Tip 1 diyabetli hastaların ince bağırsaklarında enflamasyon tespit edildi ve bağırsak bakterilerinin farklı olduğu belirlendi. Ömür boyu diyet ve insülin ile tedavi edilen bir hastalık olan tip 1 diyabetin gelecekte bağırsaklardaki enflamasyon ve bağırsak bakterileri üzerinden önlenmesi ve tedavisi mümkün olursa hiç şaşırmamak gerekir.

Türkiye’de ilk kez Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanan gaita nakli, kolit (kalın bağırsak iltihabı), chron (kronik bağırsak iltihabı), kronik kabızlık ve ishalin tedavisinde umut ışığı oldu. Tedaviyi uygulayan Prof. Dr. Ahmet Uygun, “Köylerimizde yaşayan, doğal gıdalarla beslenen donörlere ulaşır ve bir gaita bankası kurabilirsek, MS ve obezite başta olmak üzere pek çok hastalığı bitirebiliriz” iddiasında bulundu.

Fare deneyleri Parkinson belirtilerinin ortaya çıkmasında bağırsak bakterilerinin önemli rolleri olduğunu ortaya koydu. Bu araştırma da daha önceki başka birçok araştırma gibi beyinle ilgili olanlar dâhil birçok hastalığın oluşumunda mikrobiyotanın rolü olduğunu gösteriyor. Sağlıklı yaşamanın yolu haplarda değil gıdalarımızdadır.

Probiyotiklerin Alzheimer’ lilerde hafıza ve zihni güçlendirdiği bildirildi. Sakın ola probiyotik haplarından medet ummayın. Yoğurt, ayran, kefir, peynir, turşu, sirke, şalgam suyu probiyotik deposu gıdalardır. D vitamini, balık yağı hapı meftunlarının şimdi de “ithal probiyotik hapların” peşine düşeceklerinden endişe ediyor, üzülüyorum. Bari bunlara kanmayın!

Migren ataklarının ortaya çıkmasında da bağırsak bakterilerinin rolü olduğu belirlendi. Araştırma, migrenli kişilerin ağız ve bağırsaklarında nitratları nitritlere dönüştüren bakterilerin daha fazla olduğunu gösteriyor. Nitritler kanda nitrik okside dönüşüyor ve damar genişletici özelliği olan nitrik oksit de baş ağrısına yol açıyor. Bağırsaklara “gözümüz gibi” bakmamız gerekiyor.