SÜKÛT İKRARDAN GELİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Mine G. Kırıkkanat’ ın “Aşılar tartışılmalıdır” başlıklı köşe yazısını tenkit eden Selim Badur’ un satırlarından o yazıyı bilim adamı titizliği ile noktasına, virgülüne varıncaya kadar dikkatle okuduğu anlaşılıyor (1, 2).

Bir bilim adamının gördüğü yanlışlardan rahatsızlık duyması ve bunu da kamuoyu ile bir makale vasıtasıyla paylaşması onun en tabii hakkı olması bir tarafa aslında vazifesi olarak da görülebilir.

Nitekim o da bu “yanlışları”, gerekçelerini ve bilimsel araştırmalara dayanan delillerini de vererek sunuyor ama Kırıkkanat’ ın makalesinin omurgasını oluşturan “aşı karşıtlığı” manifestosundan tek bir cümle ile bile bahsetmiyor.

Kırıkkanat’ ın manifestoyu yazan bilim adamlarının adlarını koyu (bold) harflerle yazarak da okuyucunun dikkatini çekmek istediği satırların ve yazının sonunda yer alan bilimsel referansın Badur’ un gözünden kaçmış olması mümkün değildir.

Yazının o bölümü aynen şu şekildedir (1):

Bunlardan biri, immün sistem virüsü keşfiyle Nobel ödülü alan virolog Prof. Dr. Luc Montaigner. Bir diğeri, kanserle mücadelede ulusal madalyalı Prof. Dr. Henri Joyeux. İkili, ‘Aklıselime çağrı’ başlığı altında bir bildiri yayımladı. “Aşıya karşı değiliz. 2 yaşından küçük çocukların çok sayıda ve sistematik olarak aşılanmasına karşıyız.”

 

Sükût ikrardan gelir

Makaleyi didik didik ettiği anlaşılan ve gördüğü yanlışları tek tek yazan Badur’ un bu bildiriden hiç söz etmemesi bu iki bilim adamının savundukları temel görüşü zımnen kabul ettiğinin, en azından bu iddiaları çürütecek delillere sahip olmadığının açık ve net ispatıdır.

Sükût ikrardan gelir!

Sayın Badur’ un da tıpkı bu iki değerli bilim adamı gibi “2 yaşından küçük çocukların çok sayıda ve sistematik olarak aşılanmasına karşı” olabileceğini ve hatta “Aşılar tartışılmalıdır” yazısındaki önemli DOĞRULAR üzerine…” başlıklı ayrı bir yazı kalem almayı planlamış olabileceğini düşünenler de çıkabilir.

Bu ihtimallerin hangisinin doğru olduğunu ancak kendisinin yapacağı bir açıklama ile öğrenebiliriz ama ben Badur’ un aşı üreticisi bir şirkette çalıştığı için kurumunun menfaatlerine dokunabilecek bir açıklamadan uzak kalacağını düşünüyor ve bunu da anlayışla karşılıyorum.

Onun bu bildirinin ana fikrine karşı tek bir olumsuz söz söylememesi bile yeterlidir ve başlı başına takdir edilecek bir davranıştır.

Bu iki önemli Fransız bilim adamının “2 yaşından küçük çocukların çok sayıda ve sistematik olarak aşılanmasına karşı olmalarının” gerekçelerini ve bunun dayandığı bilimsel kaynakları ve kendi kanaatimi bir sonraki yazıma bırakarak Selim Badur’ un çalıştığı ilaç ve aşı şirketi hakkında birkaç kelam etmek istiyorum.

Dev şirket GSK

Selim Badur, kısa adı GSK olan GlaxoSmithKline’ da Aşı Bölümü, Gelişmekte olan Ülkeler Bilimsel Danışmanı unvanıyla çalışıyor.

GSK, dünyanın Big Pharma olarak bilinen ama Ben Goldacre’ nin Bad Pharma diye isimlendirdiği 600 milyar dolarlık endüstrinin önde gelen şirketlerinden biri (3).

Şirketin 2013 senesindeki kârı 21.3 milyar pound (4).

Çeşitli hastalıklar için birçok ilacı olan GSK’ nın 22 hastalığa karşı da 40’ dan fazla aşısı var, 14 yeni aşı üzerinde çalışmaları sürüyor ve dünyanın 160 ülkesine her gün 2 milyon doz aşı satıyor (5).

Ticari olarak çok başarılı bir şirket olan GSK, daha çok ilaç ve aşı satmak, daha çok kazanmak için yaptığı sahtekârlıklar sebebiyle USA’ da en çok ceza ödemeye mahkûm olan şirket aynı zamanda; 2012’ de hakkındaki suçlamalardan kurtulmak için 3 milyar dolar ödemeyi kabul etti (6).

GSK, 1991 senesinden beri ödediği toplam 7.56 milyar dolar ceza ile mükerrer suçlular listesinin en başında yer alıyor.

Çin yönetimi, rüşvet almaktan suçlu bulunan İngiliz ilaç firması GlaxoSmithKline’ı 490 milyon dolar para cezasına çarptırdı. GlaxoSmithKline şirketi, ürünlerine daha geniş piyasa yaratmak için doktor ve hastanelere rüşvet dağıtmakla suçlanmıştı (7).

GlaxoSmithKline (GSK), Porto Rico’ daki fabrikasındaki üretim hatalarından kaynaklanan davada USA’ lı yetkililerle 750 milyon dolar ceza ödeme konusunda anlaştı. Bu, bir ilaç firmasının bilerek bozuk ilaç üretimi ve satışı iddiası için ilk başarılı dava olması yanında, aynı zamanda bir ilaç firmasına verilen en büyük dördüncü para cezası (8).

Gelelim neticeye

Aşılar, birer ticari ürün oldukları, şirketlere her sene milyar dolarlar kazandırdıkları hakikati unutulmadan değerlendirilmelidir.

Devam edecek!

Kaynaklar:

1. http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/958447/Asilar_tartisilmalidir_.html

2. https://www.herkesebilimteknoloji.com/haberler/saglik/asilar-tartisilmalidir-yazisindaki-onemli-yanlislar-uzerine

3. https://www.amazon.co.uk/Bad-Pharma-How-Medicine-Broken/dp/000749808X

4. https://en.wikipedia.org/wiki/GlaxoSmithKline#Market_manipulation_in_the_UK

5. https://www.gsk.com/en-gb/about-us/what-we-do/vaccines/

6. https://www.nytimes.com/2012/07/03/business/glaxosmithkline-agrees-to-pay-3-billion-in-fraud-settlement.html

7. https://www.bbc.com/turkce/ekonomi/2014/09/140919_glaxosmithkline_cin

8https://www.bloomberg.com/news/articles/2010-10-26/glaxo-said-to-settle-u-s-drug-manufacturing-lawsuit-for-750-million

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Mehmet S dedi ki:

    Kendini hiiiiiç boş yere üzmenize gerek yok Ahmet bey, insanlar kimin ne demek istediğini, kimin ne adına konuştuğunu gayt iyi biliyor.

  2. Dr. Sadi dedi ki:

    Son zamanlarda okuduğum en doyurucu tıp makalesi.

Siz de yorumunuzu paylaşın: