Yeni bir araştırmaya göre, milyonda 1 veya 2 kişide görülen apandis kanseri 1940’larda doğanlara göre 1976 ile 1984 yılları arasında (1980’ lerde) doğanlarda üç kat, 1980’lerin ortalarında doğanlarda (yaşlı Y kuşağı) dört kat daha fazla görülüyor. Apandis kanserlerindeki artışın beslenmeyle alâkalı olması kuvvetle muhtemeldir.

Düzenli egzersizin kolon kanseri hastalarının hayatta kalma oranlarını artırdığı ve kanserin nüksetme riskini önemli ölçüde azalttığı gösterildi. Bu bulgular, egzersizin kanser tedavisinde ilaçlar kadar etkili olabileceğini gösteriyor.

Son senelerde genç erişkinlerde hızla artan kolon kanserlerinin gelişiminde E.coli adlı bakterinin kolibaktin adı verilen toksininin rolü olabileceği ortaya çıktı. Bu toksinin artışında başta beslenme olmak üzere hayat tarzındaki hataların rolü olması kuvvetle muhtemeldir.

Mısırözü yağı ve mısır şurubu ile beslenen farelerde akciğerde depolanmış bir şeker formu olan glikojenin arttığı ve bunun da adenokarsinom türü akciğer kanserini agresifleştirdiği ve erken ölüme sebep olduğu bulundu. Mısırözü yağı da mısır şurubu da paketli gıdaların ve fast food’ un vazgeçilmezleridir.

Uzun süreli olarak haftada iki veya daha fazla porsiyon yoğurt yiyenlerde, bifidobakteri pozitif kolorektal kanser oranın yüzde 20 daha az olduğu tespit edildi. Bu düşük oran, bifidobakteri pozitif proksimal kolorektal kanser ensidansının daha düşük olmasından kaynaklanıyordu.