Kitabı neden yazdığını şöyle açıklıyor Yalçın:

-Bu kitap, ilaç sektöründe neler olduğunu halkın öğrenmesi için yazıldı.

-Bu kitap, tıp olgusuna ezberletilmiş kalıplar dışında bakabilmek amacıyla tıp öğrencileri için yazıldı.

-Bu kitap, bilim namusuna sahip çıkmak, tıbbın-ilaç tekellerinin karanlık yüzünü anlatmak amacıyla yazıldı.

-Bu kitap, tıp-ilaç sektörünün ekonomi politiği konusunda bilgi verme amacıyla yazıldı.

-Bu kitap, tıbbın emperyalizmin en önemli silahlarından biri olduğunu göstermek amacıyla yazıldı.

-Bu kitap, insanın kendi başına, kendi sağlığı konusunda farkındalık yaratması amacıyla yazıldı.

-Bu kitap, medyayı-bilimsel dergileri parayla lehlerine çevirerek ve siyasal iktidarları kullanarak küresel şirketlerin insanlara nasıl “hapı” yutturduğunu gözler önüne sermek için yazıldı.

-Bu kitap, endüstriyel tıbbın- ilacın nüfus artışının “doğal frenleyicisi” olarak kullanıldığını göstermek için yazıldı.

-Bu kitap, “fincancı katırlarını” ürkütmek için yazıldı.

++

577 sayfalık kitapta, başta kolesterol, tansiyon, diyabet ve depresyon tedavisinde kullanılanlar olmak üzere birçok ilacın, çoğu zaman ilaç sektörü-doktor işbirliği ile gereksiz kullanıldığı, söz konusu kullanımların bazen ölümcül sonuçlar doğurduğu vurgulanıyor, çeşitli araştırmalar referans olarak gösteriliyor. Bu arada, vitaminlerin, besin desteklerinin, aşıların kullanımında yapılan yanlışlara da dikkat çekiliyor.

Kitap, bir başka anlatımla, şimdiye kadar Ahmet Rasim Küçükusta, Canan Karatay, Yavuz Dizdar, Sadi Güleç, Ahmet Aydın gibi tıp insanlarının kitapları, konferansları ve televizyon röportajlarında dikkate getirdikleri hususlara katkı sağlıyor.

Üzerinde dikkatle durulması, tartışılması gereken kapsamlı bir çalışma bu.

++

Ancak, şunu vurgulamadan geçemeyeceğim.

Kitapta, 1979’da Manisa’da işlenen üç cinayete de yer veriliyor.

25 Haziran 1979’da MHP Manisa İl Başkanı Cemil Çöllü, sahibi olduğu eczanede öldürülmüş.

Ertesi gün, yani 26 Mayıs 1979’da, yine Manisa’da, bu defa CHP Kadın Kolları Üyesi Neşe Gülersoy eczanesinde silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiş.

19 Aralık 1979’da Manisa’da bir eczacı cinayeti daha işlenmiş, CHP İl Başkanı Mete Erdem, eczanesinde kurşunlara hedef olmuş.

Soner Yalçın, bu üç eczacının, ilaç sektöründe yabancı hegemonyasına son vermek için kooperatif kurma girişimlerinden söz ederek cinayetlerin bunun için işlendiğini söylemeye çalışıyor.

Kitaba orijinallik, esrarengiz hava katmak amacıyla yapılmış bir zorlama bu.

1979 yılında Türkiye’de anarşik olaylar tavan yapmıştı. Yurdun her yerinde siyasi kimliği olan kişiler hunharca öldürülüyordu.

Manisa’da aynı zamanda siyasi kimlikleri de olan üç eczacının ölümünü bu çerçevede değerlendirmek gerekirken, bunun arkasında kimi uluslararası güçleri aramak doğru olmamış.

Soner Yalçın’ın böyle bir zorlamaya hiç ihtiyacı yoktu.