AŞI KARŞITI VE AŞI TARAFTARLARININ SOSYAL MEDYA ANALİZİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Araştırma “twitter” üzerinde yapılmasına rağmen makalenin başlığında bunun belirtilmemesi ve sosyal medya tabirinin kullanılması doğru değildir.

Sosyal medya twitter’ dan ibaret değildir, Facebook, İnstagram, Tik-Tok, You-Tube… ve daha benim bilmediğim sayısız ortam var ve hepsinin de katılımcıları farklı özelliklere sahip. 

Bu araştırma, İngilizce yazılan tweet’ leri kapsamaktadır; dolayısıyla elde edilen verilerin ülkemiz için de geçerli olduğu iddia edilemez.

Sosyal medyanın kendine göre ne olduğunu tam bilemediğim “topluluk standartları” var, güya toplum sağlığını yalan yanlış, taraflı, tahrif edilmiş bilgi ve haberlerden koruyorlar.

Ben de sosyal medyadan birçok defa “kesik” yedim. Suçum da, muteber tıp dergilerinde yayınlanan araştırmaları kaynak göstererek yazdığım makale ve tivitler. 

Mesela, bilimsel kaynaklarını vererek çayda Kovid’ e karşı etkili kimyasallar var demek, gargaranın boğazdaki virüs yükünü azaltabileceğini söylemek, D vitamini almanın Kovid’ e yakalanma ve ağır tabloları önleyebileceğini yazmak “bloklanma” sebebi.

Bana sınırlandırmalar getirilirken, gerçekten absürt yazı ve haberlere dokunulmaması da ayrı bir mevzu, bunu da anlayabilmiş değilim.

***

Göz doktoru Muhammed Altınışık‘ ın tivit dizisi:

Sosyal medyadaki aşı karşıtları ve taraftarlarının davranış analizlerinin yapıldığı çok güzel bir makaleye rast geldim. Buna göre; Aşı karşıtlarının total twitter aktiviteleri daha fazla (grafik C), fakat bu fazlalık daha çok retweet ve cevap verme (grafik E-F) şeklinde.

ResimResim

Dolayısı ile aşı karşıtı destekçiler, az sayıda hesap tarafından üretilen yanlış bilgiler için, yankı odası işlevi görüyorlar. Kendi fikir ürünleri olan tweetler atmak yerine, sesin mağarada yansıması gibi, belli fikirleri sürekli RT ediyorlar.

Öte yandan tartışmaya girmeye de çok daha fazla meyilliler (aşı destekçilerine göre 13 kat daha fazla cevap veriyorlar). Gerçek kimliklerini kullanma oranları da daha düşük (%16-%60).

Başarılarının sırrı, Duygulara hitap ediyorlar. Duyguları tahrik ediyorlar. Tweetlerinde duygusal içerik oranı: %25 (aşı taraftarlarında %0.3) Birinci şahıs anlatılarını içeren kişisel hikayeleri daha çok kullanıyorlar (teyzem aşı oldu, komşum oldu, öldü vs..)

Aşı taraftarları ise daha çok istatiksel kanıtlar ve literatür bilgilerini sunuyor. Birinci şahıs anlatılarını içeren kişisel hikayeler istatiksel kanıtlardan daha güçlü, daha çekici bir etki oluşturup, daha fazla empati uyandırıyor. Bu güç psikolojide “psişik uyuşukluk”

olarak bilinen bir etkiye bağlı; buna göre, bir felakete karışan insan sayısı ne kadar fazlaysa, insanlar bu konuda o kadar az empati yapıyor. Bir köpek için bütün ülke ayağa kalkabilir fakat bütün köpekler için bi şey yapılmaz.

Ortalama takipçi sayıları daha az (338’e karşı 1841). Fakat kullanıcıların birbirlerinin içeriklerini paylaşarak konumlarını güçlendirdiği kutuplaşmış bir ağ oluşturuyorlar.

Sonuç olarak, bütün bunlar, bir topluluk duygusu, güçlü bir aidiyet duygusu uyandırıyor.

Resim

Toplum sağlığını dezonformasyondan, infodemiden korumak için, duygulara da hitap eden, insan merkezli, teknik terimlerden uzak, dinamik, birinci şahıs anlatılarının da olduğu bir dil kullanılması gerekiyor. Influencer’ları da bu konuda istihdam etmek gerekiyor.

Uzun dönemde de bilim okur yazarlığını geliştirecek acil kararlar alıp, yapısal eğitim reformları yapmak gerekiyor.

İçerik olarak da ilginç bir sonuç var: Aslında aşıdan ve bilimden konuşmuyorlar. Duygusal bir üslupla, B. Gates, nüfus kontrolü, çip konularını içeren komplo teorisi paylaşımları had safhada (çocuklarımıza çip taktırmayız, bu bayrak inmez, DSÖ haddini bil..)

Kaynak: https://twitter.com/mdaltinisik/status/1433505084151894024?s=20

 

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Enthusiast dedi ki:

    âmâ göz doktoru.

Siz de yorumunuzu paylaşın: