Habertürk’ teki “Bahar alerjisinin nedeni polen değil sahra tozları” başlıklı haberde düzeltilmesi gereken pek çok fahiş hata var. BİR: Polenlerin alerji yapmadığı ifadesi külliyen yanlıştır. Ülkemizde özellikle hububat ve çayır polenleri başta olmak üzere birçok bitkiye karşı deri ve kan testlerinde alerjik tepki veren ve bunlarla ilişkili belirtileri olan yüz binlerce hasta vardır. Kavak ağacı […]

Tomografi çekimi sırasında fenalaşarak hayatını kaybeden kadının ölüm sebebinin tomografi çekimi öncesinde iğne ile yapılan kontrast maddenin alerjisi olduğu bildirildi. Kontrast madde verilen hastaların %3’ ünde çoğu tedavisiz bile geçen alerjik tepkiler görülür. Çok seyrek görülen anafilâksi tipindeki tepkiler ise zamanında anlaşılıp tedavi edilmeze ölümle sonlanabilir.

Yakın akrabalarında egzama olan yenidoğan bebeklerin derilerinin 6 ay süreyle her gün vazelin ile ovalanmasının egzama riskini azaltabileceği bildirildi. Egzamanın ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörlerin rolü vardır ve önlenmesinde öncelikle bunların bertaraf edilmesi gerekir. Vazelin ucuz ve toksik etkisi olmayan bir madde olarak bu amaçla kullanılabilir.

Atmosferdeki polen miktarları hava şartları ile yakından ilgilidir. Sıcak, kuru ve rüzgârlı havalarda ve fırtınalı günlerde atmosferdeki polen sayısı çok fazladır. Rutubetli ve yağmurlu günlerde ise polenler su ile yere indikleri için havadaki miktarları çok azalır. Polenler rüzgarla çok uzak mesafelere taşınabilirler. Yüksek binalarla çevrili sokaklarda, binaların yüzeyi statik elektrik nedeniyle polenleri çeker, deniz kenarlarında çok az polen bulunur.

Polenlerin alerjik hastalıklara yol açma potansiyelleri farklıdır. Alerjik hastalıklara sebep olmada, solunan havadaki polen miktarı ve bunların havada kalma süreleri de çok önemlidir. Gösterişli ve renkli bitkilerin daha çok allerjiye neden oldukları sanılır. Meselâ, gül nezlesi diye bilinen hastalığa gül polenleri değil, aynı mevsimde atmosfere salınan ağaç ve çayır polenleri yol açar.