İLAÇ ŞİRKETLERİ KAZ GELECEK YERDEN TAVUĞU ESİRGEMEZLER

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “Hey Genç! Harekete Geç!” isimli projede AstraZeneca isimli ilaç şirketinin de olmasına şaşırmadım (1).

Bu dev şirketler (big pharma) menfaatleri yoksa kimseye bir kuruş bile vermezler ama kaz gelecek yerden tavuğu da esirgemezler.

AstraZeneca’ nın böyle bir projede yer almasının birkaç sebebi olabilir:

BİR: Şirketlerinin toplum nazarında halk sağlığına her şeyden çok önem veren bir kuruluş olduğu algısı yaratmak

İKİ: Şirketlerinin bedava reklȃmını yapmak (Nitekim bu vesile ile AstraZeneca’ nın adı sayısız haberde yer almıştır)

ÜÇ: Toplum nezdinde, obezitenin esas sebebinin beslenme hataları değil, hareket eksikliği olduğu algısını oluşturarak kankaları olan gıda endüstrisine destek olmak.

Benzer bir numarayı daha önce Coca-Cola’ dan da görmüştük (2).

Obezitenin esas sebebi hareketsizlik değil paketlenmiş hazır gıdalardır

Obezitenin ve onun zemin hazırladığı hastalıkların ortaya çıkmasında elbette hareket azlığının da büyük önemi vardır, çocuklar ve gençler elbette hareket etmeye, spor yapmaya özendirilmelidir.

Obezitenin esas sebebin “mısır şurubu, işlenmiş un, trans yağlar ve katkı maddelerinden zengin, besleyici değeri olmayan paketlenmiş hazır gıdalar” olduğunu unutursak ve meseleyi hareketsizliğe indirgersek büyük bir oyuna gelmiş oluruz.

Gelelim neticeye

BİR: Ben bu tür Amerikanvari projelerden zerre kadar hazzetmem ve faydası olduğuna da inanmam, hele de işin içinde big pharma varsa!

İKİ: Çocuklar, gençler, erişkinler yani herkes obezitenin esas sebebinin hazır gıdalar olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmadan tabii ki spor yapmaya ve hareketli olmaya teşvik edilmelidir, bunun için ilaç şirketinin gölge etmesine gerek yoktur.

ÜÇ: Obezitenin sebep olduğu metabolik, kalp-damar ve kanserlerle ilgili birçok ilacı olan AstraZeneca’ nın obezite ile mücadelesinin silah tüccarlarının savaşları önlemeyi amaçlayan projelere destek vermesinden hiçbir farkı yok (3).

DÖRT: Türkiye Diyabet Vakfı önce bir özeleştiri yapsın, obezite ve diyabetin her sene katlanarak artmasındaki mesuliyetinin ve yanlışlarının hesabını versin.

BEŞ: Milli Eğitim Bakanlığı’ na soruyorum, kendi reklȃmının ve kazancının peşindeki bir ilaç şirketinin bu projede ne işi var Allah aşkına?

**

Habertürk’ ün haberi:

Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Diyabet Vakfı, TOÇEV (Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı) ve AstraZeneca Türkiye işbirliğiyle hazırlanan “Hey Genç! Harekete Geç!” projesi, tanıtım toplantısıyla başladı.

Gazete Habertürk’ten İrem Koca’nın haberine göre İstanbul dâhil 9 il ve 55 okulda 9’uncu sınıf seviyesinde toplam 11 bin öğrenciye ulaşılması hedeflenen proje, 3 yıl sürecek. Projenin tanıtım toplantısına Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Bilal Tırnakçı, TOÇEV Başkanı Ebru Uygun, Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Serkan Barış ve Okullarda Hareket Eğitimi Koordinatörü Güneş Erkoç katıldı.

Prof. Dr. Temel Yılmaz, toplantıda yaptığı konuşmada, gerçekleştirdikleri araştırmada 100 okulun 98’inde çocukların önüne sadece kantinden beslenme seçeneğinin konulduğunu belirlediklerini ifade etti. Okula başlayan öğrencilerin yüzde 90’ının devlet okullarında ya da özel okullarda fastfood beslenme kültürüyle tanıştığını ve alıştığını söyleyen Yılmaz, “Gençlerde obezitenin artışında en önemli 2 etken var: Hareketsiz yaşam ve kötü beslenme” dedi.

Kaynaklar:

1. http://www.haberturk.com/hey-genc-harekete-gec-projesi-hayata-gecti-1851255

2. http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/08/12/yazilar/tip-yazilari/beslenme/obezitenin-sebebi-beslenme-degil-hareketsizliktir/

3. https://www.astrazeneca.com.tr/urunlerimiz.html

Yazı için 8 yorum yapılmış:

  1. Canan KARATAY dedi ki:

    Benzer şekilde, ilaç ve gazlı içeçek firmaları reklam içn hep aynı uygulamayı senelerden beri yapıyorlar! Pazarlarını genişletmeleri gerekiyor tabii, onların tek amacı budur, işleri budur zaten.

    Sureti hakkan görünüp parsayı toplamaya devam ediyorlar.

    Bir ilaç firması, neden gençlerin/halkın sağlığını düşünsün ki? Size ne, size mi kaldı, siz kimsiniz ki? TÜCCAR değil misiniz?

    Senelerce önce, Tenis Maçlarının sponsorları tütün firmalarıydı?

    Ya da yaz olimpiyatlarına FAST FOOD’cular sponsor olmuşlardı ?

    Bu firmaların gençlere yönelik tuzaklarına düşmemek gerekiyor. Büyük bir pazar çünkü.

    KOCA TÜRK BAKANLIKLARININ BU FİRMALARIN DESTEĞİNE Mİ İHTİYACI VAR?

    TUZAĞA DÜŞMEYİN DERİM, AKLINIZI BAŞINA ALIN, OYUNA GELMEYİN!

    TÜRKİYENİN BÜTÇESİ BU KADAR BİR PROJEYEMİ YETEMİYOR ALLAH AŞKINIZA?

    İLAÇ FİRMALARININ REKLAMINI YAPMAK, BAKANLIKLARA YAKIŞIYOR MU?

    GÜLDÜRMEYİN BENİ HARİCİYE…

  2. Mustafa MM dedi ki:

    Her iki hoca da haklı yazıyı yazan Ahmet Hocam da yorum yapan Canan Hocam da.

    İlaç şirketlerine özgü bu tür uygulamaların sadece endüstriye faydası vardır.

    Bakanlığın bu tuzağa düşmemesi iyi olurdu ama şimdi yapacakları şey ilaç şirketini kampanyanın dışına çıkarmak ve ona “Hadi yürü bakalım ense tıraşını görelim” demektir.

  3. Nalan dedi ki:

    Çocuklarımızı hazır gudalardan korumamız şart. Bir kere alıştılar mu artık koparmak çok zor.

  4. Alp Yıldırım dedi ki:

    Bu proje bence ilaç şirketinin aklıdır. Onlar da diyabet vakfını kafaya almışlardır ki vakıf zaten bu işlerle uğraşmaktan memlekette obezite ve diyabetin azalmasıyla hiç ilgili değil. Bu toçev nedir bilmiyorum. Üçü bir olup projeyi bakanlığa sunmuşlardır ve bakanlığı böylece kafaya almışlardır. bakanlık da cebinden para çıkmayacak böyle bir projeye dünden razı olmuştur. Zaten Temel bey bu tür alingirliklerin ustasıdır. Diyabet parlamentosu diyabetleri kadınları maça görtürme boğaz köprüsünü mavi ışıklandırma gibi manasız işlerin bir numaralı uygulayıcısıdır.

  5. Ahmet Mithat CAN dedi ki:

    Ahmet hocam Gelelim Neticeye bölümündeki 3 no.lu tespitiniz müthişti.

    Ben bu projenin ismine takıldım. Genç, zaten hareketli bir insandır. Cıvıl cıvıldır. İstese de yerinde duramaz. Extra sporcu egzersizi yapmasının gençlerde obezitenin artışını durduracağına inanmıyorum.

    Bu projenin ismi “HEY GENÇ! BESLENMENİ SEÇ!” olmalıydı.

    Ahmet Rasim hocanın dediği gibi gençler “Obezitenin esas sebebi “mısır şurubu, işlenmiş un, trans yağlar ve katkı maddelerinden zengin, besleyici değeri olmayan paketlenmiş hazır gıdalar”la mı beslenecekler yoksa Canan Karatay hocanın dediği gibi reklamı yapılmayan doğal gıdalarla mı beslenecekler. İşte gençler bu iki beslenmeden birini seçmeli.

    2011’de başlayan sağlıklı yaşam yolculuğu her şeye rağmen devam ediyor. Başlatanlara selam olsun.

  6. Eyüp Sabri dedi ki:

    İlaç şirketleri adı üzerlerinde ticari kuruluşlardır, kamu yararına çalışan kurumlar değildir. Daha çok kazanmak da esas hedefleridir. Bu onların haklarıdır ama böyle çıkıp iyilik meleği görüntüsü vermeleri yakışık almıyor ayıp oluyor.

  7. Ahmet Mithat CAN dedi ki:

    Google’da “70 li yılların gençliği” yazın ve görselleri tıklayın.

    Çıkan fotoğraflarda gençliğin dal gibi zarif ince dinamik görünümlerine bir bakın. Gram göbekleri yok! Onlar bu görüntülerini harekete borçlu değillerdi. Çünkü sporla ilgileri haftada bir saatlik beden eğitimi dersiydi.

    O zamanlar “mısır şurubu, işlenmiş un, trans yağlar ve katkı maddelerinden zengin, besleyici değeri olmayan paketlenmiş hazır gıdalar” yok denecek kadar azdı. Herkes annesinin evinde pişen besleyici değeri yüksek GDO’suz tencere yemekleri ile besleniyordu. Dışarıda genellikle ev yemekleri yapılan lokantalar vardı. Bir de meşhur lahmacunumuz.

    Zamanla beslenmemiz global etkilerle değişmeye başlayınca göbekli obez gençlik çoğalmaya başladı.

    Rahmetli Barış Manço’nun Lahburger isimli şarkısını dinlemenizi öneririm. Lahmacunun nasıl lahburgere dönüştüğünü harika şekilde anlatıyor.

    Ama umutsuzluğa gerek yok. 2011’de bu olumsuz gidişe dur diyecek 4 harika insan çıktı. Onları takip edenler ellerinden geldiğince güzel insanlarımızı aydınlatmaya devam ediyorlar. Allah razı olsun.

  8. Erol dedi ki:

    Ahmet Mithat bey çok güzel anlatmışsınız tebrik ediyorum. Barış Manço’ nun şarkısını da bulup dinleyeceğim.

Siz de yorumunuzu paylaşın: