BENİ BU LODOSLU HAVALAR MAHVETTİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Ntv’ nin haberine göre, İstanbul’da dün etkisini gösteren lodos ile birlikte çok sayıda çocuk kusma, halsizlik, mide bulantısı şüphesiyle hastanelere akın etmiş. Vatandaşlar kucaklarında çocuklarını hastaneye götürürken, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uzun kuyruklar oluşmuş (1).

Bu çocukların derdi neydi, bu mevsimde sık görülen virüslerin yol açtığı solunum yolları enfeksiyonları mıdır, kaç çocuk hastalanmıştı, çocukların haberde bahsedilenler dışında başka şikayetleri var mıydı, aynı tablo genç ve erişkinlerde de ortaya çıkmış mıydı… bunların hiçbirini bilmiyoruz ama tıpkı “güzel havalar” gibi lodoslu havaların da insanları “hasta” edebileceğini biliyoruz.

Böyle günlerde birçok insanda özellikle de migreni olanlarda baş ağrıları,  halsizlik, yorgunluk, keyifsizlik, uykusuzluk veya tam aksine daha fazla uyuma isteği gibi uyku problemleri, sinirlilik, huzursuzluk, baş dönmesi… gibi birçok hastalığın da belirtisi olan şikayetlerde artış olabiliyor.

Lodosla beraber havaya karışabilen çeşitli toz, küf ve partiküllerin bilhassa astım, KOAH gibi solunum yolları ve kalp-damar hastalığı olanlarda, bebek ve yaşlılarda öksürük, hırıltı, nefes darlığı şikayetlerine yol açması da mümkündür.

Lodoslu havalarda en çok üzerinde durulması gereken bir başka husus ise halk arasında “soba zehirlenmesi” adıyla bilinen “karbonmonoksit zehirlenmesidir”.

Haberde bahsi geçen çocuklarda soba zehirlenmesi ihtimalini de dikkate almakta fayda olduğunu düşünüyorum ve sapasağlam insanların “göz göre göre” ölümlerine sebep olan bu zehirlenmeler hakkında bilgi vermek ve bazı tavsiye ve ikazlarda bulunmak istiyorum.

Gelelim neticeye

Şairleri güzel havalar, bizleri yani şiir okuyanları lodoslu havalar mahveder.

***

Lodoslu havalar soba zehirlenmelerini artırabilir

Zehirlenme, kömür ve odun sobaları, şofben, kombi, borusuz soba, ocak, fırın, mangal gibi ısınma sistemlerinde sıvı veya katı yakıtların tam olarak yanmaması sonucu ortaya çıkar.

Karbon monoksit, hidrokarbonların tam olmayan yanması sonucu oluşan bir üründür. Renksiz, kokusuz ve tahrişe yol açmayan, akciğerlerden kolayca emilen bir gazdır. Bu gazın uyurken solunması öldürücüdür, çünkü kokusu ve herhangi tahriş edici bir etkisi olmadığından uyuyan bir insanın bu gazı soluduğunun farkına varması mümkün değildir.

Zehirlenme bulguları, solunan gazın miktarına ve soluma süresine bağlı olarak akut ya da kronik olabilir. Belirtiler, her zaman karboksi-hemoglobin düzeyleri ile orantılı değildir, kandaki çözünmüş karbonmonoksit düzeyleri de önemlidir.

Akciğerler yoluyla vücudumuza giren karbon monoksit kanda hemoglobin ile birleşerek karboksi-hemoglobin meydana getirir. Karboksi-hemoglobin hem dokulara oksijen taşınmasını hem de dokuların oksijeni kullanmalarını bozar. Aslında kanımızda normal şartlarda yüzde 1-3 miktarında karboksi-hemoglobin vardır; bu miktar sigara içenlerde yüzde 10-15’e kadar da çıkabilir.

Kandaki karboksi-hemoglobin düzeylerine göre, hafif, orta ve ağır zehirlenmeler vardır. Karboksi-hemoglobin düzeyi yüzde 20-30 ise hafif, yüzde 30-50 ise orta ve yüzde 50-60 ise ağır zehirlenmeden bahsedilir. Karboksi-hemoglobin düzeyi yüzde 60’ın üzerinde ise ölüm ihtimali çok yüksektir.

Uyanık bir insanda baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, bulantı, kusma, konsantrasyon güçlüğü, nefes darlığı, çarpıntı, karın ağrısı, kas krampları, epilepsi(sara) nöbetleri, şuur bozukluklarından komaya kadar giden belirtiler vardır. Uyuyan bir insan bunların hiçbirinin farkına varamaz ve ölüme kadar ilerleyen derin bir komaya girer. Karbon monoksit zehirlenmesinin tipik bulgusu, dudakların kiraz kırmızısı bir renk almasıdır.

Neler yapılmalı?

BİR: Sakin olmaya çalışın, ortamdan nasıl çabuk çıkabileceğinizi planlayın

İKİ: Bilinçsizce oradan oraya koşuşturmayın, gereksiz efor yapmayın

ÜÇ: Ayakta kalmayın, ortamdan sürünerek uzaklaşmaya çalışın

DÖRT: Dumandan zehirlenen kişiler derhal temiz havaya çıkarılmalı ve uyanık olmaları sağlanmalı (yüzüne su serpilebilir)

BEŞ: Bilinci açık olanların derin ve sık nefes almasını isteyin

ALTI: Bilinci kapalı olanlarda solunum yollarının açık olması sağlanmalı ve yapay solunum ve kalp masajı yapılmalı

YEDİ: Varsa hemen oksijen verilmeli

SEKİZ: Kazazede derhal hastaneye kaldırılmalı

Hayat kurtaracak tedbirler

Soba zehirlenmeleri bazı kurallara dikkat edilerek önlenmesi mümkün olan kazalardır. Bunlar soba ve kullanılan yakıtın seçiminden başlayarak, sobanın kurulması, yakılması, baca temizliği ile ilgili kurallardır ve herkes tarafından bilinmesi gerekir.

Sobanın veya kombinin kurulu olduğu odada yatılmamalıdır.  Yatmak zorunluluğu varsa, yatmadan önce soba mutlaka söndürülmelidir. Yatarken, yanmakta olan kömür koru üzerine taze kömür koymak çok tehlikelidir. Yatarken baş sobadan en az 2 metre uzakta olmalı ve odanın kapısı hafifçe açık tutulmalıdır.

SOBA KURARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN ÖZELLİKLER

BİR: Soba, ısıtılacak odanın büyüklüğüne uygun olmalı ve TSE damgası taşımalıdır. Oksijen eksilme sensörü bulunmayan sobalar ve piknik tüplerine takılan ısıtıcılar evlerde ve iş yerlerinde kesinlikle kullanılmamalıdır.

İKİ: Soba kurmadan önce baca temizliği yapılmış olmalıdır.

ÜÇ: Fazla dirsek kullanmaktan kaçınmalıdır (En fazla 2 dirsek)

DÖRT: Yatay borular bacaya yüzde 10 eğimle yükseltilmeli, boru bacaya fazla sokulmamalıdır.

BEŞ: Dirsek ve boru ekleme yerleri ve baca giriş ağzı hava sızdırmaz olmalıdır.

SOBA KULLANMA TALİMATLARINA DİKKATLE UYULMALIDIR

1.Kömür ve odun sobaları üstten yakılmalıdır.

2.Sobanın iyi çalışıp çalışmadığını anlamak içim, sobanın üst kısmına bir yüzey termometresi yerleştirilerek soba içindeki ateşin derecesi izlenir. Yüzey ısısı 150-250 º arasında ise, soba etkili çalışıyor ve odun tam yanıyor demektir.

3.Soba katalitik ise, katalizörün temiz olduğu ve bypass valfının serbestçe çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir.

4.Bacasız sobalarda alev sarı renkte ise soba derhal kapatılmalıdır, çünkü ya sobanın bir arızası vardır veya odada yeterli hava yoktur.

5.Soba kurulurken profesyonellerden yardım istenmelidir

6.Sobalar duvarlardan 1-1,5 metre uzakta olmalıdır.

7.Borular bacaya fazla sokulmamalıdır.

8.Verimli yanma için, sobalar günlük temizlenmeli, küllük dolmadan boşaltılmalı, küllük kapağı sık sık açılmamalıdır.

DOĞRU ODUNUN SEÇİLMESİ

1.Odun 6 ay önceden alınmalı ve yağmur almayacak ve odun kümesinin arasından rahatça hava geçecek şekilde istiflenerek iyice kuruması sağlanmalıdır.

2.Daha temiz yanan meşe, akçaağaç, kayın, dişbudak, ceviz ağacının odunları tercih edilmelidir.

3.Asla, yeşil, ıslak, boyalı veya işlenmiş odunları yakılmamalıdır. Tutkal, kimyasal madde içeren odunları, plastik, çöp, renkli kâğıtlar da yakılmamalıdır.

 BACA TEMİZLİĞİNE DİKKAT

1.Baca çatıdan itibaren en az 1 metre yükseklikte olmalıdır

2.Kömürlü ve odunlu sobaların bacaları yılda 2 kere, gazyağı ve LPG’li sobalarınki ise yılda 1 kere temizlenmelidir.

3.Bacalar en yakın yüksek binadan veya engelden 6 metre uzakta olmalıdır.

***

Ntv’ nin haberi:

İstanbul’da dün etkisini gösteren lodos ile birlikte çok sayıda çocuk kusma, halsizlik, mide bulantısı şüphesiyle hastanelere akın etti. Vatandaşlar kucaklarında çocuklarını hastaneye götürürken, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uzun kuyruklar oluştu.

İstanbul’da dün etkili olan lodos ve hava şartları nedeniyle çok sayıda çocuk rahatsızlandı.

Vatandaşlar, mide bulantısı, kusma, halsizlik şikayetleri baş gösteren çocuklarını acil servislere götürdü.

Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ise akşam saatlerinde çocuk acil servisi doldu taştı. Acil servis en yoğun gecelerinden birini yaşadı.

Kaynak: https://www.ntv.com.tr/saglik/lodos-acil-servisleri-doldurdu,_xPONqhPIEyF7QlWOC8Gjg

Siz de yorumunuzu paylaşın: