Adı, Metabolik Fonksiyon Bozukluğu ile ilişkili Steatotik Karaciğer Hastalığı olarak değiştirilen kırk yıllık karaciğer yağlanmasının mikrobiyota odaklı beslenmeyle tedavi edilebileceği bildirildi. Karaciğer yağlanmasının sebebi hazır işlenmiş gıdalar, rafine un ve şekerden zengin, hayvani, lifli ve mayalı gıdalardan fakir beslenmedir. Çaresi de atalarımız gibi beslenmeye geri dönmektir yani adam gibi beslenmektir.

Yeni yapılan ve dünyaca meşhur ve muteber bir tıp dergisi olan Nature’ de yayınlanan araştırmada insanların kanlarında çeşitli proteinlerin ve bunların metabolitlerinin, bazı genetik faktörlerin ve bir de bağırsak mikrobiyotası ile ilgili bazı değerlerin ölçülmesiyle biyolojik VKE geliştirilmeye çalışılıyor. Bu tabii ki kolay bir iş değil.

Çağımızın en önemli sağlık meselesi hatalı beslenme ve bununla ilgili hastalıklardır. Hatalı beslenme ile alınan fazla kilolar insanların müsilajıdır. Bunlara karşı öyle “dostlar alış-verişte görsün” türü göstermelik tedbirler hiçbir işe yaramaz. Geri dönüşü olmayan zararlara maruz kalmamak için gerçekçi adımların atılması, gerçekçi tedbirlerin alınması şarttır.

Yeni bir araştırmada KOVİD’ in ağırlığını kilo, vücut kitle endeksi veya yağ miktarı değil doğrudan enflamasyonun belirlediği gösterildi. Buna göre, esas mühim olan vücudun değil metabolizmanın obez olmasıdır. Bu araştırma obezite paradoksuna yeni bir destek sunuyor. Sağlıklı beslenip de kiloları fazla olanların, obezlerin içi rahat olsun!

Pandemi döneminde aşırı işlenmiş gıdaların “aşırı” tüketiminden kaynaklanan, metabolizmanın da “obezleşmesine” sebep olan klinik tabloya KOVİD + OBEZİTE yani KOVEZİTE adının veriyorum. Tıp dünyasının önümüzdeki dönemde en çok uğraşacağı hastalık KOVEZİTE ve bunun yaratacağı sağlık problemleri olacaktır.