Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinden İhsan Sarıkaya’ nın mektubunu Misafir Yazar bölümünde yayınlamıştım. Bugün de benim ona cevabımı okuyacaksınız:

Sevgili İhsan kardeşim,

Önce mektubun ve duyarlılığın için sana teşekkür ederim. Bu çok önemli ve mutlaka tartışılması gereken konu ne yazık ki tıp fakültesi öğrencilerin de öğretim üyelerinin de çok fazla ilgisini çekmiyor. Ben de bunu imkân bulabildiğim tüm ortamlarda dile getirmeye çalışıyorum.

Sorularına cevaplarım:

BİR: Ben senin düşündüğünün tam aksine bu tür konuların sadece mesleki gazete veya internet sitelerinde değil, herkesin gözü, kulağı önünde tartışılmasını daha sağlıklı buluyorum. Bu konu maalesef eğitimcilerden ziyade halkın ilgisini daha çok çekiyor. Hem kimden neyi saklıyoruz ki?

İKİ: Sen hiç merak etme; halk kimin neyi bilip bilmediğinin çok iyi farkında. Kimse aptal değil.

ÜÇ: Tansiyon ölçmeyi bilmek sözü bir metafordur. Bununla anlatılmak istenen pratik uygulamalardır. Ayrıca ben gerçek manada da ‘tansiyon ölçmeyi bilmeyen doktorların sayısının hiç de az olmadığını biliyorum. Doktor unvanını alan herkesin tüm temel uygulamaları çok iyi bilmesi gerekir.

Teferruat sayılacak dediğin yedi noktaya gelince:

BİR: Gazete başlıkları bilimsel makale başlıkları gibi olmuyor. Okuyucuyu yazıya çeken başlıktır; bundan dolayı da bazen yazının muhtevasını tam yansıtmasa bile başlığın çarpıcı olması gerekiyor.

İKİ: Aile hekimliği de pratisyen hekimlik de sonuçta birinci basamak tıp hizmetidir. Bana göre, tıp fakültesi diploması olan her hekim bu hizmeti başka bir eğitim almasına gerek olmadan çok rahat bir şekilde yapabilmelidir. Bunun kamu veya özel sektör tarafından yapılması tıbbi değil ekonomik bir meseledir.

ÜÇ: Bence ülkemizdeki esas ve acil sorun doktor sayısı değil, doktor dağılımındaki dengesizlik ve pratisyen doktor kalitesindeki bozukluktur.

DÖRT: Tıp eğitimindeki sorunların neden hiç gündeme gelmediğini anlamış değilim. Bu da HSYK, Kürtçe eğitim… kadar önemli bir konu.

BEŞ: Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkesinin de sağlıkla ilgili sorunları vardır ve olacaktır.Tabii ki bizdeki tek sorun tıp eğitimi değildir; ancak bu temel bir sorundur. Bu hâlledilmeden diğerlerini çözemezsiniz.

ALTI: Bu konuda hemfikiriz!

YEDİ: Söylediklerine aynen katılıyorum. Bu konu elbette tüm ilgili tarafların katılacağı platformlarda tartışılmalıdır. “Benim dediklerim doğrudur, bunlar yapılırsa her şey düzelir, güllük-gülistanlık olur” düşüncesinde değilim.

Amacım, bu konuların her kesim tarafından tartışılmasına vesile olmaktır. Bu konulardaki fikirlerim sadece tavsiyedir.

SEKİZ: Tıp eğitimi ile ilgilenen bir öğrenci ekibi olmasından büyük mutluluk duydum. Keşke benzer ekipler Sağlık Bakanlığında, YÖK’ te, üniversitelerde, Tabip Odalarında da olsa!

Yazı için 1 yorum yapılmış:

1. sema CAN dedi ki:

   20 Şubat 2011, 09:44

   MERHABALAR,
   ÖNCELİKLE DOĞRU OLDUĞUNA İNANDIĞIM BİLGİLERİN SİZİN TARAFINIZDAN DA DESTEKLENİYOR OLMASI BENİ MUTLU EDİYOR.BİR SAĞLIK ÇALIŞANI OLARAK SİZİ DESTEKLİYORUM.
   SİZİN GİBİ DUYARLI HEKİMLERE DÜNYANIN İHTİYACI VAR.
   BAŞARILAR!!!!!

Siz de yorumunuzu paylaşın: