OBEZİTE CERRAHİSİ KEMİK KIRIĞI VE İNTİHAR RİSKİNİ DE ARTIRIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Obezite salgını, “2 saatte bir atıştırmayı, günde 5 porsiyon meyve yemeyi, hazır gıdaları ve layt ürünleri öne çıkaran; yumurtayı, tereyağını, kırmızı eti yasaklayan modern tıbbın yanlış beslenme tavsiyelerinin” eseridir.

Sebebi olduğu obeziteyi tedavi etmeyi beceremeyip eline yüzüne bulaştıran modern tıp şimdi de çareyi obezleri ameliyat masasına yatırmakta arıyor.

Obezite cerrahisinin (bariatrik cerrahi) kısa sürede inkişafı, “müşterisi” en çok en gözde tıp dalı hâline gelmesi bilim adına utanılacak bir durumdur.

Obezitenin komplikasyonlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan cerrahinin ise kısa ve uzun vadede çok önemli hayati riskleri bulunuyor.

Bir kere obezite cerrahisinin kendisinden kaynaklanan kanama, enfeksiyon, anestezi komplikasyonları, pıhtı oluşumu, akciğer ve solunum problemleri gibi riskleri var ve ameliyat masasından hiç kalkamamak da ihtimal dahilinde.

Taburcu olmakla da riskler bitmiyor.

Cerrahi müdahalenin türüne göre de uzun vadede bağırsak tıkanması, dumping sendromu, safra ve böbrek taşı, fıtık, hipoglisemi, beslenme bozukluğu (malnütrisyon), gıda entoleransı, mide delinmesi, sızıntı, stenoz, ülser, kusma, depresyon ve hatta ölüm de obezleri bekliyor.

İki araştırma obezite cerrahisinin istenmeyen etkilerine yenilerinin eklenmeye devam ettiğini gösteriyor.

Kemik kırıkları riski artıyor

Quebec’ te çoğu orta yaşta kadınlardan oluşan bir kohortta gerçekleştirilen retrospektif çalışmada obezite cerrahisinin kırık riskini yüzde 20 artırdığı belirlendi (5).

Kırıkların çoğu ameliyattan sonraki birkaç sene içinde görüldü.

İşin enteresan tarafı bu kadınlarda ameliyattan önce obezler için tipik olan diz, ayak, bilek ve bacak kemiği kırıkları daha çok iken cerrahiden sonra kırıklara osteoporoz için daha tipik olan kemiklerde rastlandı.

Araştırma, obezite cerrahisi uygulananlarda omuz, kol, bilek, ön kol, dirsek ve bilek kırıkları riskinin kontrol grubuna göre 2 misli, kalça, uyluk veya leğen kemiği kırıkları riski ise 3 misli daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Bunlara karşılık osteoporozun karakteristiklerinden olan omurga kırıklarında herhangi bir artış tespit edilmedi.

American Society for Bone and Mineral Research (ASBMR) 2015 senelik toplantısında sözlü olarak sunulan araştırma obezite cerrahisi uygulanan 10662 kadının ortalama 4.2 sene takip edilmesiyle gerçekleştirildi.

Araştırmanın uzmanları, obezite cerrahisinden sonra kırık riskinin artmasını beslenme eksikliklerinin kemik kitlesini etkilemesi, kemik metabolizmasının ve düşme şeklinin değişmesi, kilo azalmasının daha fazla fiziki aktiviteye yol açmış olması gibi sebeplere bağlıyorlar.

Obezite cerrahisinden sonra intihar riski artıyor

Bir başka araştırmada ise morbit obezlerde obezite cerrahisinden sonra aşırı kilo vermiş olma dönemi geçtikten sonra intihar teşebbüsü riskinin yüzde 50 arttığı belirlendi (6).

Obezite cerrahisinden önce senede 1000 kişide 2.33 olan intihar oranı cerrahiden sonra 1000’ de 3.63’ e çıktı.

İntiharların yüzde 93’ ünün ameliyattan önceki 5 senede bir mental hastalığı olanlarda görülmesi dikkat çekiyor.

Morbit obezlerde mental hastalıklara ve intihar teşebbüslerine genel toplum oranlarının daha üzerinde rastlanıyor.

Araştırma obezite cerrahisi uygulanan 8815 obez üzerinde gerçekleştirildi ve JAMA Surgery’ de yayımlandı.

Ameliyattan önce hastaların yüzde 64’ ünde anksiyete, yüzde 8’ inde depresyon ve yüzde 0.6’ sında ise alkol bağımlılığı vardı.

İntiharların çoğu 35 yaş ve üzerinde olan ve şehirlerde yaşayan kadınlarda görüldü.

İntihar teşebbüslerinin yüzde 73’ ü ilaç içmek, yüzde 21’ is ise fiziki travma şeklinde idi ve hemen tümü de hastanede yatmayı gerektirecek kadar ağırdı.

İntihar teşebbüslerinin çoğu cerrahiden 2-3 sene sonra ortaya çıkması bu hastaların ruhsal durumlarının uzun süre takip edilmesinin gerekli olduğunu gösteriyor.

Gelelim neticeye

Hastalıkları önlemesi, önleyemediklerini tedavi etmesi beklenen tıp artık hastalık yaratan bir “canavar” olarak karşımıza çıkıyor.

Çare diye sunulan tedavi yöntemleri insanların başlarına yeni dertler arıyor.

Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın dostumun kitabının adı aslında her şeyi gayet güzel özetliyor: Rabbim Beni Doktorlardan Koru (7).

Hep beraber “Âmin” demekten başka çaremiz var mı?

Kaynaklar:

1. http://www.nhs.uk/Conditions/weight-loss-surgery/Pages/risks.aspx

2. http://www.mayoclinic.org/tests-procedures/bariatric-surgery/basics/risks/prc-20019138

3. https://weightloss.clevelandclinic.org/images/file/Risks%20and%20complications%20of%20bariatric%20surgery.pdf

4. http://www.bariatric-surgery-source.com/complications-of-gastric-bypass-surgery.html#Potential

5. http://www.medscape.com/viewarticle/852784#vp_1

6. http://archsurg.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=2448916

7. http://www.hayykitap.com/haber.php?haber_id=243

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Eski bir öğrenciniz dedi ki:

    Sizden bir öğrenciniz olarak özür dilemek istiyorum çünkü sizi yakın zamanlara kadar şöhret olmak için her şeyi yapan yazan biri olarak görüyordum. Oysa yazılarınızı dikkatle okuyunca bunların büyük emeklerle bilimsel kaynaklar taranarak araştırmalar okunarak hazırlandığını ve halkın da ilgisini çekebilecek bir dille yazıya dökülmüş olduğunu geç de olsa fark ettim. Hani size pubmedde tek bir yayınınız var diye eleştiri getirenler var ya keşke onlar da yazılarınızı dikkatle okusalar. Onlar da bu gerçeği mutlaka göreceklerdir eminim. Yazmaya devam edin Hocam, çok sıkı takipcileriniz olduğunu, sizden çok şeyler hem de başka yerden kolay kolay başka yerlerde bulmamamız da mümkün olmayan bilgiler edindiğimizi bilmenizi isterim.Saygılarımla Hocam.

Siz de yorumunuzu paylaşın: