KALSİYUM HAPLARINDA KALP KRİZİ TEHLİKESİ
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Milyonlarca yaşlı insan, özellikle de kadınlar tarafından kemik erimesine karşı kullanılan kalsiyum haplarının faydadan ziyade zararlı olabilecekleri bildirildi.
Almanya’ da 35-64 yaşları arasında olan 23.980 kişinin 11 sene takip edilmeleriyle yapılan araştırmada düzenli olarak kalsiyum hapı kullanan insanlarda kalp krizi riskinin yüzde 86 daha fazla olduğu ortaya çıktı.
‘Heart’ isimli tıp dergisinde yayınlanan çalışma süt, peynir gibi besinlerle yeterli miktarda kalsiyum alanların kalp krizi riskinin kalsiyumdan fakir diyetle beslenenlere göre daha düşük olduğunu da gösteriyor.
Araştırmayı yapan uzmanlardan Sabrine Rohrmann “Kalsiyum önemli bir mineraldir” diyor ve ekliyor:
“Ancak mega-dozlarda kalsiyum kullanmanın bir faydası olmadığı da ortada. Erişkinlerin günde bin miligram kalsiyum alması yeterli. Bu da süt, yoğurt, peynir gibi hayvansal ürünler ve fasulye, brokoli, ıspanak, barbunya gibi sebzelerle temin edilebilir.
Kalp krizlerinin hap olarak alınan kalsiyumun hızla emilerek kanda yüksek miktarlara ulaşması sonucu geliştiğini düşünüyoruz. Besinlerle alınan kalsiyum yavaş emildiği için kandaki miktarı da fazla olmuyor.”
Kalsiyumun fazlası zararlı
Gereğinden fazla kalsiyum alınmasının zararlı olduğu aslında yeni ortaya çıkan bir bilgi değil.
Dr. S. Seely, 1991’ de İnternational Journal of Cardiology dergisinde Batılı ülkelerde aterosklerozun esas sebebinin fazla kalsiyum olduğunu, insanların günde 200-300 gram kalsiyum aldığı ülkelerde damar hastalıklarına çok az rastlandığını ileri sürmüştü.
Seely’ e göre, genç erişkinler için günde 300-400 gram, yaşlılar için ise daha az kalsiyum yeterli.
2010 senesinde yayınlanan iki ayrı meta-analizde de kalsiyum ile kalp krizleri arasında ilişki olduğu belirlenmiş ve kalsiyum hapları kullananlar uyarılmıştı.
Kalsiyum haplarının kalp krizi üzerine etkileri konusunda çalışmaları olan Auckland Üniversitesinden İan Reid da şunları söylüyor:
“Biz de kendi çalışmamızda kalsiyum alanlarda kırık riskinin yüzde 10 azaldığını ama kalp krizi riskinin de yüzde 25 arttığını bulmuştuk.
Bu, 1000 kişiye 5 sene süreyle kalsiyum verildiğinde 26 kırığın önleneceği ama buna karşılık 14 kişinin kalp krizi, 10 kişinin felç geçireceği ve 13’ ünün de öleceği manasına geliyor.
Hap olarak alınan kalsiyum damar duvarını zedeleyerek kalp krizlerine yol açıyor. Kalsiyum ilaç şeklinde değil, kalsiyum ihtiva eden besinlerle alınmalıdır.”
Kalsiyumun böbrek taşları, kabızlık ve akut batın sendromu gibi riskleri olduğu da unutulmamalıdır.
Araştırmanın eksik tarafları
Bu araştırmada kalp krizleri ile kalsiyum arasında bir ilişki olduğu belirlenmiş olmakla beraber bunun gözleme dayalı bir çalışma olduğunun, sebep-sonuç ilişkisini ispatlamadığının altını çizmek isterim.
Araştırmaya katılanların yarısının hangi vitamin ve destek ürünlerini aldıklarını ayrıntılı olarak yazmış olmaları ve ancak yüzde 1.5’ inin kalp krizi geçirmiş olmaları araştırmanın zayıf yönleri olarak gösterilebilir.
Değerlendirmede kalp krizine sebep olabilecek başka faktörler de hesaba katılmış olmakla beraber, bilinmeyen başka etkenlerin rolünün olmadığını iddia etmek de mümkün değildir.
Gelelim neticeye
Kalsiyuma tüm dünyada olduğu gibi bizde de “doğal besin desteği” gözüyle bakılır; tıpkı vitaminlerde olduğu gibi fazla alınsa da zararının olmayacağı sanılır.
Kalsiyumun kemik kırıklarını önlemedeki yetersizliği de dikkate alınmalı ve rastgele değil, kesinlikle gerekli olan durumlarda kullanılmalıdır.
BİR: Sağlıklı bir hayat için günde 1 gram kalsiyum yeterlidir.
İKİ: Kalsiyum hap olarak değil süt ürünleri ve kalsiyumdan zengin yeşil yapraklı sebzelerle alınmalıdır.
ÜÇ: Yeteri kadar kalsiyum alınmaması da sağlıklı bir hayatla bağdaşmaz.
KAYNAKLAR:
http://heart.bmj.com/content/98/12/920.full
http://www.medpagetoday.com/Cardiology/MyocardialInfarction/32898
***
EK 1 (30.10.2022): British Columbia Ü.’den bir grup bağımsız Kanadalı araştırmacı ve doktor; Osteoporoz ile ilgili tüm bilimsel kanıtları incelediklerini ve sonuç olarak kemik yoğunluğu testinin yaygın bir şekilde kadınlara pazarlanmasının, korku pazarlanmasından öte birşey olmadığını açıklamıştır
1990’lı yıllarda kadınların osteoporoz gibi korkuları yokken oluşturulan suni kampanyalar sonucunda, Türkiye dahil birçok ülkede belli yaşın üzerindeki neredeyse tüm kadınlar FOSAMAX ve benzeri ilaçları kullanır hale getirildiler
Fosamax ilacının sahibi MERCK, hastalığı pazarlamak amacıyla önce kemik yoğunluğu test makinelerinin dağıtımını yaptı ve WHO ile işbirliği yaparak 30 YAŞINDAKİ BİR KADININ KEMİK YOĞUNLUĞUNUN NORMAL, ONUN ÜZERİNDEKİ KEMİK YOĞUNLUĞU OLANLARI DA HASTA OLARAK İLAN ETTİ
Amerikan Ortopedi Akademisi tarafından açıklanan araştırmada; KEMİK kaybını azaltmak ve böylece kemikleri kuvvetlendirmek için uzun seneler FOSAMAX kullanılmasının (tam tersi) femur (uyluk kemiği) kırıklarına yol açabileceğini ortaya koydu
Fosamax ve benzeri ilaçlar ile ilgili olarak; Kalp krizi, felç, bunama riski, pıhtı oluşması, meme ve yemek borusu kanseri gibi yan etkilerini de unutmamak gerekir
Fosamax ile ilgili pazarlamalar netice vererek 2007 yılında 3.05 milyar dolara ulaştı, ancak geçen yıl 284 milyon dolara kadar düştü. Hala satılmaya devam ediyor, sayı düşse de insanlar bu ilaç nedeniyle zarar görmeye devam ediyorlar
British Columbia Ü.'den bir grup bağımsız Kanadalı araştırmacı ve doktor; Osteoporoz ile ilgili tüm bilimsel kanıtları incelediklerini ve sonuç olarak kemik yoğunluğu testinin yaygın bir şekilde kadınlara pazarlanmasının, korku pazarlanmasından öte birşey olmadığını açıklamıştır
— Dr. junior (@Ahmet79404234) October 29, 2022
Kaynak: https://twitter.com/Ahmet79404234/status/1586452623754153987?s=20&t=zApV_v88wmJ_I5K6luTx9w
***