Randomize kontrollü araştırmada vitamin D’ nin KOVİD ölüm oranını %60′ dan fazla azalttığı gösterildi. Toksisitesi çok düşük olan, her yerde kolay bulunan ve maliyeti yok denecek kadar az olan vitamin D’ nin hastaneye yatırılmaları gereken KOVİD hastalarına verilmesi artık tavsiyenin ötesine geçmeli ve “şart” olmalıdır.

Yüksek doz çinko ve C vitamininin KOVİD belirtilerini ve süresini azaltmadığı belirlendi. Bunlar, sağlıklı bir bağışıklık için elbette gereklidir ama bu iki besin desteğinden mucize beklemek de akıl kârı değildir. Adam gibi beslenenlerde zaten vitamin ve mineral eksikliği olmaz.

Almanlar 50 yaşın üzerindekilere günde 1000 Ü vitamin D verildiğinde 30 bin kanser ölümünün önleneceğini ve bu sayede 250 milyon Avro tasarruf edilebileceğini hesaplamış. Hesap doğru ama yeterli D vitamini için hapa gerek yok, güneşlenmek kâfi . Bütün Hans ve Helga’ lar öğle vakti 15-20 dakika güneş banyosu yaparlarsa hapa gerek kalmaz, en az bir milyar Avro ceplerinde kalır.

? Doğal beslenme denildiğinde ne anlamalıyız? ? Beslenmede genetik kodların etkisi var mı? – ? Ek protein ve vitamin takviyesi yapmak ne kadar doğru? ? Pandemide D vitamini almak doğru mu? ? Aktarda satılan ürünler güvenli mi? ? Modern tıp dışında kalan anlayışlar güvenilir mi? ? Aktardan aldığımız ürünlerin yan etkisi var mı? ? Organik ürün yoksa ne yapmalıyız?

Türk bilim adamları, kuersetin, vitamin C ve bromelain üçlüsünün koronavirüs enfeksiyonunu önlediğini gösterdiler. Dilerim çalışmacılar, malûm “bilim beyefendileri” ve “bilim hamfendileri” tarafından modern tıbbın ilaç ve aşılarına güvensizlik yaratmak, halk sağlığını tehlikeye atmak ve “şarlatanlıkla” suçlanmazlar.