DOMUZ GRİBİ 18 BİN DEĞİL, 280 BİN ÖLÜME SEBEP OLMUŞ
Dünyaca ünlü Lancet tıp dergisinde 3 sene önceki domuz gribi salgınında 18.500 değil bunun tam 15 misli insanın ölmüş olabileceğini ileri süren araştırmayı okurken o günleri ‘gülümseyerek’ hatırladım.
Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ), milyonlarca insanın ölümüne yol açacağını iddia ettiği, korkutma kampanyaları düzenlediği domuz gribi salgını “fos” çıkmıştı.
DSÖ, daha çok aşı ve ilaç satılabilmesi için pandemi tarifini hafifletmek, pandemi kararını çok erken vermek, aşı ile ilgili kararları alan kurullarda ilaç endüstrisi ile çıkar ilişkileri olan kişileri bulundurmak ve bu ilişkileri gizlemekle suçlanmış ama örgüt bu iddiaların hiçbirine tatmin edici cevaplar verememişti.
DSÖ, her sene mutat gripten 250-500 bin kişinin öldüğünü bildirirken, domuz gribi salgınında bir senede 18.500 kişinin öldüğü ortaya çıkmıştı.
Aslında domuz gribinden ölenlerin sayısının 18 binden daha fazla olduğunu kabul etmek gerekir, çünkü bu sayı sadece laboratuar teşhisi konmuş olanları gösteriyor.
Hiç şüphe yok ki, her ölen kişide virüsü ispatlamak mümkün olmadığı gibi, her hasta olanın bir sağlık kuruluşuna başvurması da mümkün değildir.
Epidemiyologlar bu eksiklikleri ortadan kaldırmak için şu yönteme başvururlar:
Grip hastalığının olmadığı bir mevsimde zatürree ve altta yatan kalp hastalığının komplikasyonlarına bağlı ölümlerin sayısı ile grip mevsimindeki ölümlerin sayısı arasındaki farkı ‘gribe bağlı ölümler’ olarak değerlendiriyorlar.
Bu yöntemin sağlıklı olabilmesi için ülkelerin sağlık istatistiklerinin iyi tutulmuş olması gerekir; oysa özellikle sosyo-ekonomik bakımdan geri kalmış ülkelerde bu verilere güvenmek mümkün değildir.
Yeni araştırma farklı bir yöntemle yapıldı
Lancet’ de yayınlanan araştırma, bu sakıncayı bertaraf etmek için domuz gribine bağlı ölümlerin griple ilgili sürveyans verilerinin sınırlı olduğu bazı Güney-doğu Asya ve Afrika ülkeleri (Hindistan, Bangladeş, Kamboçya, Kenya, Nikaragua, Peru, Yeni Zelanda ve Vietnam) ile 5 gelişmiş ülkede (Danimarka, Almanya, Hollanda, İngiltere, USA) farklı bir yöntemle yeniden hesaplanmasıyla yapılıyor.
Önce 12 ülkede virüsle ilgili kümülatif semptomatik atak hızı (sAR) kullanılarak ham solunumsal ölüm oranları ve 5 gelişmiş ülkede semptomatik vaka ölüm oranları (sCFR) ve sonra da ülkeler arası farklardan gripten ölme ihtimali hesaplanıyor.
Benzer şekilde salgınla ilgili kalp-damar hastalıkları ölüm oranları da tahmin ediliyor.
Neticede, Nisan-2009’ dan Ağustos 2010’ a kadar olan dönemde domuz gribine bağlı olarak toplamda 151.700 ile 575.400 arasında ve ortalama olarak ise 201.200 solunumsal sebeplere bağlı ve 83.300 de kalp-damar hastalıklarına bağlı ölüm olabileceği sonucuna varılıyor.
Araştırma, domuz gribi ölümlerinin yüzde 80’ inin 65 yaşından küçük olanlarda ve yüzde 51’ inin de dünya nüfusunun yüzde 38’ ini oluşturan Güney-doğu Asya ve Afrika ülkelerinde gerçekleştiğini ortaya koyuyor.
DSÖ için ilaç gibi bir araştırma ama…
Bu, domuz gribi salgınını eline yüzüne bulaştıran ve tüm dünyaya rezil olan DSÖ için adeta ilaç gibi bir araştırma.
“Gördünüz mü?” diyecekler “Domuz gribi 18 bin değil 300 bine yakın insanın ölümüne yol açmıştır”.
DSÖ’ nün adamları boşuna heveslenip de iddialı laflar etmeye kalkmasınlar.
Bu araştırma birçok tahmine ve varsayıma dayanıyor; böyle olunca da sonuçlarına güvenmek hiç de doğru değil.
Araştırmada sadece ölümlerin alt sınırın 151 bin üst sınırın 575 bin olması bile yapılan tahminlere ve ileri sürülen iddialara güvenilmesinin doğru olmayacağının en güzel delili.
Domuz gribi salgınının 13 ülkede değil dünyadaki 200’ den fazla ülkede görüldüğünü de hesaba katmak gerekiyor.
Zaten araştırmayı yapan uzmanlar da ilk defa kullandıkları tekniğin bazı sınırlamaları olduğunu kabul ediyorlar.
Gelelim neticeye
Domuz gribi salgının her sene ortaya çıkan grip salgınlarına göre çok daha az insanın ölümüne yol açacağı daha ilk aylarda belli olmuştu ama DSÖ’ nün karar alıcı kurullarına sızan aşı ve grip ilacı üreten firmaların adamları örgütü çok güzel maniple ettiler.
Milyonlarca doz aşı alan ve bedava sunan ülkelerin vatandaşları “Aşı olmazsanız ölürsünüz” korkutmalarına hiç aldırmadılar ve milyarlarca liralık aşıların en fazla yüzde 10 kadarı kullanıldı, kalanı israf oldu gitti.
Şimdiden söylüyorum: DSÖ’ nün adamları önümüzdeki aylarda bu araştırmayı kaynak göstererek “Domuz gribi sanıldığı gibi 18 bin değil 600 bine yakın insanın ölümüne yol açtı. Haydi bakalım aşıya!” diye ortaya çıkacaklardır.
Çıksınlar, görelim. Benim onlara çok güzel sürprizlerim var!
KAYNAKLAR:
http://www.lancet.com/journals/laninf/article/PIIS1473-3099(12)70121-4/fulltext
http://online.wsj.com/article/SB10001424052702304458604577488783196861476.html
İnsanları kandırmanın üç yolu varmış: Yalan, kuyruklu yalan ve istatistik. İstatistiklerle istendiği gibi oynanabilmesi de bilinen bir gerçek. Ne yazık ki araştırmaların hangisi dürüst hangisi aldatmaca bunu herkesin kolayca ayırdedebilmesi olanak dışı