TRANS YAĞLARI BİTİREN BİLİM ADAMI
Dr. Neva Banes Çiftçioğlu “Lezzetli Katil” başlıklı yazısında trans yağların yasaklanması münasebetiyle tıbbi fetva Kurumu FDA’ ya, Amerikan Kardiyoloji Derneği AHA’ ya, Avrupa Kardiyoloji Derneği ESC’ ye methiyeler düzüyor (1).
Yazıdan özellikle FDA ve AHA’ nın insan sağlığından ve bilim yapmaktan başka hiçbir derdiği olmayan kuruluşlar olduğu intibaı alınıyor ama işin aslı hiç de öyle değil..
Bilen bilmeyen için meseleyi özetleyelim:
Her iki kuruluşun da endüstri ile çok ciddi “çıkar ilişkileri” var.
AHA ile ilgili olanları “Amerikan Kardiyoloji Derneği’ ne sahtekârlık suçlaması” ve “Amerikan Kalp Derneği bilim mi yapıyor ticaret mi?” başlıklı yazılarımda okuyabilirsiniz (2, 3).
Barbara Roberts’ in “The American Heart Association — Protecting Industry Not Patients”(AHA, halkı değil endüstriyi koruyor) başlıklı makalesi de çok önemli (4).
AHA’ nın ticari ilişkileri için şu kaynaklara bakılabilir (5, 6).
AHA, sitesinde yüzlerce hazır gıdanın da reklamını yapıyor (7).
FDA’ yı anlatmaya gerek bile duymuyorum.
Trans yağların hikâyesi
Şimdi de trans yağların geçmişine bir bakalım.
Trans yağlar Amerikan diyetine 1911’ de hidrojenize bitkisel yağlarla girmiş olmakla beraber bunların yaygın kullanımı 1950’ den sonra hazır gıda endüstrisinin gelişmesiyle oldu.
Trans yağlar, sıvı yağları margarin gibi katı yağ hâline getirmek için hidrojen ilave edilmesiyle oluşuyor ve bu sayede yiyeceğin hem lezzeti artıyor hem raf ömrü uzuyor.
Trans yağlar hakkında bilgi edinmek için “Trans yağları anlama kılavuzu” isimli yazımı okuyabilirsiniz (8).
Trans yağların kalp hastalıklarına sebep olduğu aslında daha 1950’ lili senelerde biliniyordu.
Fred Kummerow isimli genç bir araştırmacı kalp krizinden ölen hastaların damarlarında yüksek miktarda trans yağlar bulunduğunu tespit etmişti (9).
Kummerow daha sonra trans yağlarla beslenen farelerde ateroskleroz geliştiğini, bunların diyetten çıkarılmasıyla aterosklerozun gerilediğini tespit etti.
Kummerow, trans yağların damarları tıkadığı uyarısını yaptığı araştırmasını 1957’ de yayınladıktan sonra bunların miktarlarının azaltılması için senelerce çabaladı ama başarılı olamadı.
Trans yağlara methiyeler başladı
Üstelik 1980’ lerden itibaren birçok bilim adamı trans yağ ihtiva eden kısmen hidrojenize yağların tabii doymuş yağlardan daha sağlıklı olduğunu savunmaya başladılar.
Bu gıda endüstrisi için bulunmaz bir nimetti, çünkü trans yağlar çok ucuzdu, üstelik gıdaların raf ömrünü uzatıyor, onlara lezzet ve kıvam da veriyordu.
1990’ lardan itibaren trans yağların giderek artan kalp hastalıklarının bir numaralı müsebbibi olduğunu gösteren çalışmaların sayısı artmaya başladı.
Kısa adı CSPI (Center for Science in the Public Interest) olan sivil toplum örgütü 1994’ de FDA’ dan hazır gıdaların etiketlerinde trans yağların bildirilmesi zorunluluğu getirmesini istedi ama bu ancak 2006’ da mümkün olabildi.
Tıp Enstitüsü 2002’ de trans yağlar için güvenilir bir alt sınır olmadığını, insanların mümkün olabildiğince bu yağlardan kaçmalarını istedi.
Trans yağların zararları anlaşıldıkça firmalar bunları giderek ürünlerinden kaldırmaya başladılar ama buna rağmen trans yağlar yüzlerce hazır gıdada kullanılmaya devam ediliyor.
McDonald’ s 10 sene kadar önce patates kızartmalarında trans yağ kullanmayacağını açıkladı.
New York şehri 2007’ de restoranlarda trans yağ kullanılmasını yasakladı.
Chick-fil-A firması da trans yağları 2008’ de menülerinden çıkardığını bildirdi.
Kummerow FDA’ dan trans yağları yasaklamasını istiyor
Kummerow 2009’ da FDA’ ya başvurarak trans yağların yasaklanmasını istedi ama hiçbir cevap alamayınca 2013’ de FDA ve Sağlık Bakanlığı’ nı dava etti.
FDA, 3 ay sonra trans yağların güvenilir olmadığını, bunların tamamen kaldırılması icap ettiğini açıkladı.
Ve FDA nihayet 2015 Haziran ayında da trans yağların 3 sene içinde Amerikan diyetinden tamamen çıkarılmasını istedi.
Bugün 100 yaşını süren, hâlâ çalışan, araştırma yürüten, makaleler kaleme alan Kummerow her gün tam yağlı süt içiyor, tereyağında yumurtasını yiyor.
Bizdeki durum nasıl?
Neva Hanım diyor ki:
“Ülkemizde de kardiyolog hekimlerimizin uyarılarıyla, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın girişimleriyle trans yağ oranını azaltma çalışmaları devam ediyor. Yaklaşık 5-6 yıldır bazı firmalar, ürünlerindeki formüllerden sentetik trans yağı düşürerek paketlerinin üzerine “Trans yağ yoktur” ibaresi yazmaya başladılar.”
BİR: “Trans yoktur” ibaresi bir aldatmacadır; bunlarda bal gibi trans yağ vardır.
Çünkü kanunen 0.5 gramdan az yağ bulunan ürünlere trans yağ yoktur yazılabiliyor.
Trans yağ yoktur demek için bunun “sıfır” olması gerekir ve trans yağın zerresi dahi zararlıdır.
İKİ: Bizim kardiyologlara gelince: Dertleri trans yağlar değil hayvansal yağlardır.
Yumurtaya, tereyağına, yağlı yoğurt ve peynire yapmadıkları hakaret kalmadı.
Ağır abileri AHA’ ya özenen Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) de margarin firmasıyla sponsorluk anlaşması yapıp “Kalbini sev değerini bil” kampanyası yapacak kadar ileri gitti.
TKD, bir süre önce bu sayfayı sessiz sedasız sitesinden çıkardı ama internete bir defa giren bir yazının artık “yok olması” mümkün değil (10).
Gelelim neticeye
Trans yağların zararlı olduğu dün ortaya çıkmış değil; bu acı gerçek 60 seneden beri biliniyor.
FDA, endüstriden gelen baskılar sebebiyle bugüne kadar trans yağları yasaklamayı bir türlü becerememiş, gerçekleri gören birçok firma, FDA’ nın bu kararından çok önce trans yağları terk etmeye başlamıştır.
Zararlı olduğuna seneler önce hiç şüphe kalmayan trans yağlara üç sene daha izin vermek milyonlarca insanın kalp hastası olmasına müsaade etmekten başka bir şey değildir.
Trans yağların yasaklanması için teşekkür edilmesi gereken tek kişi de Kummerow’ dur.
FDA,’ ya AHA’ ya ve bizim TKD’ ne ise sadece teessüf edilebilir.
Kaynaklar
1. http://www.haberturk.com/yazarlar/neva-ciftcioglu-banes/1093628-lezzetli-katil
4. http://www.huffingtonpost.com/martha-rosenberg/health-news_b_4398304.html
5. http://www.heart.org/idc/groups/heart-public/%40wcm/%40adt/documents/downloadable/ucm_449081.pdf
6. http://www.cspinet.org/integrity/nonprofits/american_heart_association.html
7. http://checkmark.heart.org/AdCategory/SO/SO/SO-CS
9. http://www.dailyherald.com/article/20150627/entlife/150629390/
– 02.07.2015 15:07
Değerli meslektaşım Dr Küçükustayı bir kere daha gerçekleri ortaya koyan bu yazısından dolayı gönülden kutluyor ve destekliyorum.Maalesef Tıp dünyasını, ilaç firmaları,cihaz firmaları ve besin endüstriyel firmaları istedikleri gibi güdümlü çalışmalarla manüple ediyorlar;ne acıdır ki bu yönlendirmelere de hekimleri ve hekim kuruluşlarını alet edebiliyorlar.Doğruları söyleyip savunanların ise çoğu zaman yeterli etkileri ya hiç olmuyor ya da çok gecikmeli olarak sağlanıyor.
TÜM GERÇEK ARAŞTIRMACI DOKTORLARIN ÖNÜNDE SAYGI İLE EĞİLİYORUM…
İNSANLIK ADINA..ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUMM