ENDÜSTRİYEL YOĞURT İDDİALARINA SERT TEPKİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Endüstriyel yoğurt için doğrudan “kanserojen” demek doğru değil, bunun için elimizde yeterli delil yok, en azından bende yok.

Endüstriyel yoğurt yemiyorum, evde açık sütten kendi yaptığımız yoğurdumuzu tercih ediyorum.

Çünkü endüstriyel yoğurdun tadı ile “bizim evde yaptığımız” ve annemin de bizi büyütürken senelerce kendi elleriyle yaptığı yoğurt arasında dağlar kadar fark var.

Mesele tabii ki “lezzetle” sınırlı değil, geleneksel usullerle evde yapılan yoğurt endüstriyel yoğurttan özellikle probiyotikler bakımından üstün.

Hele de endüstrinin “probiyotikli yoğurt” sözü tam bir oksimoron, yumurtalı omlet gibi bir şey.

Efendiler, yoğurdu yoğurt yapan içindeki probiyotiklerdir, alırsanız bunları yoğurun içinden bu”beyaz eşya” oluverir.

Haberde geçen “tarihin binlerce yıllık imbiğinden süzülerek bugüne gelmiş” sözü ise maalesef endüstriyel yoğurt için geçerli değil.

***

Ulusal Süt Konseyi (USK) Başkanı Harun Çallı, son günlerde medyaya yansıyan ve hiçbir bilimsel temele dayanmayan iddialarla, endüstriyel yoğurtları kanser ile ilişkilendiren haberlere sert tepki gösterdi.

Çallı, bir sektörü topyekun karalamaya yönelik haberler için “En hafif tabiriyle; aymazlıktır, sorumsuzluktur, topluma karşı işlenmiş suçtur. Kendilerini meşhur etmek veya ilgi çekmek için, hiçbir bilimsel temeli olmayan, yalan yanlış bilgiler ile, olsa olsa varsayımları ile insanları ürkütüp korkutarak, “yoğurt” gibi tarihin binlerce yıllık imbiğinden süzülerek bugüne gelmiş, çok değerli bir gıdadan toplumu uzaklaştırmayı göze alan bu sorumsuzlara artık dur demenin zamanı gelmiştir.” dedi.

Son günlerde, süt ve süt ürünleri sektörü tarafından üretilen yoğurtları, kanser ile ilişkilendiren haberlere, Ulusal Süt Konseyi (USK) Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı, yazılı bir açıklamayla yanıt verdi.

“Yoğurt”un beslenmemizin en temel gıdalarından biri olduğunu belirten Çallı, açıklamasında şunları kaydetti:

“En mükemmel gıdalardan biri olan “yoğurt”un değeri dünyada her geçen gün daha fazla anlaşılarak, tüketimi desteklenmekte ve hızla artmaktadır. Ülkemizde ise; adı bize, özü bize ait ve kültürel mirasımızın en değerli, beslenmemizin en temel gıdalarından biri olan “YOĞURT”, korkulan bir ürün haline getirilmektedir.

Hiçbir bilimsel dayanağı bulunmayan, hiçbir doğruluğu olmayan, yalan yanlış söylemleri ile insanları ürküterek ilgi toplamaya çalışan korku tacirlerinin, ambalajlı yoğurtları kanser hastalığı ile ilişkilendirecek kadar ileri gittiğini ve halkımızı “yoğurt” tüketmekte tereddüte düşürdüklerini üzülerek görüyoruz.

“Yoğurt” sadece süt ve yoğurt mayası ile üretilmektedir. Bunun ötesinde “yoğurt”a herhangi bir katkı maddesi koymak, yasalara aykırıdır, yasaktır, suçtur.

Tüketicilerimizin karşısına çıkan yoğurt markalarının hiçbiri böyle bir ithamla karşı karşıya bırakamayacağımız çok değerli markalarımız, uluslararası gıda güvenliği standartlarını uygulayan, modern ve hijyenik tesislerde üretim yapan çok değerli kuruluşlarımızdır.

Toplumumuzu yanıltıcı bilgilerle korkutarak, yoğurt ile ilgili şüpheye düşürenleri, hatalarını telafi etmeye, üniversitelerimizi ve bakanlığımızı da bu konuda toplumu aydınlatacak bilgilendirmeler yapmaya davet ediyoruz.”

Kaynak: https://www.gidahatti.com/sut-sektorunden-endustriyel-yogurt-iddialarina-sert-tepki-78348/

Siz de yorumunuzu paylaşın: