OMEGA 3 VE D VİTAMİNİ KALP HASTALIKLARI VE KANSERLERİ ÖNLEMİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Vitaminlerle, besin destekleriyle sağlıklı bir hayat olamayacağını, esas meselenin adam gibi beslenmek olduğunu ben anlatmaktan usandım ama beni doğrulamak için çabalayan bilim adamları araştırma üzerine araştırma yayınlamaya devam ediyorlar.

Bize de istemesek de bunları yazmak, sizlere duyurmak düşüyor.

Dünyanın en önemli tıp dergilerinden New England Journal’ of Medicine’ de yayınlanan iki önemli araştırmadan birinde D vitaminin, diğerinde omega-3 yani balık yağı haplarının plasebodan hiçbir farkları olmadığı, kanserleri de kalp-damar hastalıklarını da önlemediği ortaya çıktı.

Vitaminlerle yapılan bu en geniş kapsamlı randomize araştırmada 25.871 kişinin bir grubuna rastgele (randomize) D vitamini, bir grubuna omega 3, bir grubuna D vitamini + omega 3 hapları verilirken bir gruba ise plasebo (boş ilaç) verildi ve bunlar ortalama 5.3 sene takip edildi (1, 2).

Her iki araştırmada da uzmanların vardıkları sonuç aynı: D vitamini haplarının da omega 3 haplarının da kalp-damar hastalıkları ve kanserleri önlemede plaseboya göre bir üstünlükleri yok.

İkincil bir analize göre balık yemeyenler ve Afrika kökenli olanlar omega 3 haplarından nispi bir fayda görebiliyorlar ama bunun başka bir araştırma ile teyit edilmesi gerekiyor.

Yüksek dozlar işe yarıyor ama bakın neden?

Gene aynı dergide 8.179 kişi üzerinde yapılan randomize kontrollü başka bir araştırma daha yayınlandı (3).

Bu çalışmada ise trigliserit seviyeleri yüksek, diyabeti olan, statin kullanan ve kalp-damar hastalığı riskleri yüksek olan hastaların bir grubuna rastgele günde 4 gram balık yağı hapı (Vascepa=icosapent ethyl) bir grubuna ise plasebo verilerek 5 seneye yakın takip edildiler.

Balık yağı hapı alan grupta kalp krizi, felç, kalple ilgili ölümler ve stent/baypas gibi müdahaleyi gerektiren damar tıkanıklıkları plasebo alan gruba göre yüzde 25 daha az görüldü.

Bu sonuçlar balık yağı hapları almayı işe yarar gibi gösterse de Vascepa alanlarda hastaneye yatırılmayı icap ettiren ritim bozukluklarının daha fazla ve Vascepa’ nın aylık maliyetinin 280 dolar (1500 TL) olduğunu dikkate aldığımızda bu fayda uçup gidiyor( 4).

Dahası, bu araştırmayı Vascepa üreticisi Amarin şirketinin desteklediğini, çalışmayı yapanların şirketle beraber çalıştıklarını ve danışmanlık yaptıklarını söylersem bu sonuçlara inanan kalır mı acaba?

Yüzde 25 risk azalmasını her gün yarım saat yürümenin de sağladığını da ilave edeyim ki balık yağına meyli olanlar meylettikleriyle kalıp ayda 1500 TL ile kaç kasa balık alıp tüm aile afiyetle yiyebileceklerini hesaplasalar daha iyi ederler.

Besin ögeleri hap olarak değil besinlerle alınmalıdır

Besin ögelerinin hap şeklinde alınmasını prensip olarak doğru bulmuyorum.

Bakın neden?

Omega 3 yağ asitleri tabiatta tek başlarına değil çeşitli yiyeceklerde vitamin, mineral, protein, karbonhidrat gibi birçok diğer besin ögesi ile birlikte bulunuyor.

Ben bunun bir hikmeti olduğuna ve omega 3’ ün asıl bu kompozisyon içinde alındığı zaman faydalı olacağına inanıyorum.

Eğer omega 3 tek başına alındığında da işe yarasaydı Allah kullarına mutlaka tek başına bir omega 3 kaynağı da sunardı, mesela topraktan omega 3 çıkabilirdi veya bir ağaçta içinde sadece omega 3 bulunan meyveler yetişirdi.

Ama tabiatta böyle bir kaynak yok, omega 3 hapları fabrikalarda üretiliyor.

D vitamini zaten vitamin değil

D vitamininin ise sadece adı vitamin, aslında o bir vitamin falan değil, vücutta üretilen bir hormon.

Dolayısıyla da dışarıdan alınması gerekmiyor.

D vitamini ihtiva eden yiyecek ve içecekler varsa da vücudun ihtiyacı olan D vitamini ultraviyole B ışınlarının deriye temasıyla yapılıyor.

Yeterli D vitamini seviyelerine sahip olmak içinde güneşli günlerde öğle vakti 20 dakika güneş banyosu yeterli.

Omega 3 ve D vitamini kaynakları

Yağlı balıklarda, deniz yosunlarında EPA ve DHA türü; keten tohumu, ıspanak, lahana gibi sebzelerde, ceviz gibi kuruyemişlerde ve meralarda beslene hayvanların etinde sütünde ALA türü omega 3 yağ asitleri bulunuyor.

Omega 3 yağ asitlerinin trigliseritleri azaltıcı ve enflamasyonu baskılayıcı etkileri var.

D vitamini ise süt ve yoğurt, peynir, tereyağı gibi süt ürünlerinde, yumurta, mercimek, nohut gibi bakliyatta ve mantarlarda var.

Gelelim neticeye

BİR: Vitamin, mineral, omega 3 gibi besin destekleriyle sağlıklı olmak, hastalıklardan korunmak mümkün değildir.

Sağlıklı yaşamanın yolu tektir: ADAM GİBİ BESLENMEK

İKİ: Hazır gıdalara karşı olanlardan fabrika ürünü haplara da karşı durmalarını beklerim.

Yoksa bunların vegan görünüp gizlice kâğıt kebabı (!) yiyenlerden farkı kalmaz.

ÜÇ: Balık almak için harcanması gereken paranın balık yağı haplarına gitmesi içimi acıtıyor. 

Kaynaklar:

1.https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1809944?query=RP

2.https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1811403?query=RP

3.https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1812792

4.https://medicalxpress.com/news/2018-11-big-news-fish-oil-vitamin.html

***

EK 1 (31.10.2021): JAMA “Association Between Achieved ω-3 Fatty Acid Levels and Major Adverse Cardiovascular Outcomes in Patients With High Cardiovascular RiskA Secondary Analysis of the STRENGTH Trial

Omega 3 ile tedavi edilen yüksek kalp-damar hastalığı riski olan hastalarda en yüksek EPA ve DHA seviyelerine sahip olmanın faydası da zararı da yoktur. 

Kaynak: https://jamanetwork.com/journals/jamacardiology/article-abstract/2779978

***

EK 2 (15.11.2021): Vitamin D ve omega3 destekleri oto-immun hastalık riskini azaltıyor’ muş. Keşke araştırmanın bir kolunda da “güneşleneler” ve sık “balık yiyenler” olsaymış. Kaynak: https://www.medscape.com/viewarticle/962462?src=soc_tw_211114_mscpedt_news_nurses_autoimmune&faf=1

***

EK 3 (14.10.2023): Sağlıklı olayım diye hap yutarken hapı yutmayın!

Omega 3 (balık yağı) hapları atrial fibrilasyon adı verilen ve kalp içinde pıhtı oluşumuna sebep olabilen çok tehlikeli bir ritim bozukluğuna yol açabiliyor.

Kaynak: https://deutsch.medscape.com/artikelansicht/4912946

***

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. Mehmet Ali Aksoy dedi ki:

    Ahmet bey,
    Yazılarınızdaki düşüncelerinizin çoğuna katılmıyorum. Özellikle de bir doktor olmanıza rağmen bu ilaç ve vitamin düşmanlığınız rahatsız edici boyutlarda. Ne var ki gene de sizi okumadan edemiyorum. Harika bir anlatı tarzınız var. Siz bence bu tür yazılarla boşuna zaman kaybediyorsunuz. İçinizde çok büyük bir yazar yeteneği saklı, keşke bunu daha çok kullansanız. Başarılar

  2. Ferdi dedi ki:

    Ben de aynı kanıdayım. Ahmet hoca farkında mı değil mi acaba, o gerçekten müthiş bir yazar, müthiş bir mizahı var. Onun bu mizahla, edebiyatla karışık tıp yazılarının dünyada bir benzeri olduğunu sanmıyorum. Tıptaki düşünceleri, önerileri tartışılabilir ama yazarlığı gerçekten de üst seviyede.

  3. vatandaş dedi ki:

    Bu adam vitamin düşmanı ilaç düşmanı aşı düşmanı tomografi düşmanı stent düşmanı endoskopi düşmanı.. tıp düşmanı her şeyin düşmanı aynı çarşı gibi her şeye karşı yazar olsa ne yazar!!!

  4. Tülay dedi ki:

    Bir tıp doktoru kalkmış omega 3 tek başına alındığında işe yarasaydı allah kullarına tek başına bir omega 3 kaynağı sunardı diyor bu noktada adamın doktorluğu bile tartışılır. Niye hastanızı ilaç endüstrisinin ürettiği sentetik ilaçlarla tedavi ediyorsunuz mutlaka doğada bunun tedavisini mümkün kılan doğal bir ürün vardır allah bu derdi verdiyse dermanını da yaratmıştır direkt onu tüketelim yani otlarla bitkilerle tedavi sunan insanlardan medet umalım o zaman.

Siz de yorumunuzu paylaşın: