Beyaz ekmek, pirinç, makarna gibi glisemik endeksi yüksek gıdalarla beslenen kadınlarda depresyon riskinin yüksek, sebze, meyve ve tam tahıl yiyenlerde ise düşük olduğu olduğu belirlendi. Şekerli gıdaların mı depresyona yol açtığı depresyonda olanların mı bunlara yöneldiği bilinmiyor ama şekerden uzak durmak için bir sebebimiz daha var.

Lancet’ deki otizmle bağırsak hastalığı ve MMR (kızamık, kızamıkçık-kabakulak) aşısını ilişkilendiren araştırma tıbbın en çok tartışılan yayınlarından biri oldu ve araştırma düzmece olduğu gerekçesiyle seneler sonra yayından çekildi. Peki, araştırma gerçekten hatalı, araştırmacı gerçekten düzenbaz biri miydi, yoksa?

Menopoz belirtilerini gidermek için antidepresan kullanan kadınlarda kırık riskinin yüzde 76 yüksek olduğu bildirildi. Gerçi bizde kâğıt üzerinde yan etkilerin bir merkeze bildirilmesi mümkün ama bu pratikte işlemiyor. “Doktor milleti” hastaların bildirdikleri yan etkileri genellikle kaale almaz ve ilaç yan etkisi bildiren hastalardan da pek hoşlanmaz.

Antidepresan kullananların %69’ unda depresyon kriterleri, %38’ inde ise obsesif kompülsif hastalık, panik hastalığı, sosyal fobi veya yaygın anksiyete bozukluğu kriterleri bulunmadığı bildirildi. Psikiyatristlerimiz umursamıyorlar ama bizde de antidepresan kullanımı çığırından çıkmış durumda. Oysa bunun çaresi var!

Microbial Ecology in Health and Disease’ de yayınlanan bir makalede boğaz enfeksiyonu için amoksilin verilen çocuğun otizm belirtilerinde dört gün sonra belirgin düzelme olduğu bildirildi. Yerinde kullanıldığında hayat kurtarıcı olan antibiyotiklerin otizm tedavisinde hiç değilse bazı vakalarda işe yaraması mümkün olabilir.