başlığı dada münasip olacaktır.

  6. Mithat dedi ki:

    Çok ayıp etmiş Sayın Hakan. Faruk hoca hüsnüniyetle bir temennisini dile getiriyor ama beyefendi bundan seksist bir yaklaşım çıkarıyor. Ahmet beyin acilen bir ruh hekimine tedavi olması şert, beyefendinin aklı başkayerlerde.

  7. M. Sedat dedi ki:

    Esas A.H’ nın aklı fikri sekste. Faruk Hoca gayet doğru bir istekte bulunuyor. Bunun seksle ne alakası var anlamak mümkün değil.

    Bu çocuğu evlendirmek lazım belki düzelir.

  8. Delilsiz Bekri dedi ki:

    O,zamanın ruhuna,(şimdilerde revaçta olan ruhsuzluğuna-maneviyatsızlığına) sarılıp beyaz güruhun “bak hocaya ne güzel giydirmiş” yollu sırt sıvazlamasına talip.
    Şimdilerde bir kesim medya var ki, bir şeyi savunacaksan asla dini referansla bunu yapmayacaksın,yoksa yerim seni diyor

    Adam hoca.Dinin emir ve yasaklarını,doğru ve yanlış kabul ettiklerini anlatıyor. ‘Kadınla erkeğin yalnız kalmamasını,hastane okul vs lerde ayrı olmalarını söylüyor’ Hurra adama saldırıyorlar.Hoca sapık diye.Sanki adam hoca değilde Paris’te heykeltraş. Özgürlük sadece kendilerine.

  9. Leylak dedi ki:

    Başlık yanıltıcı olmuş sizin de Ahmet Hakan gibi düşündüğünüz anlaşılıyor.

  10. Redflag dedi ki:

    A.R.Kucukusta hocamiz kendisinden bekleneni yazmis, tebrikler
    Var olun degerli hocamuz

  11. Şükrü dedi ki:

    Hocam yerinde bir tespit.Maalesef ülkemizdeki en büyük problem yetkili yetkisiz herkesin herşeyi biliyor olması.Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olması.İnsani bir hak bu kime ne…

  12. kenan dedi ki:

    Fantazi galiba??

  13. nötr0ns ‏ dedi ki:

    Sayın Doktorum ben radyoloji teknikeriyim. Konuyu okudum ve sizin kanaatlerinize mutabıkım. Hastaneler artık Sıhhat Hane değil ticaret hanedir. Doktorlarımız ise defansif tıp bahanesi ile hastalara gereksiz teşhis ve tedavi yöntemlerini uygulamaktalar. Aslında durum daha vahim…

    Hastane yönetici kadroları da doktorlardan oluştuğu için karşılıklı dayanışma içerisindeler. Doktorları tenkit etmek değildir niyetim, lakin tüm bunlar ne için? Para. Ancak gerçekten İnsanlara faydalı olan doktorlarda vardır. Çok fazla yanlış insanın arasında doğrular görünmüyor.

    Buradan Hastanede çalışıp çalışmadığımı kanıtlayamam. Çünkü ifademi özgürce iletebilsem de aslında kaygı içerisindeyim. İşimden ederler diye hastanelerdeki insani değilde ticari zihniyetin rezaletlerini daha fazla yazamayacağım. Gerçeğin öğretilmesi Duaları ile Herkese Selamlar.

    Medyanın Ahmet Hakan bey gibi çok fazla oyuncusu vardır. Haberler doğru değil de çok fazla süzgeçten geçirilip halka sunulur. Neden? Çünkü onların düşüncelerini destekleyip onların kontrolünde olalım diye. Perdesiz sahnedir medya, oyuncuları ise sahnekarlardır. Doğru değiller…

  14. Reyhan Onay dedi ki:

    Haksızlık yapmayın..hoca’mızın derdi seks falan değil..
    Yazısını tam olarak okursanız anlarsınız ki çok haklı.
    Ben açık bir bayanım ve benzer şeyleri de ben de yaşadım ve çok rahatsız olmuştum.
    Gereken neyse yapılmalı.

  15. Sedat Bacaklı dedi ki:

    Sayın Hocam son derece önemli, mantıklı, kaliteli yazılarınızı hayretle okuyoruz.
    Lütfen devam ediniz.
    Saygılarımla. .

  16. Harun Yıldırım dedi ki:

    Zaten demişsiniz ki:

    “Hastalar YBB’ de yataklarının etrafındaki paravanlarla birbirlerinden ayrılmaya çalışılır.”

    Arada paravan var ise, sorun nerede? Kadın ve erkek hastanın yan yana geldiği durumlarda (ki o da şayet erkek hastanın bilinci açıksa-sizin deyiminizle lay-lay-lom hasta ise) paravanlara biraz daha dikkat edilir, olur biter.

    Demişsiniz ki:
    “ÜÇ: Göğsü bağrı açık, idrar sondalı bir kadın hastanın hemen yanı başında bir lay-lay-lom hastanın yattığını gözünüzde canlandırın, yeter.”

    Pardon ama bu haldeki bir kadıncağızı “dikizleyip” tahrik olabilecek kadar sapıtmış bir mahlukatın yeri yoğun bakım değil, olsa olsa psikiyatri kliniğidir. Kimyasal hadım da bir alternatif olarak düşünülebilir.

    Bazı mahlukatlar tahrik olacak diye kadın ve erkeği hayatın her alanında birbirinden ayıramazsınız. Yoğun bakımla başlar, normal kliniklerle devam eder, kadına kadın doktor-erkeğe erkek doktor diye devam eder, iş en sonunda kadın hastahanesi-erkek hastahanesi olayına kadar varır. Hatta karma eğitimden, toplu taşımaya kadar uzar. (Zaten bunlar şimdiden tartışılıyor) Oldu olacak ülkeyi tam ortasından ikiye bölen bir duvar örelim, ülkenin bir tarafında erkekler yaşasın, diğer tarafında da kadınlar. Böylece meseleyi toptan çözelim! Peki bu ülkedeki milyonlarca “toplumdan kendisini gizleyen” gay-lezbiyen-biseksüel vb. insanı nereye koyalım? Benim yanımda yatan adamın bana bakıp bakıp hallenmeyeceğini nereden bileyim? Edeb ya hu!

    Yoğun bakımda kebap yiyiyp göbek atan dangalak personeller var ise, bunun kadın-erkek meselesiyle ne alakası var? Bu bambaşka bir konu. Doktor, hemşire veya diğer sağlık personellerine etik değerlerin öğretilmesi gerekir. Bunu öğrenemeyecek kadar kapasitesi kıt insanların da sağlık personeli olmaması gerekir. Kazara olmuşlarsa da meslekten men edilmeleri gerekir.

    Demişsiniz ki:
    “İçlerinde sadece görmenin ötesinde “dikizliyenler” de bulunabilir.”

    Peki gözleri fıldır fıldır dönen, sağı solu dikizleyip tahrik olabilecek bir adamın yoğun bakımda ne işi var? Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir hasta!!! yoğun bakım ünitesinin kapısının önünden bile geçemez. Dini imanı para olan ultra-kapitalist ABD’de bile!

    Her haltı kadın-erkek diye ayırarak bir yere varamazsınız. Bunun yerine insanları insan gibi eğitirsiniz ve “insan” olmayı öğretirsiniz. Böylece ottan, böcekten, havada uçan martıdan tahrik olup durmazlar. “İnsan” gibi eğitime rağmen “insan” olmamakta direnenler için de kimyasal hadım, hatta fiziksel hadım güzel bir yöntem olarak düşünülebilir.

    Bu arada her halttan tahrik olan bu sapık güruhta bendeki libidonun ve cinsel gücün onda biri var ise ne olayım. :))) Bu da ayrı bir mesele. Sahi bu şeytan beni niye hiç dürtmüyor? “İnsan” olduğum için olabilir mi?

  17. Ali Bahar dedi ki:

    Yukarıdaki yorumu yazan mahremiyet denen şeyden bihaber, olayı tahrik olmaya indirgeyen Harun beyefendiye Faruk Beşer’ in Ahmet Hakan’a cevap yazısını okumasını öneririm.

    O yazıdan sonra düşüncelerinin değişeceğine inanıyorum.

    Kebap yiyip göbek atan personeller yoğun bakımların hal-i pürmelalini gösteren çarpıcı bir örnek olması bakımından önemlidir.

  18. Emine Tuna dedi ki:

    Ahmet Rasim Bey (Yeterli doktor ve sağlık personeli varlığında, mekȃn sıkıntısı olmadığında kadın ve erkeklerin YBB’ da ayrı odalarda takibi daha doğru olur) diyor.

    Gayet doğru, gayet akıllıca ve gayet mantıklı bir tavsiye.

  19. Kazım dedi ki:

    Harun bey konuyu çok güzel özetlemiş. Kabe de dahi kadın erkek birlikte tavaf İbadeti yapılırken,
    Dünyada neler üzerine çalışmalar yapılırken biz neleri tartışıyoruz. Bir insan hastanede hastasının mahremiyetinde duyacağı rahatsızlığı kendi çözüm bulamıyorsa, bunca sorun varken , cinsellik sorunu ,çoçuklara istismarlar hergün ayyuka çıkmışken, yoğun bakım gündem oldu.
    Bazı Kuran kurslarında erkek çocukları dahi cinsel istismar edilirken, bütün kuran kurslarını kötü algılamak nasıl yanlış ise, bir hastanenin yoğun bakımında Kebab yenmesi, yada bazı hastanelerde mahremiyete özen gösterilmemesi, bütün hastanelerin bu şekilde olduğunu ifade edemez. Haremlik selamlık konusu bazı ilahiyatçıların ifadelerindeki hatalardan dolayı toplumda yanlış anlaşılmaktadır.

  20. Filiz dedi ki:

    Yukarıda yorum yazan Harun Yıldırım da Ahmet Hakan gillerden biri.

  21. Ali Berat dedi ki:

    Bu ayırımın cinsellikle bir alȃkası olmadığını, bunun tamamen insanların mahremiyet duygusuna saygının gereği olduğunu düşünüyorum.
    Mesele, yoğun bakımda yatanların birbirlerini görüp görmemenin çok ötesinde edeple alakalıdır.

  22. Mehmet BALABAN dedi ki:

    Yoğum bakımda hastaların çırıl çıpklak ve kadın erkek aynı odada yatırılmasını kesenlikle ve kesinlikle hiç doğru değil. Sağlık Bakanlığının buna mutlaka bir çözüm bulması gerekir.Sayın Faruk BEŞER hocamızın sonuna kadar haklı. Hocamızı eleştirenlerin, ya mahrem diye bir dertleri yok. Yada onların mahrem anlayışı farklı. NOKTA.

  23. Harun Yıldırım dedi ki:

    Yahu yoğun bakıma yatırılan hastaların çırılçıplak olduğunu size kim söyledi?

    Şöyle bir konuşma mı hayal ediyorsunuz?

    Doktor: -Hanımefendi bir saniye, burası acil servis, buraya bu şekilde giremezsiniz.

    Hasta: -Niçin doktor bey?

    Doktor: -Burası acil servis, buraya girebilmek için önce anadan üryan soyunmanız gerekiyor.

    Hasta: -Peki doktor beyciğim.

    :)))

    Zaten acil servislerde perde veya paravan kullanılıyor. Eğer mahrem bir durum varsa, biraz daha özen gösterilir. -Ki çoğu yerde zaten gösteriliyor- Ortada bir mesele kalmaz.

    Hem kadın-erkek arasında mahrem var da, erkek-erkek arasında mahremiyet yok mu? Karşımdaki “yumuşak” mı, oğlancı mı nereden bileceğim? Niçin elalemin adamı benim mahremimi görecekmiş?

    Ayrıca, İslam dinine göre erkeğin göbekle diz kapağı arası avret yeridir, sadece kadınlara değil, erkeklere de mahremdir. Hanefî fıkhına göre, buna diz kapağının kendisi de dahildir. Erkek erkeğe dahi olunsa, bu bölgenin -zaruret dışında- görünmesi haramdır. Zaruret demişken, acil servisten âlâ zaruret mi var? Bu da ayrı mesele.

    Eğer hayati tehlikesi bulunmayan lay-lay-lom hastalar acil servislerde fink atabiliyorlarsa, bu çarpıklık düzeltilmelidir. Derhal ilgili düzenleme yapılmalıdır. Yoksa doktorlarımızı son derece iyi anlayabiliyorum. Elleri kolları bağlı. Zaten acillerdeki herkes gerçekten “acillik” olursa, ortada mahremiyet diye bir problem de kalmaz.

    Son olarak, hastanelere zaman zaman öyle vaziyette yaralılar gelir ki, dışarıdan bakarak kadın mı erkek mi doktor bile anlayamayabilir. Öyle tablolar var ki sıradan bir insanın halet-i ruhiyesi mümkün değil kaldıramaz. Çok ağır trafik kazası vakaları, çok ağır yanık vakaları, çeşitli sebeplerle patlamalar veya ateşli silahlar nedeniyle meydana gelen çok ağır vakalar vs. Şimdi, bu gibi tanınamayacak vaziyetteki bir hasta getirildiğinde doktor “bi’ dakka!” diyip, genital bölge kontrolü yapıp, cinsiyet tespiti mi yapacak? Tespite göre “bağyan” ise sağ kapıdan, “errrrkek” ise sol kapıdan mı alınacak? Hele ki saliselerin önemli olduğu bir durumda…

    Son olarak…

    Allah’ın dinini, “bel altı” dinine dönüştürmek isteyenler, biliniz ki şeytanın ta kendileridir.

    Hadi benden eyvAllah…

  24. Kazım dedi ki:

    İlahiyatçı Faruk Beşer ,yoğun bakımda yatan hastaların erkek ve kadın olarak ayrı bölümlere ayrılması ifadesini eleştirenlere esas cinselliği düşünen kendileri demiş. Mahremiyetten anlamaz oluyormuşuz..

    Sayın Profesör Faruk Beşer sizin tarzınızdaki ilahiyatçıların açıklamaları Erkek egemen, baskın kadın yaşam anlayışına yönelik açıklamalardır. Yoğun bakımda Bunun bir maddesidir…

    Ben bir erkek olarak yoğun bakıma düşsem aciz durumda olduğum için uzuvlarımın başkaları tarafından görülmesinden insan olduğum için huzursuz olurum. İnancım var fakat bunun için bir inanç sahibi olmam gerekmiyor .. bazı şeyler içgüdüseldir.
    Bizim evcil hayvanımız büyük abdest ihtiyacını giderirken yüzüne bakıldığı takdirde, rahatsız oluyor.. ki biz insanız..

    Kabe’de dahi erkek kadın tavaf İbadeti birlikte yapılır. Siz ilkönce kadın erkek nasıl birlikte yaşar. Erdemli insan nasıl olunur bunları anlatın. Kadını saklayarak , haremlik selamlıklar yaparak var olan sorunlar çözülmüyor …

    Sorun sadece bumu kuran kursları, yada farklı yerlerde erkek çoçuklara dahi cinsel istismarda bulunanlara yönelik çözüm önerilerini bekliyoruz….

    Nokta……

  25. Zeki dedi ki:

    Bu nevzuhur yorum üstadı Harun’ u tanıyan var mı. Ben onun Adnan Oktar adıyla tanınan Harun Yahya veya onun tarikatinden olabileceğini düşünüyorum. ne dersiniz? Kitap gibi yazıyor, profilden konuşuyor, elinde tesbihi de var mı acep?? Ayırca da hem dini bilgisi çok muhteşem hem de libido ve cinsel gücü de kendi ifadesiyle bizim gibi garibanların on misliymiş. Bu adam hadi eyvallah diyerek kediciklerie gitmediyse ne derseniz o olayım.

  26. Harun Yıldırım dedi ki:

    Zeki Bey, sizin deyiminizle “kitap gibi” yazıyor olmamın sebebi, eğitim gördüğüm dört üniversite bölümünden birinin de “Türk dili” olması ve benim sahiden de kitap yazarı olmam olabilir mi? Gerçi nice Türkçe öğretmeni biliyorum daha -de’leri, -da’ları ayırmayı bilmez. Kaldı ki zerre özenmeden yazıyorum. E siz de haklısınız, doğru düzgün Türkçe okuyup yazabilenlerin oranı toplumda %10’u geçmeyeceği için, benim kıytırık yazılarım da size “kitap gibi” geliyor olabilir.

    İsmimin Harun olmasından Harun Yahya-Adnan Oktar-Kedicikler bağlantısı kurabildiniz ya, sizi gerçekten tebrik ediyorum. Türkiye’de herhalde bi’ 500 bin tane ismi Harun olan insan vardır. Hani milyonda bir rastlanan bir isim olur da anlarım. Ne diyeyim, Allah’tan ismim Coşkun değil. Maazallah buradan yola çıkıp, neticede beni “tecavüzcü” olarak yaftalayabilirdiniz. Neyse, yine ucuz yırttık.

    Bu arada libido ile ilgili söylediğim sözlerde bir alt-mesaj saklı, amacım kendimi övmek değildi. Muhtemelen Türkiye’nin büyük çoğunluğu gibi sizin de son okuduğunuz kitap “Cin Ali serisi” olduğu için, anlatmak istediğimi algılayamamanız doğal. Ayrıca ben o sözü “sizin gibi garibanlara” söylemedim, apaçık “sapık güruh” diye yazdım. Siz niye üzerinize alındınız? Gerçekten sapık olmayan hiç kimse bu sözü üzerine alınmasın.

    Neyse, “nevzuhur yorum üstadı” olarak, zuhur ettiğim yere geri dönüyorum. Çevreye verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim.

Siz de yorumunuzu paylaşın: