MİDE KORUYUCU İLAÇLAR KANAMA RİSKİNİ AZALTMIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Kalp krizi ve felçlerin önlenmesi amacıyla kullanılan düşük doz aspirin gibi kan pulcuklarının (trombositler) birbirlerine yapışması ve kümelenmesine mani olarak veya rivaroxaban gibi kanı sulandırarak pıhtı oluşumunu engelleyen ilaçlar mide-bağırsak kanama riskini de artırır.

Bunun için de aspirin ve rivaroxaban kullanan hastalara halk arasında mide koruyucu adıyla bilinen “proton pompası inhibitörleri” (PPİ) de verilir.

17598 kişi üzerinde yapılan randomize kontrollü bir çalışmada PPİ grubundan bir ilaç olan pantoprazole’ ün aspirin ve/veya rivaroxaban kullanan hastalarda mide-bağırsak kanamaları üzerine olan etkileri incelendi.

Plasebo ve pantoprazole alan gruplarda gizli veya açık mide-bağırsak kanaması, belirti veren mide ülseri, delinme gibi komplikasyonlar bakımından bir fark bulunmadı.

Pantoprazole’ ün mide-bağırsak lezyonu olan hastalarda kanama ihtimalini azalttığı ama tedavi için gereken sayı (number needed to treat=NNT) çok yüksek idi (982).

NNT ideal olarak 1 olmalıdır, yani ilacı içen her hasta bundan fayda görmelidir. Bu rakamın yükselmesi tedavinin daha az etkili olduğu anlamına gelir çünkü bir kişinin fayda görmesi için daha fazla hastanın ilaç kullanması gerekir.

Araştırmacılar, bu çalışmayı stabil kalp-damar hastalığı olanlarda düşük doz kan sulandırıcı ve/veya aspirin tedavisinin mide-bağırsak olaylarını azaltmadığı ama mevcut lezyonlardan kanamayı azalttığı şeklinde yorumluyorlar ve diyorlar ki “PPİ tedavisi mide ülseri hastalığına bağlı kanama riski yüksek olan hastalarda düşünülmelidir.

Gastroduodenal bleeding ile ilgili görsel sonucu

PPİ nedir?

PPİ (omeprazol, lansoprazol, esomoprazol, pantoprazol, rabeprazol) midede asit üretimini azaltmak için kullanılan bir grup ilaçtır. Gastrit, ülser, reflü özofajit başlıca uygulama alanlarıdır.

Daha önce de PPİ’ lerinin clopidogrel (Plavix) ile beraber kullanıldığında kalp krizi yüzünden yeniden hastaneye yatırılma veya yeniden stent konması riskinin arttığı da ortaya çıkmıştı (2).

Gelelim neticeye

BİR: PPİ sınıfı ilaçlar doğru endikasyonda kullanıldığında etkili ve emniyetlidir ama bunların “mide koruyucu” sıfatıyla rastgele her ilaç alana verilmesi de “mesnetsiz” olarak öksürükten ses kısıklığına reflüyle ilişkilendirilen çeşitli semptom ve hastalıklar için kullanılması da yanlıştır.

Zira uzun süre kullanılan PPİ’ lerinin ölüme kadar gidebilen çok ciddi yan tesirleri vardır (3).

Pıhtılaşmayı engelleyen ilaç kullanan hastalarda mide-bağırsak komplikasyonlarının önlenmesi için famotidin ve ranitidin gibi H2-blokerlerinin kullanılması daha uygun olabilir.

İKİ: Doktorlar mide koruyucu ilaçları yazmaya mecburdur çünkü mide koruyucu ilaç verilmeyen bir hastada kanama olursa o doktorun başı belaya girer. Bugüne kadar mide koruyucu bir ilacı neden verdin diye suçlanan tek bir doktor bile yoktur.

Kaynaklar:

1.https://www.gastrojournal.org/article/S0016-5085(19)36764-2/fulltext

2.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20421557

3. http://ahmetrasimkucukusta.com/2016/04/27/yazilar/tip-yazilari/reflu/reflu-ilaclarinin-riskleri-toplumdan-saklanmaya-calisiliyor/

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Adnan dedi ki:

    Babamın ilacı

Siz de yorumunuzu paylaşın: