SAĞLIK HABERLERİ KAFA KARIŞTIRIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
sağlık haberleri küçükusta

 Sağlık haberlerine dikkat edin!
Sağlık haberleri müthiş ilgi görüyor. Bu haberlere dayanarak sağlığına yön vermeye çalışanlar bile var.

Bu son derecede tehlikeli bir yaklaşımdır. Benim önerim bu konuda ciddi bir “filtre” mekanizması oluşturmanız, her okuduğunuza inanmamanızdır.”

Bunlar Osman Müftüoğlu’ nun 23 Mart 2011 tarihli Hürriyet gazetesindeki yazısının başlangıç cümleleri(1).

Sağlık haberlerine kanmayın

Sağlık haberlerinin müthiş ilgi gördüğü sözüne aynen katılıyorum ama “sağlığına yön vermek isteyenler bile var” yerine “sağlığına yön vermek isteyen pek çok kişi var” demek daha doğru olur.

Birçok insanın ne yiyip içeceklerine, hangi vitamini hangi antioksidanı hangi bitkisel destek ürününü alacaklarına gazetelerdeki yazılara televizyonlardaki haberlere göre karar verdiklerini çok iyi biliyorum.

Bu konuda ciddi bir filtre mekanizması oluşturma ve her okuduğumuza inanmama tavsiyesi de çok yerinde; hatta o kadar yerinde ki bence buna Osman Müftüoğlu’ nun kendi yazılarını da dâhil etmek gerekiyor.

Bitkisel desteklere dikkat!

İki gün önceki “Vitamin dosyasında son sözler” (2) başlıklı yazısından şu cümleler buna iyi bir örnek:

Önce “Özellikle bitkisel bir destek kullanmaya karar verdiğinizde daha dikkatli olun. Çünkü çoğu kanıtlanmamış hiçbir yararları olmamasına rağmen (mesela gotukula, spirulina) hala inatla satılıyor”  diyor ki bence de çok doğru bir söz ama hemen ardından gelen ifadeler insanın aklını karıştırıyor:

“Prostat iriliğini kontrol altına alma hatta prostat bezini küçültmek için Saw Palmetto özlerinden faydalanabilirsiniz. Ben Saw Palmetto ile birlikte kabak tohumu çekirdeği (Pumpkin Seed) ve “Pygeum kabuğu” tozu içeren kombine ürünleri daha çok tavsiye ediyorum.”

“Çam kabuğundan elde edilen piknogenol özlerinin yıldızı giderek parlıyor, aklınızda olsun.”

Omega 3 alalım mı almayalım mı?

Önce “Omega 3 desteklerinin bazıları cıva, kadmiyum, PBC’ lerle kirlenmiş olabiliyor” diyor ve hemen aşağısında

“Omega 3 günün her saatinde aç karına veya tok karına alınabilir. Uzun süre rahatlıkla kullanılabilir.“ sözleri yer alıyor.

Zayıflama hapları işi de karışık

Önce “Biz kliniğimizde “zayıflama hapları” kavramını yıllar önce yasakladık.” diyor ama ardından gelen cümle şu:

”Zayıflama haplarının doğal olanlarına da reçete ile satılanlarına da ben asla inanmam. Zaman zaman L-karnitin CLA, yeşil çay özü ve krom desteklerini önersek bile daha hemen işin başında bu işe bel bağlamamak gerektiğini hastalarımıza mutlaka hatırlatırız. “

Madem bu haplara hem kendiniz asla inanmıyor hem bel bağlamamak gerekiyor diyorsunuz da, o zaman niye öneriyorsunuz anlayabilene aşk olsun!

Açai meselesi de çok karışık

Osman Müftüoğlu’ nun bir buçuk sene önceki “Kadınlar için süper besinler” (3) yazısında şu satırlar yer alıyor:

Açai: Açai meyvesinde tıka basa antioksidan var. Ayrıca kaliteli yağ asitlerinden ve aminoasitlerden de çok zengin. Yağ asidi yapısı zeytinyağına benziyor.”

“Amerika’da son yıllarda tam bir “açai çılgınlığı” yaşanıyor. Açai, Amazonlar’da yetişen bir tür palmiyeden elde edilen yüksek enerjili bir meyve. Çoğu zaman meyveden ziyade suyu tüketiliyor. Tıpkı üzüm gibi açaide de mor rengini oluşturan muhteşem antioksidanlar var. Antioksidan gücünün mükemmel olduğu belirtiliyor.”

İnsanın bu satırları okuduğunda açai adını duyduğu zaman ayağa kalkıp selam durası geliyor ama iki ay önceki “Altın çilek zayıflatmaz” (4) başlıklı yazısı açai haplarına dünyanın parasını verenlerin moralleri bozuyor:

“Hele hele son aylarda tam bir maskaralık haline gelen “altın çilek masalı” nı izledikçe sadece üzülmüyor sinirleniyorum da! Çünkü alın çilekte bizim meyvelerde olandan fazla hiçbir özellik yok. Hatta altın çileğin ciddi bir antioksidan ve besleyici bir unsur olduğu bile söylenemez. Hele hele bu meyveden yapıldığı iddia edilen hapların zayıflatması asla mümkün değildir. Bu haplar da tıpkı geçen yıl vizyonda olan (!) palavra acai haplarından farksız.”

Berry meselesi

“Altın çilekte bizim meyvelerde olandan fazla hiçbir özellik yok” sözüne de şapka çıkarmamak mümkün değil ama o zaman

“Elderberry özleri bilinçli kullanılırsa güçlü antiviral etkileri ve bağışıklığı düzenleyici faydaları nedeniyle tavsiye ediliyor.” ve

“Cranberry özleri özellikle tekrarlayan, koli basili kökenli sistitlerle mücadelede işe yarıyor.”

ifadeleri bizim kızılcığın, böğürtlenin, dutun, çileğin çanına ot tıkamış olmuyor mu?

Gelelim neticeye

Osman Müftüoğlu yazısında geçen “her okuduğunuza inanmayın” sözleri ile bize beyin jimnastiği yaptırmak ve kendisini dikkatli okuyup okumadığımız sınamak istemiş olabilir ama kusura bakmasın benim aklım fena halde karıştı.

Bana kafamdaki bu karışıklıkları giderecek, yazdıklarını kolayca anlamamı sağlayacak mutlaka “yabancı isimli” çok özel bitkisel bir destek tavsiye ederse çok memnun olacağım.

Ben de tam bir maskaralık haline gelen beslenme ile ilgili yazıları okudukça sadece üzülmüyor sinirleniyorum da!

Bu vesile ile kendi sözlerini hatırlatmak istiyorum:

“Beslenme konusunda yazılan her satırın ileri sürülen her görüşün, dile getirilen her tavsiyenin ciddi bir “filtreden geçirilmesi” gerektiği de unutulmamalıdır… Beslenme konusunda yazıp çizen ben dâhil herkesin daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.”

 KAYNAKLAR

  1. http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/17346507.asp?yazarid=96&gid=61
  2. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17326625_p.asp
  3. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=12547651&tarih=2009-09-25
  4. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=16954371&p=2

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Tuna Erinçler dedi ki:

    Gerçekten de adının başında Dr. hatta Prof titri olanların medyada böylesine yanlış bilgiler vermelerine şaşırıyorum. Örneğin geçende safra kesesi ameliyatlarının komplikasyonlarından söz ederken “Ameliyat sonrası kanama veya safra yollarında kaçak olabilir ama bunlar önemli değildir kendi kendine geçer” deniyordu. Bu sadece bir örnek daha niceleri var. Bir de selim prostat hipertrofisinden söz edenlerin ilâç tedavisi hiç yokmuş gibi davranışları dikkatimi çekiyor. Oysa Finasteride büyümeyi durduruyor. Yeterli süre alındığında prostat %40 oranında küçülüyor ve hastalar bu tedaviden çok yararlanıyorlar. Bu bilgiler sadece periyodiklerden değil. Amerika’da yayınlanan klasik kitaplarda da var. Biri de üzüm suyunun, anne sütü yetmediğinde onun yerine verilebileceğinden söz ediyordu ki üzüm suyunun içinde glukoz’dan başka birşey yok.

  2. Yavuz Eryılmaz dedi ki:

    Sn.Dr. Küçükusta,
    Bu filtreleme işine gönülden katılıyor ve destekliyorum. Ancak, burada iki sorun var:
    1- Sağlık muhabirlerinin veya editörlerinin konularında iyi eğitim almış olmaları gerekir,
    2- Honorarium adı altında para ile ilaç firmalarının borozanlığına soyunana mesletaşlarımızın iyi denetlenmesi
    3- 2010 yılı DİE verilerine göre ülkemizdeki akademik ünvanlı kişilerin %27.8’i hekim kökenlidir. Bunların bazıları da kendi tanıtımları için gerekirse ilgili kanalın yöneticisine nakit teklif ederek programlara çıkmaktadır veya yazı yazmaktadırlar.Akademik ünvan, üniversitelerde ülkenin geleceğini yetiştirmek ve eğitmek için verilen bir ünvandır. Yoksa, bilmeme ne dispanseri veya tıp merkezinde kullanıp hasta ayartmak için veya torpil kullanıp bir hastanenin şef kadrosuna atanması için insana verilmez.
    Muhteem çıkıyor ot, taş anlatıyor üzerine de dinsel bir sos sürüyor; oh kekâ..
    Ama, belki de toplum böyle istiyor diyerek bunlar yapılıyor..
    Bu gidiş ile temeli bilim olan hekimlik sanatının nerelere ulaşabileceğini düşünmek dahi istemiyorum.
    NAFTA ülkelerinde satılan ilaçların yaklaşık %20’si bu tür ilaçlardır ama, orada hekim ücreti, ilaç parası çok yüksek olup bizdeki gibi de ayni kişiler TV’a çıkıp ot v.s. anlatmıyor..
    Saygılarımla.

  3. SEYMA dedi ki:

    Göğüs Hastalıkları uzmanı olarak ‘Beslenme’ hakkında tavsiyelerde bulunmazsanız, bu filtrelemeyi daha kolay gerçekleştirebiliriz!

Siz de yorumunuzu paylaşın: