ŞEKER ENDÜSTRİSİNİN FOYASI ÇIKTI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

PLoS Medicine’ de yayınlanan araştırmada, USA’ da şeker endüstrinin hükümet tarafından yaptırılan araştırmaları ve bu araştırmalara dayanılarak hazırlanan kılavuzları kendi menfaati için etkilediği bildirildi.

Kaliforniya Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan araştırma, endüstrinin 1959-1971 seneleri arasındaki 319 iç yazışmasından oluşan arşivi ve kısa adı NIDR olan National Institute of Dental Research enstitünün dokümanlarının incelenmesiyle gerçekleştirildi.

Araştırma, şeker endüstrisi ve hükümete ait çalışma gruplarının üyelerinin neredeyse tamamen aynı kişiler olduğunu, bunların kapalı kapılar ardında “ortak” çalışmalar yaptığını ortaya koyuyor.

Esas amaç diş çürüklerini önlemek ama…

NIDR o tarihlerde hangi uygulamaların diş çürüklerini önleyebileceği üzerinde çalışıyordu.

1967’ de bir danışma konseyi NIDR’ e çabalarını diyet değişiklikleri üzerinde odaklamasını tavsiye ettiyse de 1971’ de başlatılan Milli Çürük Programı’ nda (National Caries Program) insanlara şeker tüketimini azaltmak konusunda bir uyarıda bulunulmadı.

Analizler, endüstrinin şekerin diş çürümesine yol açtığını daha 1950’ lerde bildiğini ve diş hekimliği dünyasının da çürükleri önlemek için şekerin kısıtlanması düşüncesinde olduğunu gösteriyor.

Endüstri, halk sağlığı için yapılacak şeker tüketimini azaltabilecek uygulamaları saptırmak için bir strateji belirliyor.

Bu stratejiye göre, dikkatleri şekerden uzak tutmak için dişlerde oluşan plâkları parçalayarak diş çürümelerini önleyebilecek enzim araştırmaları ve diş çürümelerine karşı aşı geliştirilmesine destek veriliyor ve NIDR ile sıkı ilişkiler geliştiriliyor.

Şeker endüstrisi tarafından NIDR’ a önerilen araştırmaların yüzde 78’ i NIDR tarafından kabul edilirken sonuçları endüstriye zarar vermesi muhtemel araştırmalar –bilhassa da belirli yiyeceklerin çürük yapma meyillerini gösterecek olanlar- dışlanıyor.

Endüstri ve hükümet beraber çalışıyor

Araştırmanın uzmanlarından C. Kearns “NIDR ve şeker endüstrisinin beraber çalıştıklarını ve her iki grubun araştırma önceliklerinin şeker endüstrisinin menfaatine göre belirlendiğini görmek şok ediciydi” diyor.

Araştırmaya göre, şeker endüstrisinin çürük önleme araştırmalarına paralel olarak Milli Kanser Enstitüsü (National Cancer Institute=NCI) de daha sağlıklı sigara yapma araştırmalarıyla uğraşıyordu ama neyse ki NCI sonunda bu “şahane” fikirden vaz geçti.

Çare, ilaç değil adam gibi beslenmek

Bu araştırmada geçen “diş plâkları ve çürükleri” yerine “damar plakları ve kalp krizi” koyduğunuzda değişen bir şey olmayacaktır.

Nasıl kalp krizlerini önlemenin yolu statinler değil “adam gibi beslenme” ise, diş çürüklerini önlemenin yolu da plak oluşumunu önleyici ilaç kullanmak değil “adam gibi beslenme” dir.

Dünya, nasıl düş çürüklerinin önlenmesi için şeker yememek yerine endüstri ürünlerine yöneltildiyse, aynı şekilde kalp krizlerinin önlemenin çaresinin de “sağlıklı beslenme” değil, margarin, bitkisel sıvı yağ, layt süt, peynir gibi endüstri ürünü gıdalar tüketilmesi ve “kolesterol hapı” olduğu beyinlere kazındı.

Gelin görün ki endüstrinin menfaatlerine aykırı kararlar alınması o da kadar kolay değildir.

M. Bloomberg New York Belediye Başkanı iken aile boyu şekerli içeceklerin satışını yasaklamak istemiş ancak başarılı olamamıştı.

FDA, yiyeceklerin etiketlerinde ilave şekerin bildirilmesini tavsiye ederken Şekerciler Derneği buna şiddetle karşı çıkıyor.

Dünya Sağlık Örgütü de, yakın bir tarihte ilave şekerin günlük kalorinin yüzde 10’ unu aşmaması tavsiyesinde bulunmuştu.

Endüstrinin itirazları var

Şekerciler Derneği sözcülerinden Tonya Allen şunları söylüyor:

Araştırmacılar kanser yaptığı bilinen şeker ve tütünü karşılaştırarak korkutma taktiği uyguluyorlar ve ayrıca geçmişi deşelemenin de anlamı yok.

Şeker Derneği, Sağlık ve Tarım Gıda bakanlıkları tarafından hazırlanan Diyet Kılavuzu tavsiyelerini destekliyor.

Bunlara göre de, çürükleri azaltmanın en etkili yolu, şeker ve nişastayı ağızda fazla tutmamak, florlu su içmek, dişleri fırçalamak ve diş ipi kullanmaktır.”

Gelelim neticeye

BİR: Bu araştırma, sadece ilaç endüstrisinin değil gıda endüstrisinin de nasıl tıbbın içine girdiğini ve tıbbı kendi menfaati için nasıl etkilediğini gösteren mükemmel bir örnek!

İKİ: Hiç şüpheniz olmasın ki, hastalıkların önlenmesi ve tedavisiyle ilgili tüm kılavuzlar bu araştırmanın da gösterdiği gibi mutlaka gıda ve ilaç endüstrisinin işine gelecek şekilde hazırlanır.

ÜÇ: Bir takım sözde bilim adamlarının tıbbi konuların halkın önünde tartışılmasına neden karşı çıktıklarını, Canan Karatay’ ın neden susturulmak istendiğini inşallah herkes anlamıştır.

Kaynaklar

http://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.1001798

http://www.usatoday.com/story/news/2015/03/10/sugar-industry-dental-research/24715267/

http://time.com/3738706/the-sugar-industry-shaped-government-advice-on-cavities-report-finds/

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Elif SİVRİOĞLU dedi ki:

    Değerli Hocam,

    Bizleri bilgilendirdiğiniz bu güzel siteniz ve yazılarınız için teşekkür ederim.
    Sağlıklı diş macunu seçimiyle ilgili araştırma yaparken, konuyla ilgili yazılarınızı gördüm ve okudum. Bununla birlikte aklımda bazı sorular kaldı; siz bu konuları çok iyi bilirsiniz, aydınlatırsanız sevinirim:
    1) Diş macunu kullanılmaması ağız kokusu yapmaz mı? (‘Sabahları uyanıldığında hemen herkesin ağzında hafif bir koku olur; diş fırçalanınca geçer’ algısı var.)
    2) Diş macunu kullanılmaması (yani yazılarınızda önerildiği gibi dişlerin sadece fırça ile mekanik olarak fırçalanması ve diş ipi ile temizlenmesi) sonucu dişlerde çay ve kahvenin yaptığı söylenen lekeler oluşmaz mı?
    Yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.
    Saygılarımla,

    Elif SİVRİOĞLU

Siz de yorumunuzu paylaşın: