Gıdaların işlenmesi sadece endüstrinin işine gelir. Sentetik katkı maddelerinden hiçbirinin besin değerini artırıcı etkisi yoktur. Gıdaların raf ömrünü uzatan katkı maddeleri insanların ömrünü kısaltır. Obezite, diyabet, kalp krizi-felç, kanserler, astım-alerji, Alzheimer, depresyon ve tüm diğer kronik enflamatuar hastalıklardaki artışla hazır gıdalardaki artış birbirine paralel gitmektedir.

Çekirge yemenin dost bağırsak bakterilerini artırdığı ve birçok hastalığın temelinde yatan kronik enflamasyonu (iltihabı) azalttığı bildirildi. Çekirgenin dış kabuğundaki kitin ve kitosin gibi lifler bağırsak bakterilerinin temel gıdası olan prebiyotiklerdir. Sağlıklı yaşamak için, işlenmemiş, tabii gıdalarla beslenmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha görmüş oluyoruz.

Düzenli olarak diyet meşrubat içenlerde kolon kanseri nüksü ve ölüm riskinin daha düşük olduğu ve içilen meşrubat miktarı arttıkça hayatta kalma sürelerinin de arttığı belirlendi. Araştırmayı yapan Yale Üniversitesi Kanser Merkezi Başkanı Fuchs emekli olduktan sonra meşrubat şirketlerinden birine danışman olmazsa her gün aile boyu diyet meşrubat içmeye söz veriyorum.

Yağdan zengin karbonhidrattan fakir ketojenik diyetin kanser tedavisini daha etkili kılabileceği ortaya çıktı. Bu araştırma, beslenmenin hem sağlıklı bir hayat sürmede hem de hastalıkların tedavisinde ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Adam gibi beslenin diye boşuna nefes tüketmiyoruz!

Gıda intolerans testlerinin ipliğini pazara çıkaran, benim senelerdir anlatamadıklarımı bir yazıyla anlatan Fatih Altaylı’ ya müteşekkirim. Bu testin reklâmına doğrudan veya dolaylı olarak âlet olan, halkı bu testleri yaptırmaya teşvik eden, hastalarına gıda tolerans testlerine göre ahkâm kesen etıbbanın acaba yüzü kızaracak mı ben onu merak ediyorum.