KIZAMIK VİRÜSÜ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ NASIL ETKİLER?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
Alişan Yıldıran

Prof. Dr. Alişan Yıldıran ‘ ın yazısı:

Sabah gazetesinde yer alan “Kansere kızamık virüsüyle tedavi başlıklı” haber vesilesi ile, kızamık virüsünün immün sistem üzerinde modülatör etkisinden bahsedilmesi; konu ile ilgili moda tabirle “farkındalığın arttırılması” gerektiği kanaatindeyim.

Tümörü olup da kızamık geçiren kişilerde, tümörün gerilediği evvel eski bilinmektedir.

Aşı virüsü ile; bütün hücrelerde ve immün sistemin etkisinden kaçmak isteyen tümör hücrelerinde de ifade edilen özel reseptörlere bağlanarak onkolitik (tümörü bitirici) etki, belirgin yan etkisi olmaksızın elde edilebilir (1).

Kızamık virüsü (Measles virus- MV), üzerinde en çok çalışılmış, en iyi bilinen çok önemli bir virüstür (2).

Paramiksoviride ailesinden negative-sense RNA virüsüdür.

Bu RNA ile hemaglütinin (H), füzyon (F), matriks (M), nükleokapsid (N), fosfoprotein (P), büyük (large) polimeraz (L) ve P geninin kontrolünde C ve V proteinlerini ürettirir, yani altı gen ve sekiz proteinden oluşur.

C ve V proteinleri interferon sinyal sistemini etkiler (immünomodülatör etki).

H ve F proteinleri ile hücre üzerindeki üç tip reseptörü ile hücreye tutunur.

Bunlar CD46, CD150 (SLAM) ve nectin-4 (poliovirüs ilişkili reseptör-4)’dür.

CD46, membran kofaktör protein olup kompleman sisteminin hücreye zarar vermesini engeller ve bütün çekirdekli hücrelerde ifade edilir ve ayrıca regülatör T hücrelerini de arttırır.

CD150 (SLAM) ise lenfosit aktivasyonunun sinyal molekülü olup hücre içinde yine çok önemli bir aktive edici molekül olan SH2 ile bağlanır.

Hem vahşi virüs, hem de aşı virüsü CD150’ye bağlanır, Nöronlarda da ifade edilen CD46’ya ise sadece aşı virüsü bağlanır (2).

Referans olarak verdiğim son derece önemli makalede, bazı insanlarda virüsün tamamen temizlenemediği (viral klirens), persistan (inatçı) enfeksiyonlara yol açabildiği bu sebeple, nasıl meydana geldiği bilinmeyen bazı kronik hastalıklara (multipl skleroz, Chron hastalığı, otoskleroz, kronik aktif hepatit) de yol açabildiğinin postülatından (ispatsız olarak doğru olduğu kabul edilen) bahsedilmektedir (2).

Lupus, trombositopeni, akut demiyelinizan ensfalomiyelit, otizm gibi bazı hastalıklar ile de ilişkili olabileceği bilinmektedir (3).

Aşı suşunun anormal persistansının vahşi suşdan daha fazla olduğunu öğrenmek ise hakikaten ürkütücüdür (4).

Yukarda verdiğim bilgiler dikkate alındığında kızamık virüsünün neden bu kadar önemli olduğu ve üzerinde bu kadar çok çalışıldığı anlaşılmaktadır.

Ancak, şu sorular da gündeme gelmelidir:

1. Natürel kızamık enfeksiyonunun büyüyen ve mikrobiomunu oluşturan çocukta immün repertuarın gelişiminde ne yönde etkileri vardır?

2. Natürel kızamık geçirmeyen bir çocukta immün sistem ne yönde gelişecektir? Th1/Th2/Treg dengesi ne yönde etkilenecektir?

3. Nöronlarda CD150 ifade edilmediğine ve aşı suşu daha persistan olduğuna  göre, sinir sistemi için vahşi virüs mü, yoksa aşı suşu mu daha tehlikelidir?

4. Kızamık aşısı 1960’lardan beri yapılageldiğine göre o tarihten beri geometrik olarak artan multipl skleroz ve otizm gibi otoimmün hastalıklar ve kanserler ile ilişkisi olabilir mi?

5. Virüs mühendisliği bu kadar ilerlemiş iken, çocuklarına 46 doz aşı uygulayan fakat, bu aşıların tamamını gayri milli ticari firmalardan elde eden Türkiye bu konuda  (aşı muhtevası, aşı geliştirme, vaksinoloji, virüs mühendisliği) ne yapmayı düşünüyor?

KAYNAKLAR

1. S. J. Russell, K. W. Peng. Measles Virus for Cancer Therapy. Current Topics in Microbiology and Immunology Volume 330, 2009, pp 213-241.

2. Griffin DE, Lin WH, Pan CH. Measles virus, immune control, and persistence. FEMS Microbiol Rev. 2012 May;36(3):649-62.

3. Rima BK, Duprex WP. Morbilliviruses and human disease. J Pathol. 2006 Jan;208(2):199-214.

4. Miller C, Andrews N, Rush M, Munro H, Jin L, Miller E. The epidemiology of subacute sclerosing panencephalitis in England and Wales 1990-2002. Arch Dis Child. 2004 Dec;89(12):1145-8.

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Dr.Muhsin ELMAS dedi ki:

    Kıymetli Alişan Hocam…Yukardaki yazınızdan dolayı size teşekkür ederim…Aşı gibi muallak bir konuda literatür ışığında tarafsız yaklaşımınız bizleri mutlu ediyor…Olayı yok saymak, zararlı değil diyerek ezbere cümleler kurmak bilimselliğe yakışmadığı inancındayım..Diğer türlü toplumda otizm, hiperaktivite, Multiple skleroz gibi bir çok hastalığın prevalansındaki artışı kimse açıklayamıyor…Sizin gibi konuya bilimsel yaklaşan değerli bilim insanlarının sayısının artmasını temenni ediyorum..Sanıyorum sizide en çok meslektaşlarınız “tukaka” ilan ederek tecrit etmeye kalkışacaklar..Ancak bizler sizleri gönülden destekliyor başarılarınızın devamını diliyoruz.

Siz de yorumunuzu paylaşın: