Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Küresel iklim değişikliğinin kaynakları ve bunların katkıları hep tartışma konusudur.

Yeni yayınlanan bir çalışmada hastaneler dâhil sağlık sektörünün gezegenimizdeki en büyük sera gazı yayıcılarından biri olduğu bildirildi.

Hükumet dışı bir kurum olan Health Care Without Harm’ ın Arup teknik danışmanlığında hazırladığı 48 sayfalık rapora göre, sağlık sektörü bir ülke olsaydı en büyük sera gazı yayan beşinci ülke olacaktı.

Rapor, sağlık verileri mevcut olan 43 ülkedeki sağlık sektörünü ve karbondioksit dışında metan ve nitrik oksitleri gibi sera gazlarını da kapsaması bakımından benzersizdir.

Rapor, sağlık sektöründen kaynaklanan kısmın yüzde 71’ ini ilaç, tıbbi alet, gıda ve hastane ekipmanlarının da dâhil olduğu ürünlerin îmalât, paketleme, nakliyat ve imhâsıyla ilgili tedarik zincirine atfediyor.

Health Care Without Harm’ ın kurucusu olan Gary Cohen “Sağlık sektörünün önce zarar verme prensibinin bir parçası olarak fosil yakıtlar ve toksik kimyasallara bel bağlamaktan kendisini kurtarması gerektiğine” dikkat çekiyor.

İklim değişikliği hasta ediyor

Küresel iklim değişikliği, hava kirliliği, sağlık ve ölüm arasında karşılıklı münasebetler var.

Fosil yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliği, her sene başta kanserler, kalp ve solunum yolları hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa ve milyonlarca insanın ölümüne sebep oluyor

Gelelim neticeye

Bu araştırma ne kadar doğrudur bilemem ama olur olmaz, eften püften şikâyetlerle hastaneye gitmenin, gereksiz tahlil ve tetkiklerin sadece insan sağlığı ve memleketlerin ekonomisine değil dünyanın iklimine bile zarar verebileceği anlaşılıyor.

Hadi gelin de benim “Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat” felsefeme katılmayın.

Kaynak: https://www.medscape.com/viewarticle/918184?src=soc_tw_190913_mscpedt_news_mdscp_climate&faf=1

***

EK 1 (9.10.2021): Overdiagnosis is increasing the carbon footprint of healthcare. Kaynak: https://www.bmj.com/content/375/bmj.n2407

***

EK 2 (11.12.2021): Etten vazgeçmenin, ortalama bir insanın hayat boyu küresel ısınmaya katkısını yalnızca yüzde 2 ila yüzde 4 oranında azaltacağı tespit edildi. Bunun sebebinin, uzun vadede et yememenin faydalarının, alternatif gıdalar üretmek için yaratılan karbondioksit ve çiftçiliğin temel sera gazı olan metanın nispeten kısa ömrü ile büyük ölçüde dengelenmesi olduğu düşünülüyor. Kaynak: https://www.mdpi.com/2071-1050/13/10/5568/htm Makale adı: Lifetime Climate Impacts of Diet Transitions: A Novel Climate Change Accounting Perspective

***

EK 3 (25.7.2023): İklim değişikliğini 90 saniyede çürütüyor: İnsanlar karbon dioksit artışına sebep olamazlar. Bu tamamen tabiat tarafından kontrol edilen bir olaydır.

Kaynak: https://twitter.com/goddeketal/status/1683527463018831872?s=20

***

EK 4 (27.9.2023): İKLİM ACİL DURUMU DİYE BİR ŞEY YOKTUR! İçlerinde Nobel Ödülü kazanmış bilim adamlarının da bulunduğu 1609 münevver tarafından imzalanan bildirge:

Doğal ve antropojenik faktörler ısınmaya neden oluyor

Isınma tahmin edilenden çok daha yavaş

İklim politikası yetersiz modellere dayanıyor

CO2 bitki besinidir ve dünyadaki tüm yaşamın temelidir

Küresel ısınma doğal afetleri artırmadı

İklim politikası bilimsel ve ekonomik gerçeklere saygı göstermeli

Kaynak: https://clintel.org/wp-content/uploads/2023/08/WCD-version-081423.pdf

***

EK 5 (27.9.2023): İklim Krizine inanmayan Nobel Ödülü sahibi Amerikalı teorik ve deneysel fizikçi, kuantum mekaniğinin temellerine katkılarıyla bilinen Dr. John Clauser’ in konuşması iptal edildi.

Kaynak: https://www.newsweek.com/nobel-prize-winner-who-doesnt-believe-climate-crisis-has-speech-canceled-1815020

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

1. İhsan Gönül dedi ki:

   18 Eylül 2019, 09:19

   Şu sağlık sektörü her kötülüğün arkasından çıkıyor, yaptığı iyilikleri de bir bir yok ediyor.

Siz de yorumunuzu paylaşın: