MAMOGRAFİ: SINIFTA KALMIŞ BİR TARAMA TESTİ

Bu başlık holistik tıp öncülerinden Dr. Brownstein’in son yazısından. Bu yazıyı önemli bulduğum için özet bir tercümesini yaptım
“Mamografi meme kanseri için en iyi tarama yöntemi olarak teşvik edildi. Eski tekniklere göre mamografinin meme kanserini çok daha erken teşhis edebildiği kuşkusuz. Ancak sorulması gereken esas soru şu:
‘Mamografi yaptıran kadınlarda kanserden ölüm oranı yaptırmayanlara göre daha mı düşük?’
Eylül 2015’te JAMA dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar 10 yıl boyunca, 547 ülkeden, 40 yaş üzerinde 10. 120. 349 kadını gözlemişler. Bu 10 yıl içinde göğüs kanseri vakaları ve ölüm verilerinin arasındaki korelasyona bakılmış.
Araştırmacılar mamografi taraması yaptırmakla meme kanseri vakaları arasında doğrudan bir korelasyon belirlemişler.
Mamografi taraması yaptıran kadınlarda meme kanseri görülme oranı %16 fazlaymış. Buna karşın mamografiyle tarananların ölüm oranlarında anlamlı bir azalma bulunamamış.
Araştırmacılar şöyle söylemiş: “Mamografinin yoğun mastektomi teknikleri yerine göğsü muhafaza eden ameliyat teknikleri kullanılmasını sağlayacağı umut ediliyordu ancak bunu destekleyen bir kanıt bulamadık.”
Mamografi sınıfta kaldı ölüm oranlarını düşürmüyor.
Mamogramın sınıfta kaldığını, ölüm oranını düşürmediğini 2 sene önce yazmıştım. Maalesef 30 yıldır kullanılan mamogram taramalarının ölüm oranını düşürdüğünü gösteren hiçbir çalışma yok.
Daha kötüsü mamografi hassas dokuları iyonize radyasyona maruz bırakıyor ki bu kanser nedeni. Aslında her mamografinin kanser riskini %1 arttırdığı tahmin ediliyor, 10 yıl mamografiden sonra kanser riski %10 yükselmiş oluyor.
İşlenmiş gıdalar, sentetik hormonlar, iyot eksikliğine dikkat!
Meme kanseri salgınına nelerin yol açtığı üzerine daha fazla araştırma yapılması gerekir. Kanımca işlenmiş gıdalardaki östrojen içeriği, konvansiyonel tıp uygulayıcısı doktorların reçete ettikleri sentetik hormonlar meme kanserindeki artışın nedenlerinden bazıları. Meme kanseri vakalarının bir diğer nedeni de iyot eksikliği. Son 40 yılda ABD’de iyot seviyelerinde %50 düşüş var, meme kanseri vakaları da son yıllarda hızla arttı. İyot eksikliği belirlenip tedavi edilirse meme kanseri vakaları da azalacaktır.
Kendinizi eğitip yedikleriniz ve kullandıklarınızı bilinçli seçin.
Konvansiyonel tıp başka bir yol seçmezse korkarım ki meme, prostat, yumurtalık ve tiroid gibi hormon duyarlı kanser türleri hızla artacaktır. O nedenle kendi kendinizi eğitip, yedikleriniz ve kullandığınız ilaçlar konusunda bilinçli seçimler yapmaktan başka çare görünmüyor.” diyor Dr. Brownstein.
Annem meme CA olduğu için konvansiyonel tıbba göre risk gurubundayım. Ne yapıyorum?
Canan Hocanın tavsiyesiyle 3 senedir mamografi çektirmiyorum. Daha önce mamografinin zararlarını duyduğumda doktoruma sormuştum. Annem meme kanseri olduğu için risk grubunda olduğum o nedenle de mamografi taraması yaptırmam gerektiği söylendi.
Şimdi bu yaklaşımın tipik konvansiyonel tıp yaklaşımı olduğunu açıkça görebiliyorum. Konvansiyonel tıp için kanserden nasıl korunacağım değil kanser olursam nasıl teşhis edileceği önemli. Oysa holistik tıp veya fonksiyonel tıp için hastalıklardan nasıl korunulacağı önemli.
Bu yazıyı okuyunca yıllarca çektirdiğim mamografilerin her birinin meme kanserine yakalanma riskimi %1 arttırdığını görmekten üzüntü duydum. Ancak henüz meme kanserine yakalanmadan Canan Hocanın kitaplarını okuyup hayata bakışımı ve yaşam tarzımı değiştirdiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Sağlıklı beslenerek pek çok hastalığımdan kurtulduğum gibi pek çok hastalıktan da korunduğumu düşünüyorum.
Sağlıklı beslenmenin yanında evimdeki ve çevremdeki zararlı kimyasal maddelerden de mümkün olduğunca arınarak kanser başta olmak üzere hastalıklardan korunma konusunda önemli bir diğer adım attığımın bilincindeyim.
Son olarak, tüm hastalıklardan korunmak için bağışıklık sistemimi güçlü tutmaya gayret ediyorum. Bu amaçla D vitaminimi 100 ng/ml düzeyinde tutuyor, bağışıklık sisteminin en önemli organı olan bağırsak mikrobiyomunun da sağlığına özen gösteriyorum.
Ayrıca senede iki kez kandaki açlık insülin oranını ölçtürüyor ve 5’in altında tutuyorum çünkü insülin hücre çoğalmasını tetikliyor.
Biz hastalıklardan korunma konusunda başta Prof. Dr. Canan Karatay olmak üzere koruyucu tıbba inanan bağımsız doktor ve bilim insanlarını referans alarak sağlıklı yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz. Bu süreçte edindiğimiz bilgileri sizlerle paylaşıyoruz ve buna elimizden geldiğince devam edeceğiz.
Nurçin Çağlar
Sözün özü: Konvansiyonel tıp kanserden nasıl korunulacağına değil kanser olduktan sonra nasıl teşhis edileceğine odaklanmış. Oysa önemli olan kanserden korunmak…
Benim memem de fibrokistik.ve bana 3 ayda 1 ultrason cektirmemi. Senede 1 de mamografi dediler. Napayım? Ultrason yeterli mi? Mamografi cektirmesem?
Merhaba
DCIS sonucu iki memem de bir yıl önce boşaltıldı. Çok mutluyum ki mamografilerimi düzenli yaptırdığım ve hayatta olduğum için. Fonksiyonel tıbbın her maddesini gençliğimden bu yana uyguladım. 44 yaşındayım. İlk mmg. 41 yaşında çekildi. Mikrokasifikasyonlar görüldüğü için sık takip edildi. 6 ayda yapılmasına rağmen 1 cm ilk dcıs tespit edildi. Boşaltılınca pato.sonucudiğer memede de çıktı. Lütfen kadınlarımızı bu mamografiye karşı soğutmayın. Benim ameliyatımdan sonra iki arkadaşta da çıktı.Biri 8 kür kemoterapi almaya devam ediyor.Genel cerrahıma göre takip önemli değildi. Radyolog arkadaşımın yakın ilgisi sayesinde ayaktayım. Bir de bilinçlenmeden önce çocukluk döneminde beslenme çevre ve yaşam tarzı önemli. Benim babam çiftçi ve ddt ve tarım ilaçları kullanırdı.Bizim jenerasyon bu bilinçsiz dönemin kurbanları… Benim çevrem de oldukça çok meme kanseri var. Bir istatistikçi olarak rakamları etkileyen faktör çok biliyorum ve yoruma açık. Bu söylediklerimizle benim gibi hayatı seven kişileri kaybedebiliriz. Kemoterapi alan arkadaşım 36 yaşında 3 çoçuk annesi. Bir daha düşünün lütfen.