Tarkan için, “Eşi ve kızına ambalajlı gıdaları yasaklayan Tarkan’ı can-ı gönülden tebrik ediyorum” demiştim ama süperstarın Coca-Cola ile reklâm anlaşması yaptığını öğrenmek beni sükûtu hayale uğrattı. Tarkan’ ı bu ikiyüzlü hareketinden dolayı da şiddetle kınıyorum. Tarkan milyonlar kazanmış olabilir ama milyonların kalbinden silindiğini de bilsin.

Geçen hafta yaşadığı titreme nöbeti vücutta su azalmasına bağlanan Almanya Başbakanı Merkel gene benzer bir tablo yaşadı. Bunun dünyaya basit bir rahatsızlık gibi sunulmasında yadırganacak bir durum yok çünkü bu tür kişilerin hastalıkları devlet sırrı kapsamındadır. Merkel’ in ciddi bir “nöro-dejeneratif” hastalığı olduğunda ısrarlıyım.

Almanya Başbakanı Merkel’ in, bir karşılama töreninde yarım dakikaya yakın tir tir titremesi medyada geniş yankı buldu. Tablonun resmi olarak vücudun susuz kalmasına bağlanması ve Merkel’ in de üç bardak su içtikten sonra tamamen düzeldiğini açıklaması beni tatmin etmedi. Bu olayın arkasında ciddi sağlık problemleri olabilir.

Yumurta yiyenlere çok kötü bir haberim var. Muazzam bir çalışmada haftada 3-4 yumurtanın kalp hastalığı ve erken ölüm riskinin arttığı ortaya çıktı. Karatay fanları ne yapar bilmem ama ben markete cips ve kola almaya gidiyorum. Doğru yolu gösteren ama dinlemediğim Altaylı’ dan da özür diliyor, evdeki yumurtaları kartonlarıyla beraber çöpe atıyorum.

Fatih Altaylı’ nın köşesinde yayınladığı Prof. Dr. Cumali Aktolun’ un “Şarlatanlık ve bilimsellik” başlıklı mektubu da tıpkı Altaylı’ nın yazısı gibi eksik ve yanlış bilgiler, hakaret ve iftiralarla dolu. “Şarlatanlık” iftirası atana da bunu köşesinde yayınlayana da bunun hesabını elbette ayrıca soracağım!