EL DEĞMEDEN HASTA MUAYENESİ
Marketlerin yiyecek içecek satılan reyonlarında görmeye alışık olduğumuz “ürünlerimiz el değmeden hazırlanmış ve paketlenmiştir” şeklindeki bir ifadenin benzerini yakında hastanelerimizde de görmeye hazırlıklı olun.
Modern tıbbın doktorları, hastalarını çoktandır el değmeden muayene etmeye başladı. Başınız mı ağrıyor hemen bir MR çekiliyor. Midenizde şişkinlik mi var, endoskopisiz teşhis konmuyor. Öksürdüğünüz için akciğer tomografisi Allah’ın emri oluyor. Çarpıntınız varsa anjiyo yapılmadan hastaneden çıkmanız adeta imkânsız. Onlarca çeşit kan tahlilini saymıyorum bile.
Doktorlar artık el yıkamıyor
Öğle yemeğine gitmek için poliklinikten çıkmak üzere olan doktora, ziyarete gelen arkadaşı sormuş: “Sabahtan beri en az 30-40 hastayı muayene etmiş olmalısın, neden ellerini yıkamıyorsun?” “Gerek yok” demiş doktor, “çünkü hiçbirine elim değmedi.”
El değmeden hasta muayenesinin birkaç mühim sebebi var:
BİR: Hastanelerde çalışan ve günde onlarca hastaya bakmak zorunda olan doktorların hastaları ayrıntılı olarak dinlemeye de, sorgulamaya da, muayene etmeye de yeterli zamanlarının olmaması ve bu eksiği hastalardan bolca tetkik isteyerek kapamak istemeleri.
İKİ: Hastasından herhangi bir inceleme istemeyen hekimin hata yapma, hastaları tarafından suçlanma ve dava edilme korkusu da gereksiz tetkiklerin sebeplerinden biri.
ÜÇ: Hastaların kendilerine herhangi bir tetkik yapılmadığı zaman doğru teşhis konmayacağını sanmaları ve tatmin olmamaları gerçeğini de göz ardı etmemek lâzım.Bugün bir hastane polikliniğinden veya bir doktor muayenehanesinden çıkan hastaları çevirip sorsanız içlerinde herhangi bir tıbbi tetkik yapılmamış olana rastlamanız mümkün değildir. Artık kan tahlili yapılmadan soğuk algınlığı, akciğer röntgeni olmadan bronşit teşhisi bile konamıyor desem abarttığımı sanmayın.
Hasta muayenesi önemlidir
Kendilerini dinleyerek, sorgulayarak ve tepeden tırnağa muayene ederek astım teşhisi koyduğum hastaların hemen hepsi şaşırıyor ve soruyorlar: “Hocam hadi tomografiden vazgeçtik, bir röntgen bile istemediniz?”
Teknoloji her gün dev adımlarla ilerlese de, tıpta her gün akla hayâle gelmeyecek gelişmeler olsa da bunların hiçbirinin hasta muayenesinin yerini alması imkânsız. Tecrübeli bir doktor, hastasının yürüyüşünden, oturuşundan kalkışından, bakışlarından, konuşmasından, nefes alıp verişinden, öksürmesinden daha onu muayene etmeden önce hastalığın ne olabileceği hakkında çok önemli ipuçları elde eder.Tomografilerin, endoskopilerin, sintigrafilerin, anjiyoların, envaiçeşit tahlillerin çözemediği, doktorların şaşırıp kaldığı hastalıkları dikkatli bir muayene ile şıp diye teşhis etmek mümkün olabilir.
***
Tırnak muayenesi ile hastalık teşhisi
Hastanın sadece tırnaklarını dikkatle inceleyerek bile birçok hastalığı tanımak hiç de zor değildir.
Kaşık tırnak: Tırnak yüzeyinin orta kısmının çukurlaşması ve kenarlarının kalkması tıpta ‘kaşık tırnak’ adıyla bilinir. Bu, çocuklarda normal bir bulgudur ve büyüdükçe de düzelir. Erişkinlerde ise demir eksikliği, diyabet, protein eksiklikleri, lupus ve Raynaud hastalığı gibi durumlarda ortaya çıkar. Tırnak üzerine bir damla su konduğunda suyun yanlara doğru kaymaması kaşıklaşmanın erken belirtisidir.
Enine çizgiler: Tırnak üzerindeki enine çizgiler ağır enfeksiyonlarda, kalp krizinde, şoklarda, kanda kalsiyum düşüklüğünde, çinko eksikliğinde, kemoterapilerde görülür. Çizgilerin derinliği hastalığın ağırlığını, tırnak köküne olan uzaklığı ise hastalığın süresini gösterir.
Uzunlamasına çizgiler: Bunlar yaşlılığa bağlı olarak görülebilirse de romatoit artrit, uzuv damar hastalıkları, liken gibi hastalıklara da işaret edebilir.
Nokta şeklinde çöküntüler: Tırnak yatağının iltihabına bağlı olarak gelişir. Sedef hastalığı, egzama, kellik ve liken gibi hastalıklarda görülebilir.
Tırnak ortasında uzunlamasına kanal: Tırnağın orta kısmında uzunlamasına oluşan kanal şeklindeki çukurlaşma ciddi damar hastalığı, ağır beslenme bozukluğu ve tekrarlayan travmalar sonucu gelişebilir.
Kalın tırnak: Tırnak büyümesinin yavaşlaması tırnağı kalınlaştırır. Kronik egzama, sedef hastalığı, kol ve bacak damar hastalıkları, sarı tırnak sendromunda ortaya çıkar.
Tırnak ucunun tırnak yatağından ayrılması: Bu bulgu da sedef, egzama, zehirli guatr, tetrasiklin gibi bazı ilaçlar ve zehirlenmelere bağlı olarak gelişir.
Sarı tırnak sendromu: Tırnaklar sarımsı renktedir, hem enine ve hem boyuna aşırı derecede kıvrılmıştır ve uzamaları yavaşlamıştır. Hastalarda lenfödemle beraber ve akciğer zarları arasında sıvı toplanması da vardır.
Çomak parmak: El ve ayak parmaklarının, uçlarındaki yumuşak dokunun artmasına bağlı olarak şişip yuvarlaklaşmasıdır. Önce tırnak yatağı ile kökünde bir ödem başlar. Daha sonra tırnak saat camı görünümünü alır, uzunluğuna ve yatay olarak genişler. Tırnak etrafındaki yumuşak doku giderek artar ve sonunda parmak yuvarlaklaşıp çomak şeklini alır.Akciğer kanseri, bronşektazi, apse, doğuştan morarmaya yol açan kalp hastalıkları, siroz ve iltihaplı bağırsak hastalıklarında rastlanır. Bazen bir hastalığa bağlı olmadan ailesel olarak da ortaya çıkabilir.
Tırnak altı kanamaları: Tırnak altındaki kıymık şeklindeki kanamalardır. Kan, tırnak camına yapışarak tırnak uzadıkça ilerler. Tırnak hilaline yakın oluşumu ve çoklu tırnaklarda bulunması, romatoit artrit, mitral darlığı, mide ülseri, kanser gibi hastalıkları düşündürür.
Cevdet Tokat (cerrah)04/06/2011 14:18:20
Valla sayın hocam ne yalan söyleyeyim ben de el değmeden hasta muayene ediyorum. Çünkü her muayenemde elime disposable ince naylon eldiven takıyorum.Hem hastanın tırnağına bakarak saydığınız… devamı »
Valla sayın hocam ne yalan söyleyeyim ben de el değmeden hasta muayene ediyorum. Çünkü her muayenemde elime disposable ince naylon eldiven takıyorum.Hem hastanın tırnağına bakarak saydığınız teşhisleri koymak için illaki el değmesinede gerek yok
Hasan Canerler (uzm dr)04/06/2011 12:49:03
Hocamın kalemine sağlık
20 yıllık uzman doktor aileyiz
yüksek ateşli çocuklarımızı KADIN DOĞUM ÇOCUK ile ünlü bir hastaneye götürdük
Çocuklarımızın retinasından tanı kondu
bir sürü enjektabl… devamı »
Hocamın kalemine sağlık
20 yıllık uzman doktor aileyiz
yüksek ateşli çocuklarımızı KADIN DOĞUM ÇOCUK ile ünlü bir hastaneye götürdük
Çocuklarımızın retinasından tanı kondu
bir sürü enjektabl ilaçlar önerildi
tanı kondu (retina muayenesi ile)
Maaşallah tıp çok ilerledi
Dr. Jane Doe (doktor) 04/06/2011 19:06:56
Hah! İşte bunun için PERFORMANS olmaz! Performans olursa, 60 yaşında koca popolu, memeli hanım teyzeye laf anlatıp, yatırp, sağa sola döndürüp, rektal tuşe yapamazsınız. Gözlerini sıkıca kapamasını, dilini çıkarmasını, parmağıyla bir burnuna bir elinize dokunmasını söyleyemezsiniz, söylerseniz, önce güler, anlamaz, tekrar anlatır, vakit kaybedersiniz.Nörolojik muyane yapamazsınız. Çocuk hastanın karın ağrısının sebebinin okula gitmek istememsi olduğunu onunla yeterince konuşmadan anlayamazsınız. TEK HASTAYA EN AZ 20 DAKİKA VERECEKSİNİZ. İŞTE TAM BU NEDENLE PERFORMANS OLMAZ
ey (uz dr)04/06/2011 21:13:00
Hocam öylesine yazmışsınızdır eminim,çünkü biliyorsunuz astım tanısı koyarken bir kere de olsa ac grafisi istenir
3 kuruşa kim hastaya dokunmak ister ki ? Adı üzerinde hasta.negatif insanlara dokunursanız negatif enerji alırsınız.ben kadın doğum uzmanıyım büfe açtım pozitif insanlarla uğraşıp paramı kazanıyorum.boşverin
F. Ertosun (Sağık İşletmecisi)04/06/2011 23:47:51
Sayın hocam, yazınızı tebessümle okudum
Yaptığınız yorumu, bu teknoloji çağında hekimi ön plana çıkarmaya ve muayenehane hekimliğine erdem katmaya çalışan faydasız bir gayret olarak görüyorum.
Neden mi faydasız? Nükleer teknolojinin, nanoteknolojinin geçerli olduğu bu çağda teşhis artık sizin o 100 senelik demode yöntemlerinizle değil, teknoloji harikası cihazlarla konuluyor. En gelişkin cihazlarla beyin haritalaması ve duygu lokalizasyonu bile yapılabilen bir çağdayız. Doktorun elini hastaya sürmesine bile gerek yok artık. Yapay zeka ürünleriyle hastanın verileri üzerinden teşhisin ve tedavinin bile verilmesi kapıda. Doktorlar çok yakın bir gelecekte artık sadece cerrahi manipülasyonlardan sorumlu olacak.
Yaşınızdan ve eğitim formatınızdan beklendiği üzere, tarihin sayfalarında kalmış olması gereken bir ekolü kutsuyorsunuz, buna şaşırmadım. Ancak sadece kendinizi veya daha doğrusu meslek grubunuzu savunuyorsunuz. Halbuki sizden, halkın sağlık beklentilerine cevap vermek için didinen, projeler üreten ve gece yarılarına kadar çalışan bürokratların çabalarına gölge düşürmeyecek bir yorum beklerdim.
Ülke çıkarları, kısıtlı doktor havuzunun sadece kamu veya özel sağlık işletmelerine dağılacak şekilde organize edilmesini gerektirirken, siz bu tip yorumlarla, sadece muayenehane ortamında olabilecek ve bu aslında bu teknoloji çağında artık işe de yaramayan bir çalışma şekli üzerinden, bu olumlu çabalara balta vurmuş oluyorsunuz. Bakanlık can havliyle didiniyor, ATT gibi, muayenehane gibi çağdışı ve ilkel kuruluşları kapatarak, doktor havuzunu sisteme katarak, arzı artırmak suretiyle kamuda performans ve özelde de yüksek maaşlardan kaynaklanan doktor maliyetlerini düşürmek üzere habire yönetmelik çıkarıyor, düşüncesiz ve kıt ufuklu kafalar ise mahkeme kapılarında iptal davaları peşinde koşuyor. Bakanlık kimle uğraşsın? TTB ile mi, Danıştayla mı? Sizle mi?
A.Arısoy (Göğüs Hastalıkları Uzmanı)05/06/2011 01:02:57
Sayın F.Ertosun sağlık işletmecisi olduğunuz için hiç garipsemedim yorumunuzu. Gayet doğal geldi bana çünkü doktor gözü ile değil bir ticarethane sahibi olarak yorum yapmışınız belliki. Hocamızın anlattıkları ile sizin yazdıklarınız arasında en küçük bir bağlantı bile yok.Tabiki gerekli durumlarda hertürlü tetkik istenir ama gereksiz yapılan o kadar çok tetkik ve görüntüleme var ki. Önümüzdeki 20 senede kanser patlaması olacağından hiç şüphem yok. Bizim hastanede hergün 1000 poliklinik hastasına bakılıyor ve hergün bunların 150 tanesine herhangibir görüntüleme tetkiği isteniyor. Hergün ortalama 10-15 toraks BT isteniyor ben sadece 1 tanesini istemiş oluyorum çoğu zaman, benden daha çok diğer branşlar istiyor. Polikliniğe gelen her hasta en az 5-6 kere toraks BT çekilmiş halde geliyor bana. Neden çekildiğini hakkaten merak ediyorum, pek çoğu öksürdüğü için, büyük bir çoğunluğu gribal enfeksiyondan öksürüyor halbuki. Gencecik insanlara daha 14-15 indeki çocuklara kaç kere tomoğrafi çekiliyor, bu tomoğrafileri çektirenler kendi çocuklarına çektirirmiydi aynı durumda merak etmiyorum çünki biliyorum ki çektirmezler
oguz kalender (uzman doktor)05/06/2011 01:13:56
Bilgisayarlar sayesinde f.ertosun gibi sağlık işletMEcilerinede artık hastanelerde ihtiyaç kalmadı, 1-2 basit programla hastanedeki herşeyi tek tuşla kontrol edebiliyorsunuz, bakanlık ve özel sektör bir an önce vasıfsız personellerden kurtularak hastanelerinin verimini artırmalıdır
hikihser (dr)05/06/2011 02:04:03
F.ertosun sen ne biçim adamsın. Hocamız doğruyu olması gerekeni söylüyor. senin tıptan hiç anlamadığın belli, sağlık işletmecisi olduğunda.Bu ülkenin esas sorunu senin gibi insanların anlamadığı ve anlayamacağı işler konusunda yorum yapması. Hocamız tıp sanatını uygulaması konusunda eğitici yorum yapmış. Tıbbi uygulamayaı tıp hekimi yapar ve nasıl olması gerektiğini de bir hekim söyler. sizin gibi bir şey anlamayanlar değil
mehmet ali (dr)05/06/2011 03:00:56
Tamam,F.Ertosun da geldi işte…Kesinlikle sizsiz olmaz Ertosun… Yazın yazın daha çok yorumlar yapın böyle…Hekimleri birlik ediyorsunuz bu şekilde…Bence kesinlikle, hekim grubu üzerinde uyarıcı,birleştirici etkiniz var,herkes bir silkinip seçim nedeniyle unuttuklarını hatırlıyordur…Teşekkürler…
dr hasan (doktor)05/06/2011 06:19:04
Sayın Ertosun, bir gün gelir de hasta olup o çok önemsediğiniz teknoloji ile teşhisiniz konamazsa, yanlış teşhis ve tedavilerle sürünürseniz, işte o zaman Hocamızın söylediği, bilgili, deneyimli, hekimlere ihtiyacınız olduğunu göreceksiniz… hekimliğin birinci kuralı İnspection yani gözlemdir… Yıllarını mesleğe vermiş, bir çok hasta görmüş deneyim kazanmış bir hekimin beynini ve değerlendirmesini ne bugün ne de gelecekte hiçbir teknoloji üstlenemez. üstlenebilmesi için, beynin yapısını birebir taklit eden bilgisayara ihtiyaç var… Bunun da mümkün olmadığını bilgisayar çevreleri söylüyor. Bu nedenle kendinizi buradaki formlarda heba etmeyin.. Her yazınızla emek sömürücüsü olduğunuzu ve sağlık sistemi adı altında kesenizi doldurma çabasında olduğunuz aşikar… Unutmayın ki siz ne söylerseniz söyleyin; hekimlik bir sanaattır, zanaat değil…
Dr.M.K. (Uzman dr.)05/06/2011 07:22:20
F. Ertosun; nasıl olsa hastalara el değdirmeye bile gerek kalmadıysa, bol vakti kalacak doktorlar gerekli eğitimi de alarak işletme işlerine tamamen hakim olmalıdır. Bu teknoloji ve bilgi çağında sizin gibi işletmecilere de gerek yok!Tıp dışı kişilerin sağlık işlerine girişine çok ciddi kısıtlamalar getirilmesi zorunludur…
Tip doktoru (C.p)05/06/2011 09:31:23
Fertosun doktor degilsin bu yüzden sacmaliyorsun, biz hic birimiz bilmiyoruz bır tek sen biliyorsun öyle mı, bak icinde kaldıysa git tip oku, çünkü zor durumdasın gibi, bayaa eksik hissediyorsun kendini, muhtemelen hayatın boyunca bu zayıflığı hissedeceksin, kendini doktor olarak hayal edeceğine ver para gir bır özel tıpa, biraz tatmin edersin kendini
kübra ışık (uzdr)05/06/2011 10:47:24
İşyerlerinde bence ilerde büyük şirketler merkezden yönetilecek. Çoğu zaman bu merkez Hindistan ve Çin gibi bilime ve eğitime çok önem vermiş ülklerin yetiştirdiği insan gücü tarafından yönlendirilecek. Günümüzün dr.lar üzerinde para kazanan ve onları bir esir tüccarı zihniyetinde değerlendiren işletmecilerinin etkiniği azalacak. Ne de olsa Kazan Kazan dünyası. Hep bana, hep bana dersen bir yerde tıkanacak ve kalacaksın. Ne kadar realize etsen de dr. larda işletme okuyup ( kolaylıkla) konuyu hemen kavrayacaktır. 5 yıl sonra.. Tüm genç doktorlara Aöf de aynı zamanda İşletme okumalarını öneriyorum. Ben okuyorum ve çook kolay. 1 hafta çalışırsanız geçiyorsunuz
df (uzman dr)05/06/2011 11:22:57
Zaman gazetesi yazari bir doktor ile bakanligin kendilerini kara gecirmek icin cirpinisini takdir eden bir saglik isletmescisinin duellosu. Allahim sen akil sagligimi koru. daha neler gorecegiz
mete serter (dr)05/06/2011 11:31:30
sayın sağlık işletmecisine söylemek istediğim.Hocamızın doktorları savunduğunu ve aslında yüksek doktor maliyetlerini bakanlığın azaltmak istediğini yazmış.Acaba o yüksek doktor maliyetleri şimdi nereye gidiyor.Kendi cebine gidiyor olmasın.Bence yeni sistemde para akışı özel hastane patronlarına olmakta.Bunun böyle olduğunu da hepimiz biliyoruz.Bu arada da hekim olmadan o hastaneleri çalıştıramayacağını unutmuş heralde.Bence kendisinin ve kendisi gibi olanların tek gayreti hekimlerin üzerinden para musluklarını kendi ceplerine akıtmak.Hekimler 100.000 lere varan topluluklar.Şon dönemlerde yapılan bir .çok haksızlığa iyi niyet gösterip sessiz kaldılar.Ancak tepkilerini ciddi ölçüde dile getirmeye başlarlarsa ne siz kalırsınız nede o teknoloji harikası cihazlarınız.Bence o cihazlarınızı alın onlarla artık tıp merkezimi kuruyorsunuz başka bir şeymi bilemem artık.Yalnız bildiğim ortalama 12-15 yıllık bir eğitimle geldiğim ve hayatımın kitapların içinde geçtiği .Kendisinin eğitimi neymiş ki acaba.Söz ettiği gibide hekim ücretleri asla yüksek değildir.Çevremde ki doktor arkadaşların ve benimde aldığımız ücretler 15 yılın karşılığında 4.500.000 civarıdır.Pek çok nitelikli memur ortalama 4 yıllık eğitimlerle bu ücretleri alabiliyorlar.Ben sayın işletmecinin milyarları üstelikte hekimlerin üzerinden kazandığına eminim zehiri zıkkım olsun diyorum.Hakkımı da helal etmiyorum.Uykusuz geçen onca gecelerimden sonra, kimse bilmesede olur .Çünkü Allah biliyor.,buda bana yeter
cafer mutlu (op. dr)05/06/2011 12:45:21
memleketimin güzide sağlık işletmecisi sayın ertosun da varlıkları ile siteyi şenlendirmişler.
benim anlamadığım konu, sağlığın her noktasına vakıf olan sayın ertosun; neden hastanesinde doktor çalıştırıyor. araç yıkama üniti gibi tetkik cihazlarını koysun kapıdan başlayarak, çıkışta sayın ertosun da print tuşuna basarak hastanın çıktısını alsın. tanı hazır, reçete hazır. ne gerek var doktora falan. reçeteyi alan hasta markete koşsun. ilacını alsın. market sahibi de “bunu yazmış tosun, paralar kasaya konsun” desin. hasta ana makinaya bağlanamaz tanı konamazsa yan camideki imama bağlansın
adı üzerinde hasta
3 kuruşa kim hastaya dokunmak ister ki ? Adı üzerinde hasta.negatif insanlara dokunursanız negatif enerji alırsınız.ben kadın doğum uzmanıyım büfe açtım pozitif insanlarla uğraşıp paramı kazanıyorum.boşverin
malatyalı ali – 05.06.2011 02:18
eveet çok haklısınız bundan 10 yıl önce böylemiydi 3 ay sonraya mr tomografi gün alırsın akşama kadar ilaç kuyruğunda. deveye diken iyi gelir
mç (doktor)05/06/2011 13:47:03
her şeyi doğru algılamak gerek. 1. evet parası olan patronlar doktorları yönetir başka daha fazla parası olanlarda onları yönetir bunda gocunacak bir şey yok tabi yolsuzluk yapmıyor haksız kazanç elde etmiyor ise 2. tıp artık bir ekip işidir. bundada gocunacak bir şey yok evet bir anjıo için başta doktor, teknisyen, hemşire cihaz vb gerekir bir kalp ameliyatı için doktor ekip malzeme firması ameliyathane vv gerekir 3. doktorluk artık eskisi gibi eskisi kadar para kazanamayız malesef şimdilik durum onu gösteriyor yarın ne olur alah bilir. 4. bütün teknoloji cihazları roboto dahil hepsi doktora yardımcı olmak içindir. yoksa hepsi boş hasta arest olduğundan nanoteknoloji değil robot değil doktorun dudakları arasından çıkacak tek kelime hastayı kurtaracak. 5. doktorların hiç gücenmesine herek yok bu meslek 1000 yıl öncede kutsal ve popülerdi 1000 yıl sonra da öyle olacak. 6.ertusn bey gürüşlerini söylemekte serbest devir onun devri çünkü 7. bir çok konuya değinmiyorum çünkü ihbar sayılıp yayınlanmıyor. 8. herkese saygılar sebgiler ne olacak bu yan dal asistanların hali….
hasan ekim (öğr.üyesi)05/06/2011 14:43:58
En üstün elektronik beyinler ve robotlar ancak onları ayarlayan insanların yaptığı ayarlanmış görevlerden başka bir görev yapamazlar. Onlarda duygu, düşünce ve heyecan beklenemez. Ancak ayarlanan görevi yaparlar. Bu yüzden hekimlerin yaptığı fizik muayenenin yerini hiçbir şey alamaz. İnsan maddi olduğu kadarda manevi bir varlıktır. Onun için psikosomatik hastalık kavramı vardır.Unutulmamlıdır ki her organik hastalık aynı zamanda psikolojik bozukluklara da yol açar. Şüphesiz tomografi vs tetkikler organik bozuklukların tanısında çok önemlidir. Ancak her teknik sıfır zarara da sahip değildir. Misal verirsek tomografi az da olsa kanser riskine sahiptir. Ama çok değerli bir tanı aracıdır.Gerektiğinde istenmelidir.Ama ayrıntılı bir fizik muayeneden sonra kar zarar hesabı göz önüne alınarak istenmelidir. Özel hastaneler, hekim dışı personel son derece önemlidir. Kimse de önemsiz demiyor zaten.Ama hekimlerde böyle ayak altına alınacak insanlık düşmanı varlıklar değildir. Onlar herşeyi insanlık için yapar, gerektiğinde ailesini bile ihmal ederek hastalarına koştururlar. muayenehanesinde çalışan bir hekim de değerli hizmetler veriyor. Onu lütfen hor görmeyelim.İlerde sağlık hizmetlerinde kullanılacak robotlar ancak hekimlerin kontrolunda olursa yararlı olacaktır. Aksi halde ekonomik kayıplar yanında sağlımıza vereceği zararları kimse bilemez. İyi bir anamnez ve fizik muayenenin yerini hiçbir şey tutamaz. İleri Laboratuvar tetkikleri ancak onun üzerine kurgulanırsa yararlı olur. Aksi halde ekonomik kayıpların yanında gereksiz tetkikler yüzünden bugün bilemediğimiz ama ilerde karşımıza çıkacak birçok komplikasyonlar olacaktır. Önemsemediğimiz hekimlerin neden özel hastanelere yönlendirilmesini istiyoruz, neden hep onlara zorunlu devlet hizmetleri sunuyoruz. Acaba devlet ve işadamlarımız herşeyi biliyorlarda bizimle dalga mı geçiyorlar?
op.dr (amasya)05/06/2011 16:45:30
bence sağlıkta dönüşüm resminin tamamını görmüş birisi.yaptığı yorum(lar)daki içerik çok mantıklı ve kelimelerin tamamı özenle seçilmiş.medimagazin yöneticilerine daha önce yaptığım teklifi yineliyorum. f.ertosunun yorumlarını ya ana sayfadan haber olarak yayınlayın ya da köşe yazılarına ekleyin
hb (op.dr)05/06/2011 18:09:18
ertosun beye çok teşekkürler.çok doğru şeyler yazmış.tebrik ediyor,nano makinamla gözlerinden öpüyorum.çünkü ben bir doktorum ve onun gibi vahşi piyasa düzencilerine dokunmak bile istemiyorum.biz hekimlerin anlayamadığı şeyleri bir bakanlık çalışanı, ortağı olarak beynimize işliyor bu insan.hekimler kamu ve özel arasında sıkıştırılmalı,arada başka kurum,birim kalmamalı,devlet 5 lira,özel 6 lira vererek ucuz hekim bulmalılar. defalarca söyledik kimseye anlatamadık,bu şahsın sözleri belki uyandırır bizleri. muayenehaneler açılmalı,açık kalmalıdır. patronumuz ne devlet ne de ertosun gibiler olmamalıdır. hekimler kendi patronları olabilmelidir
ky (dr)05/06/2011 19:05:59
Sağlıkta AVM anlayışı: Herkesi hasta, hastayı müşteri, doktoru da esnaf olarak gören bu sistem, sağlığın önünde bir duvar gibi duruyor. Sağlığa kavuşmak bu yüzden parasal engellerle dolu bir yarış. Bu engele takılanlar için sağlık, hastalık çölünde Leyla gibi bir serap. Hastayı müşteriye indirgeyen bu yeni anlayış, korku tüneline sokulan müşterilere satılık hastalıkları dayatıyor. Hekimlik sanatı da sanat olmaktan çıkarak alışveriş merkezleri gibi dev hastanelerde seri imalata geçen konfeksiyon işine dönüşüyor. Sevilen, sayılan ve kutsal bir otorite gibi duran hekim algısı artık yok! Hekim yüzünüze değil bilgisayarın ekranına bakarken sizinle değil performansla ilgileniyor. Soğuk makinaların içinde, bilgisayarların teşhis ve tedavisine sunulan, ölçülüp biçilen, performans borsasında işlem gören hastalık dünyasında yaşıyoruz. Sağlık ise paranın gücüne göre alınıp satılan tüketim malzemesi oldu. Sosyal güvenlik kurumunun paket programına giren hastalar, bu borsada ödenen para kadar hizmet alabiliyor. Hastanelerin sağlıksız salonlarında ‘sıradaki gelsin’ komutuyla harekete geçen hastalar, AVM’lerde alışveriş krizine girmiş müşteriler gibi köşe bucak şifa ararken geçim derdine düşen doktorlar, hastaları parapuan olarak görüyor. Koyun can derdinde, herkes yüksek puan peşinde. Daha fazla kar etmek hırsıyla her alana yayılan bu anlayış, sağlığımızı yarış pistine çevirirken sağlık çalışanlarını da para hırsıyla koşturulan yarış atı yapıyor. Bu yarışta kullanılan ‘Performans’ adı verilen gavur icadı kırbacın amacı, sağlık sektöründe trilyon dolarlık küresel değirmeni döndüren bu yorgun atları koşturmak. Hedefi ise ilaç ve teknolojinin üretim dağlarını öğütmek. Bu değirmen, gerçekte hastalıkları değil sağlık ve hayatımızı öğütüyor. Uygulandığı her yerde hasta sayısını ve ölümleri azaltmıyor, aksine artırıyor. Yazının devamı : http://www.kemalyesilcimen .com
Doç.Dr.Yusuf Yıldırım (Cerrah)05/06/2011 20:42:54
Bir okuyucu olarak Medimagazin’i sürekli takip ediyorum. Birçok hararetli tartışmada yazmamayı başardım, fakat bu kez kendimi alıkoymam mümkün değil. Çünkü buradaki bazı yazılarda ciddi ve halk sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmış bir “cehalet” sorunu başgöstermiş durumda. Bu hekim zarraflığına soyunan Ertosun Bey’e teknolojinin (iyi yetişimiş hekim bilgisi olmadan)tek başına bir anlam ifade etmeyeceğini bir örnekle anlatalım: günün birinde gaitanda kan görüyorsun, bir gün ishal bir gün kabızsın, hekime gitmeye çekiniyorsun ya da teknoloji hastasısın, gidip direkt olarak (hekime görünmeden) bir tomografi (BT) çektiriyorsun, BT’de rektumunda bir kitle görünüyor, yine ilgili hekime gitmiyorsun, rektoskopi yaptırmaktan da korkuyorsun, henüz teknoloji insanlarımızın evde kendikendilerine kullanabilecekleri portatif rektoskoplar da üretemedi, 3G telefonlarla da bu iş olmuyor, PET yaptırıyorsun-tümör markerları baktırıyorsun, bunlar tümör-divertikülit (iltihap) ayırımı yapamıyor, Kaçarı yok bir rektal tuşe yaptıracaksın… Fellik fellik aranıyorsun tecrübeli-işi bilen bir hekim bulmak için, muayenehane de olsa giderim hastane de olsa giderim diyorsun, Sonunda olan oluyor ve bir sihirli parmak teşhisi koyuyor; “fecal impaction” (gaita taşlaşması)… Sorununuz buymuş meğer, Kanser değilmişsiniz. Keramet parmaktaymış, rahatladınız, kanser korkunuz geçti. Boşuna zaman, iş gücü ve para kaybı…Sağlık işletmeciliği için bu parametrelerin önemi yadsınamaz… Şimdi çakozladınız mı? Her şey teknolojik tetkik değil. Tıp mesleğinde koruma, endikasyon koyma, tanı koyma, ayırıcı tanıya gitme, yorumlama, manage etme, komplikasyonu tanıma, rehabilitasyon ve izleme prosedürlerinin tamamı hekim bazlı işlerdir. Siz herşeyi “yorumlu EKG” gibi zannetmeyin, (zaten hiçbir uzman EKG’deki o yoruma da bakmaz, doktorculuk oynamayı sevenlerin ilgisini çeken birşey olmaktan öteye gitmez)… Sonuç olarak; Ertosun Bey gibilere tıp mesleği ve hekimler üzerinden nemalanma konusunda “bol şans” dilemek lazım, buna ihtiyaçları olacağı kesin… Bu cahil kafalarla uğraşmamak için, hekimler de yoğun olarak sağlık işletmeciliğine el atmaya başlamışlardır (tanıdığım 3 kişi var), yakın zamanda neler olacağını hep birlikte göreceğiz…
Dr Hakan (Öğretim üyesi)05/06/2011 20:59:13
Arkadaşlar, öncelikle bu F Ertosun tabir edilen kişinin sağlık işletmecisi olduğu konusu bence şüpheli. Neden mi? Çünkü SGK nın uyguladığı bu fiyat politikaları ile özel hastaneler inim inim inlerken bu arkadaşımız her nasılsa doktor ücretleri dışında herşeyden pek memnun. Ben daha çok bir Bakanlık çalışanı ya da üst düzey başka biri olduğunu düşünüyorum. Neyse her kimse burda yazdıkları ile, zaten ödemedikleri ücretlerle, yaptıkları binbir türlü dalavere ile hekimleri kendinden nefret ettirten özel sektöre karşı olan olumsuz düşünceleri ve nefreti daha da arttırıyor. Burada yazarken çok dikkatli olmasını ve burayı küçümsememesini tavsiye ederim. İnternetin gücünü herkes biliyor ve koskoca Cumhurbaşkanımız bile twitter kullanıyor. Ben muayenehanesi olan bir hekimim. Muayenehanem her gün, Ertosun’un bahsettiği teknoloji harikası tetkikleri yaptırmış torbalar dolusu filmle elinde gezen ve derdine deva bulamamış hastalarla dolup taşıyor. Burada Küçükusta hocamız muayenenin önemini vurgulamak istemiş. Biraz abarttığı için yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Aynı problemi ben de yaşıyorum. Hasta geldiğinde defteri açıyorum, şikayetiniz nedir diye soruyorum hastalar hemen filmleri gözüme sokuyor, işte burda doktor bey diyor. Ben de diyorum ki ben filmleri değil sizi tedavi edeceğim. Burada hem anamnez ve fizik muayene tam olmalı, gerektiğinde her türlü tetkiki de istemeliyiz. İkisi arasındaki denge iyi olmalı. Bana gelen bir hasta: ultrason yapılmış, us sonucunda tomografi yapılsın denmiş, tomo çekilmiş, bu kitle mr da iyi görünür mr çekilsin denmiş, mr çekilmiş, kitle kistik gibi, ultrason çekilsin denmiş. Yani us ile başalyıp us ile biten bir kısır döngü var. Bu durumda SGK tetkiklere ödediği ücreti azaltıcaktır. Neyse bu laf uzar gider. Sonuç ister muayenehanede, ister kamu hastanesinde, ister özel hastanede olsun “iyi hekim” olmaktır. İyi hekim de mutlaka iyi kazanır, buna ne Akdağ ne Ertosun ne de bir başkası engel olabilir…
AHMET KIYKIM (DR)05/06/2011 21:12:06
Küçükusta Hocam, çok önemli bir noktayı öne çıkarıyor. Bu gün hala iyi bir anamnez ve fizik incelem ile karmaşık gözüken bir sorunu çöznek mümkün olabiliyor. Tetkik yöntemleri bizim zenginliğimiz. Ama “maharet”ten yoksunlaştığımızda esiri olacağımız ve “henüz” mantık yürütemeyen malzemeler… F. Ertosun kimdir bilmiyorum. Fakat yazdıklarından, nezaketten yoksun ve tahminen madden ya da manen açlığını doyuramamış biri olduğu anlaşılıyor. Öte yandan ileri sürdükleri, eğer insanoğlu birbirini kırmaz ve yoketmez ise yakın bir gelecekte ne yazık ki gerçekleşmeyecek konular. Bu nedenle Hocanın önerilerini hiç olmazsa günümüzde yanıbaşımızda tutsak, en azından, bir şey kaybetmeyiz.
nalan (çocuk hekimi)05/06/2011 21:17:31
sayın ertosun, bakanlık sizin gibi tıptan bir gram bilgisi olmadığı halde saçma sapan konuşan ve asıl kendi işletmeciliğini düşünen cahillerle uğraşsın. o bahsettiğiniz modern çağ doktorları inşallah sizin ve çocuklarınızın doktoru olur…10 sene sonra kanser olduğunuzda o eski kafalı dediğiniz doktorları nasıl mumla arıyorsunuz görürsünüz.SİZ ÖNCE BİR TIP FAKÜLTESİNE GİRİN DE İNSAN FİZYOLOJİSİNİ, BİYOLOJİSİNİ BİR OKUYUN…AMA BİZİM MİLLET HER ZAMAN İÇİN İŞKEMBEDEN ATMAYI SEVER
Mazlum Okumuş (dr)05/06/2011 21:50:49
F. Ertosun: hekimliğin ne olduğunu bilmeyen ve görüldüğü kadarı ile öğrenmesi de mümkün olmayan birisiniz. Sistem ancak tetkikle ayakta kalan özel hastaneler üretiyor, siz de bunun doğru ve olması gereken şey olduğunu sanıyorsunuz ya da böylesi işinize geliyor. Nedense hiç şaşırmadım. Hele yapay zekalı dahiliyeciler öngörünüz özellikle çok eğlendirici oldu, günüme neşe kattınız.Ancak ben de dahiliyeci bilgisayar programlarından çok daha önce özel sağlık işletmecisi yazılımları çıkacağını öngörüyorum, çünkü çok daha basit parametrelerle çalışacaklar. Yazılımlar sizi yerinizden etmedikçe emin olun biz huzur içinde olacağız
mehmet ali (cerrah)05/06/2011 22:03:05
Teknolojinin geldiği bu noktada Sayın Ertosun’un dedikleri kaçınılmaz gibi duruyor. Bizler yakında demode olmuş birer meslek grubu haline geleceğiz. Artık şikayetlere ve hastalıklara algoritmalarla yaklaşılıyor; dolayısı ile bu algoritmalar bir bilgisayara yüklendiğinde hasta ile ilgili verileri girerek ön tanılar listelenmekte ve sonraki tetkik veya tedavi önerileri sıralanmaktadır. Bu bahsettiğim program yıllar önce yapıldı! (örn: http://www.diagnosispro.com, http://www.webmd.com) Dolayısı ile önümüzdeki on yıllar içinde bizim gibi doktorlara ve bu türlü bir eğitime gerek kalmayacak, bizlerin yerine bilgi işlem operatörleri gibi teknisyenler yetiştirilecek ve bilgisayarlar yardımı ile bizim şu an yaptığımız her işi yapacaklar (ameliyatlar dışında). Tabii ki bu elemanlar, veya teknisyenlerin eğitimi için 10 yıllar gerekmeyeceği için ücretleri de ona göre olacaktır. İşte o zaman doktor ücretleri sayın ertosun’un dediği miktarların bile altına düşecektir…
drkimbıl (dr)05/06/2011 23:47:40
teknoloji ilerlesede onu kullanacak birileri gerekir hele şüphe duymak zaten hangi bölgenin tetkikini yapmak bilgi ve birikim gerektirir bunuda işletme sahibi yaparmı kendisine sormak lazım,insanı hala otomotiv montajı ve hata bulan bigisayar taraması sınıfına koymaya çalışanlara rağmen Türk tıbbındaki ilerleme bir mucizedir,dükkan işletme mantığını kullanandan da fazlası beklenemez
drpediatrics (pediatrist)06/06/2011 00:13:50
İşletmeci sektörel gözlükteki çıkarlarına ve sistemi bu şekilde ilerleten ve (maalesef olayın sonuçları sağlık işletmecisinin söylediklerine dayandığı için tamamen yanlış olduğu için değil) bir müddet daha devam edecek olan bu yöntemlerin popüler ve sanal reklamlarla hekimliğin “temel düsturunu” çiğneyen hekimlerin ön ayak olduğu bir sistemi kullanarak yapıyorlar. Herkese sağlık, herkese teknoloji ve her doktora ve hastaya saygı çerçevesinde değerlendirlecek bu yöntemlere yol gösterici maalesef hekimlerdir. İşletmeci bi yol ortaya koyuyor, sistemi nereye götürmek istediklerine dair, sayın hocam ise aslında sağlığın varlık sebebi olma nedeninin “hekim” olduğunu hatırlatıyor… İşletmecinin doğruları ile hocamın doğrularını kombine edebilenler “kavrayanlar” mesleke ayakta durabilceklerdir diyorlar aslında… En azından bencesi öyle..Teşekkürler…
dr.ilter (uzman hekim)06/06/2011 01:01:14
Bu Ertosun denen zat gerçek midir ya? Eğer gerçekse umarım bi gün hasta olup da önüme gelmez. Yoksa en teknolojik alet neyse onunla güzel bi tanı koyacağım kendisine.
serdar savacı (hekim)06/06/2011 08:40:05
Tıp sanatı icrasının en temel öğelerinden olan ve bu gün ne yazık ki yukarda belirtildiği üzere unutulmakta olan hasta muayenesi.Sayın Küçükusta meslektaşlarına yazarken herhalde Sayın Tosun’un belirttiği şekilde anlaşılmayı beklemiyordu. Ancak Sayın Tosun ülkemizde tıp dışı kişilerin hekimlere bakış tarzını göstermiş, yazının özünü muayenehane de hasta bakarak meslek icrasına bağlamıştır. Çünki kendisi meslektaşımız değildir.Almadığı bir eğitimin ,bilmediği bir sanatın uygulamalarından para kazanma işindedir.Onuda bu yanı ile değerlendirmeliyiz.Saygılar
hasan (dr)06/06/2011 09:50:55
Ertosun, Ben avrupanin göbegide okudum, ama sizin kafa yordugunuz bu sistemi ne duydum nede gördüm…güvendiginiz bakanlikda yakin bir zamanda yaptigi hatalari görecek ve düzeltecekdir….ozaman cuvalinizi Doktorlar üzerinden dolduramayacaksiniz, kendinize yeni bir meslek arayacaksiniz….Almanyada özel Hastahane diye birsey yok,hastahaneler direkt olmasada indirekt olarak devlete baglidir, cünkü saglik sizin gibilerinin eline düserse vay halimize, Türkiyede devlet sagligi tam olarak idare edemiyeceginden dolayi(bunun nedenleri var…) bunun bir kismini yatirimcilarin üzerinden yapiyor…bakiniz yeni bir bakteri bulundu ehec diye ve nedeni hala bilinmiyor, yani sizin kafayordugunuz, güvendiginiz bilim alice harikalar diyarinda var…
aydın (op dr)06/06/2011 14:36:57
Tosun bey hasta olunca doktora gitme MR a CT ye git olur mu kardeşim…
Uzm (Dr)06/06/2011 15:20:05
Sn ertosun bey
Hematolojideyken hemogram cihazı % 80 monosit vermişti ama Periferik yaymada bunların aslında “BLAST” olduğunu görmüştük. Yani alet yanılmıştı.
Teknoloji ve hekimlik Op.Dr.Zakir ARAZ
Sayın Hocaya katılıyorum.Karşımızdaki ne bir makina tamiri ve nede bir köprü onarımıdır.Hastanın yüzüne dahi bakmadan,şikayetlerini dinlemeden hastayı anlamak ve tadavi etmek mümkün değildir.Hastayı dinlemek,ona dokunmak tedavide esastır.Hastalık değil hasta vardır unutmamak lazım.Hastanın şikayetleri ve bulguları kitap bilgilerine uymayabilir.Tabiiki teknolojiden yararlanmalıyız yararlanıyoruzda ama istismar etmeden.
Sağlık İşletmesi Hasan Mehmet
Sağlık işletmesi gerek doktorlar gerekse bazı paramedikal kesimler tarafından bilinçli olarak mı çarpıtılıyor?
Sağlık işletmesi derken sağlık merkezi’nin,örneğin somut örnek olarak hastanenin temizlik, yiyecek-içecek, çamaşırhane,terzihane, garaj, kat hizmetleri, bahçe işleri, v.s gibi otelcilik hizmetlerinin işletilmesi anlaşılmalı,
Medikal işlerin ise,bu işle ilgili birimlerin, demokratik seçimlerle seçtikleri temsilcilerle (İç yönetmelik hazırlanarak)yönetilmesi anlaşılmalıdır .
Eski drlarlardı muayene nasıl edilir .Biliyormu acaba çoğu muayene etmeyi göz teması bile yok