BENİ TÜRK DOKTORLARINA EMANET EDİN

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Oray Eğin‘ in “Şeytanın gör dediği: Londra’da tedavi parantezi” başlıklı yazısını okurken şunları düşündüm:

BİR: Tedavi için yurt dışına gitmek çok “özel” durumlar dışında tamamen gereksizdir. Tıbbın her sahasında mükemmel doktorlarımız var. 

İKİ: Bizim temel meselemiz halkın genel anlamda sağlık hizmetlerinden doğru ve eşit faydalanmasının sağlanmasıdır.

ÜÇ: Tıp ve endüstri arasındaki menfaat münasebetlerinin sıfırlanması, tıp eğitiminin yeniden düzenlenmesi, sağlık talebi kışkırtılmadan halkın tam ve doğru bilgilendirilmesi şarttır.

Gelelim neticeye

Çürümüş, yozlaşmış, rüşvetle kirlenmiş, vicdan ve şefkatten yoksun, koruyucu hekimliğinin adını ağzına almayan İlaç Firmaları Tıbbı bizi batırır. 

***

Oray Eğin‘ in yazısı:

Şeytanın gör dediği: Londra’da tedavi parantezi

Rahmi Turan’a geçmiş olsun ve uzun ömürler diliyorum ama şu Londra’da tedavi meselesini anlamakta zorlanıyorum. Tedavisinin ayrıntılarını bilmiyorum, belki çok belirgin bir tedavidir ve illaki orada olması gerekiyordur. Ama ben de dahil olmak üzere yurtdışında yaşayan birçok tanıdığım en ufak bir sağlık sorunumuz için ABD’den uçağa atlayıp Türkiye’ye geliyoruz. Dünyanın en iyi hastanelerinde cebinden tedavi masraflarını karşılayacak kadar varlıklı isimler biliyorum, onlar bile Türkiye’ye geliyor.

Uzun vadeli tedavi olmak için Türkiye’den daha iyi bir yer de düşünemiyorum Türk vatandaşları için.

Devlet ya da özel sağlık sigortalarından bağımsız, “Beni Türk doktorlarına emanet edin” efsanesinin gerçek bir tarafı var. Türkiye’de muazzam doktorlara erişimimiz var. Yurtdışında beş yıl randevu verecek bu üstün beyinlerin çok kısa sürede karşısına çıkabiliyor, en ufak sorunumuz için profesörlere danışabiliyoruz.

Buna karşılık bir zamanlar İngilizlerin gurur kaynağı olan sağlık hizmetlerinin (NHS) batma noktasına geldiğini bütün dünya izliyor. Brexit sürecinde en çok tartışılan konulardan biri de bu. Hastanelerde mikrop kapan arkadaşlarım var İngiltere’de. Bir tanıdığım doğum yapmak için Türkiye’ye geldi mesela, İngiltere’deki hastanelere güvenmediği için.

O yüzden Rahmi Turan neden tedavi için Londra’yı seçti, merak ediyorum.

İşin bir de “görüntü” kısmı var. Bütün gün Atatürkçülük pompalayan, milliyetçi slogan atan, hatta Milli Eğitim Bakanlığı’nın İngilizce eğitimi için British Council’le işbirliği yapmasını eleştiren bir gazetenin başyazarının yurtdışında tedavi görmesi…şık…anlaşılır…kabul edilebilir…açıklanabilir…mi? “Rahmi Ağabey” kendisini Türk doktorlarına emanet etmemiş.

Güncelleme: Öğrendiğime göre Rahmi Turan’ın hastalığı göz tansiyonu olarak bilinen glokommuş. Kendisine tekrar geçmiş olsun. 

Kaynak: https://m.haberturk.com/yazarlar/oray-egin/2543236-rahmi-agabey-ekolu

***

EK 1 (21.9.2023): TIP PUBMED’ DEN ÖĞRENİLMEZ Genç kardeşimizi tebrik ediyor, muvaffakiyetler temenni ediyorum. Aslında her tıp fakültesi talebesinin “temizlikçi”, “hastabakıcı” ve “hemşire” olarak mutlaka belli bir süre çalıştırılması gerekir. Bir hastanın sıkıntıları, ona nasıl davranılacağı, nasıl oturtulup kaldırılacağı, nasıl yemek yedirileceği… ancak bu şekilde öğrenilir. Ben yurt dışında stajyer olarak bu şekilde çalıştırıldım ve kitap ve hocalardan, PubMed’ den öğrenemeyeceğim pek çok şeyi bu sayede öğrendim. En iyi Hoca, Hasta’ dır.

Kaynak: https://x.com/drahmetrasim/status/1704746345473421329?s=20

***

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Zeliha Çakmak dedi ki:

    5 tane hastalığım 9 tane de devamlı yuttuğum hapım var

  2. ilker dedi ki:

    haklısın hocam da parasız da bir şey yok artık bu dünyada. parası olmayana hayat yok. işin özeti bu

Siz de yorumunuzu paylaşın: