Son senelerde Modern Tıbbın en önemli buluşlarından biri de yeni çıkan bir ilaç veya aşının asıl etkinliği yanında şeytan dâhil kimsenin hayâlinden bile geçmeyen başka bir takım çok ilgisiz faydaları olduğunun ileri sürülmesi. Buna en yeni örnek yeni zona aşısının demans riskini azaltıyor olması.

Diyetle B1 vitaminini alımının, özellikle erkeklerde ve hipertansiyon veya diyabeti olmayan bireylerde kabızlık prevalansının daha düşük olmasıyla ilişkili olduğu, yeterli vitamin alanlarda kabızlık riskinin yüzde 23 daha az olduğu tespit edildi. Böyle tek tek vitaminlere, minerallere göre sağlıklı hayat olmaz. Adam gibi beslenen zaten sağlıklı olur, be hey gâfiller!

Gece 12:30 ile 06:00 arasında fazla miktarda ışığa maruz kalanların diyabete yakalanma ihtimali, bu süre zarfında karanlıkta kalanlara göre 1,5 kat daha yüksek bulundu. Ancak bu netice esas sebebinin beslenme hataları olduğu hakikatini asla unutturmamalıdır. Şimdi bu araştırmaya bakıp da gece karanlıkta yiyeceklere yumulursanız haliniz nice olur.

Sizi D vitamini üzerinde düşünmeye davet ediyorum. Kafanızın karışık olduğunu biliyorum ve bu yazdıklarımı okuyunca bazılarının kafasının iyice karışacağı, allak bullak olacağı da kesin.  Size sunulan her bilgiyi hemen kabul etmeyin, bana da hemen inanmayın, sorgulayın. Buyursunlar!

“Güneş kremi paradoksu” son zamanlarda doktorların kafasını karıştırıyor: Giderek daha fazla insan güneş kremi kullandıkça, melanom ve diğer cilt kanserlerinin oranları artıyor. Birçok kişi güneş koruyucunun kendilerine bronzlaşma veya istedikleri sürece güneşte kalma konusunda özgürce hareket etme imkânı sağladığını düşünebilir.

Multivitamin kullananlarda kanser, kalp hastalıkları ve beyin damarı hastalıklarından ölümlerin daha az olmadığı hatta tüm sebeplere bağlı ölümlerin yüzde 4 fazla olduğu bulundu. JAMA Network Open’ da yayınlanan araştırma 400 bine yakın Amerikalının 20 seneden fazla takibiyle yapıldı.

Daha önce kalp krizi ve felç geçirmemiş kişilerin aspirin alması, bu riskleri ortadan kaldırmadığı gibi ciddi kanamalara da sebep olabiliyor. Buna rağmen tüm dünyada milyonlarca insan aspirin almaya devam ediyor. Bizde de durum farklı değil.

Tip 2 diyabet, ömür boyu devam eden ve ölene kadar ilaç kullanılmayı gerektiren bir hastalık değildir. 5:2 aralıklı açlık diyeti uygulayan (beş gün normal yemek yiyen ve iki gün kalori azaltan) katılımcıların kan şekeri seviyeleri standart diyabet ilaçları kullananlara göre daha iyi bulundu ve daha fazla kilo kaybı gösterdiler.

Adı, Metabolik Fonksiyon Bozukluğu ile ilişkili Steatotik Karaciğer Hastalığı olarak değiştirilen kırk yıllık karaciğer yağlanmasının mikrobiyota odaklı beslenmeyle tedavi edilebileceği bildirildi. Karaciğer yağlanmasının sebebi hazır işlenmiş gıdalar, rafine un ve şekerden zengin, hayvani, lifli ve mayalı gıdalardan fakir beslenmedir. Çaresi de atalarımız gibi beslenmeye geri dönmektir yani adam gibi beslenmektir.

“Bana kalsa, tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım” sözlerini unutmadığımız ve bir özür beklediğimiz Yüksel Aytuğ bugünkü yazısında ilaç baronlarının ihanetinden bahsediyor, hidayete mi erdi acaba?