OSMAN MÜFTÜOĞLU’ NDAN İNCİLER

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
inciler

Osman Müftüoğlu Hürriyet gazetesinde “Sahtekârlara dikkat edin” başlıklı yazısında vitamin, mineral ve bitkisel destekler dâhil her türlü doğal desteklerin gittikçe yoğunlaşan suiistimalinden bahsediyor ve çarpıcı örnekler veriyor(1).

Çok güzel bir yazı; bu ifadelere katılmamak mümkün değil ama iki gün sonraki yazısında arka arkaya gelen iki cümlede kendi kendini tekzip ediyor(2):

“Alkole bağlı karaciğer hasarını azaltmak için Milktistle özleri, B vitamini karışımları, C vitamini veya enginar hapları gibi doğal destekleri kullanmanın herhangi bir faydası olduğu kanaatinde değilim. Eğer bu desteklerden faydalanmak istiyorsanız ben yalnızca saf “Slymarine” tabletlerini önerebilirim ama alkolü bırakmak şartıyla.”

Bu Osman Müftüoğlu’ nun ilk vukuatı da değil. Yazı arşivini şöyle bir karıştırdım ve bakın nelerle karşılaştım.

Bitkisel desteklere dikkat!

“Vitamin dosyasında son sözler” başlıklı yazısından şu cümleler buna iyi bir örnek(3):

Önce “Özellikle bitkisel bir destek kullanmaya karar verdiğinizde daha dikkatli olun. Çünkü çoğu kanıtlanmamış hiçbir yararları olmamasına rağmen (mesela gotukula, spirulina) hala inatla satılıyor”  diyor.

Bence de çok doğru sözler ama hemen ardından gelen ifadeler insanın aklını karıştırıyor:

“Prostat iriliğini kontrol altına alma hatta prostat bezini küçültmek için Saw Palmetto özlerinden faydalanabilirsiniz. Ben Saw Palmetto ile birlikte kabak tohumu çekirdeği (Pumpkin Seed) ve “Pygeum kabuğu” tozu içeren kombine ürünleri daha çok tavsiye ediyorum.”

“Çam kabuğundan elde edilen piknogenol özlerinin yıldızı giderek parlıyor, aklınızda olsun.”

Omega 3 alalım mı almayalım mı?

Önce “Omega 3 desteklerinin bazıları cıva, kadmiyum, PBC’ lerle kirlenmiş olabiliyor” diyor.

Hemen aşağısında şu sözler yer alıyor:

“Omega 3 günün her saatinde aç karına veya tok karına alınabilir. Uzun süre rahatlıkla kullanılabilir.“

Zayıflama hapları işi de karışık

Önce “Biz kliniğimizde zayıflama hapları kavramını yıllar önce yasakladık” diyor.

Ardından gelen cümlelerle bunu yalanlıyor:

”Zayıflama haplarının doğal olanlarına da reçete ile satılanlarına da ben asla inanmam. Zaman zaman L-karnitin CLA, yeşil çay özü ve krom desteklerini önersek bile daha hemen işin başında bu işe bel bağlamamak gerektiğini hastalarımıza mutlaka hatırlatırız. “

Madem bu haplara hem kendiniz asla inanmıyor hem bel bağlamamak gerekiyor diyorsunuz da, o zaman niye öneriyorsunuz anlayabilene aşk olsun!

Açai meselesi de çok karışık

Osman Müftüoğlu’ nun “Kadınlar için süper besinler” (4) yazısında şu satırlar yer alıyor:

“Amerika’da son yıllarda tam bir “açai çılgınlığı” yaşanıyor. Açai, Amazonlar’da yetişen bir tür palmiyeden elde edilen yüksek enerjili bir meyve. Çoğu zaman meyveden ziyade suyu tüketiliyor. Tıpkı üzüm gibi açaide de mor rengini oluşturan muhteşem antioksidanlar var. Antioksidan gücünün mükemmel olduğu belirtiliyor.”

İnsanın bu satırları okuduğunda açai adını duyduğu zaman ayağa kalkıp selam durası geliyor ama “Altın çilek zayıflatmaz”  başlıklı yazısı açai haplarına dünyanın parasını verenlerin moralleri bozuyor(5):

“Hele hele son aylarda tam bir maskaralık haline gelen “altın çilek masalı” nı izledikçe sadece üzülmüyor sinirleniyorum da! Çünkü alın çilekte bizim meyvelerde olandan fazla hiçbir özellik yok. Hatta altın çileğin ciddi bir antioksidan ve besleyici bir unsur olduğu bile söylenemez. Hele hele bu meyveden yapıldığı iddia edilen hapların zayıflatması asla mümkün değildir. Bu haplar da tıpkı geçen yıl vizyonda olan (!) palavra acai haplarından farksız.”

Berry meselesi

“Altın çilekte bizim meyvelerde olandan fazla hiçbir özellik yok” sözüne de şapka çıkarmamak mümkün değil ama o zaman

“Elderberry özleri bilinçli kullanılırsa güçlü antiviral etkileri ve bağışıklığı düzenleyici faydaları nedeniyle tavsiye ediliyor.” ve

“Cranberry özleri özellikle tekrarlayan, koli basili kökenli sistitlerle mücadelede işe yarıyor.”

ifadeleri bizim kızılcığın, böğürtlenin, dutun, çileğin çanına ot tıkamış olmuyor mu?

Gelelim neticeye

Osman Müftüoğlu “Her okuduğunuza inanmayın” diyerek bizlere beyin jimnastiği yaptırmak ve kendisini dikkatli okuyup okumadığımız sınamak istiyor olabilir ama kusura bakmasın benim aklım fena halde karıştı.

Bana bu karışıklıkları giderecek, yazdıklarını kolayca anlamamı sağlayacak “yabancı isimli” çok özel bitkisel bir destek tavsiye ederse çok memnun olacağım.

Yazıyı da kendi sözleri ile bitiriyorum:

“Beslenme konusunda yazılan her satırın ileri sürülen her görüşün, dile getirilen her tavsiyenin ciddi bir “filtreden geçirilmesi” gerektiği de unutulmamalıdır… Beslenme konusunda yazıp çizen ben dâhil herkesin daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.”

KAYNAKLAR

1. http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/18950909.asp

2. http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/18969755.asp

3. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17326625_p.asp

4. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=12547651&tarih=2009-09-25

5. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=16954371&p=2

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Kayhan Aykın dedi ki:

    Yazinizda ilk 3 karsilastirmayi okudum. 3ü de çelişkileri gösterme iddaasinda olasa da, dikkatli baklidginda celisen ifadeler degil. Ornek olarak 1. karislastirmayi ele alirsak, doğal desteklerin suistimal edildigini(kötüye kullanma) soylemek ile dogal destekleri tavsiye etmek arasinda bir celiski yok. Yani, bir baska deyisle, bir sey biri veya birileri tarafinda suistimal ediliyor ise, o seyi oneren herkes suistimal ediyor demek degildir. Bunu soylemek safsata olur. Ornek vermek gerekirse, antibiyotik ilaclar suistimal ediliyor bir gercek olabilir ama her yazilan antibiyotik recete suistimal degildir. Hayat kurtardigi durumlar coktur. Diger karsilastirmalarda da benzer mantik hatalari goruyorum. Duzeltmeniz dileğiyle,

Siz de yorumunuzu paylaşın: