YUMURTALIK KANSERİ TARAMASI DA FAYDADAN ÇOK ZARAR VERİYOR
Meme ve prostat kanseri için yapılan taramaların faydadan çok zarar verdiğinin ortaya çıkmış olması gibi yumurtalık kanseri taramalarının da işe yaramadığı tespit edildi.
Kısa adı USPSTF olan Amerika Koruyucu Hizmetler Çalışma Kolu’ nun ‘Annals of Internal Medicine’ isimli tıp dergisinde yayınlanan makalesine göre yumurtalık kanseri riski yüksek olmayan kadınlarda yapılan rutin taramalardan beklenen fayda sağlanamıyor.
USPSTF’ nin bu tavsiyesi Milli Tıp Enstitüsü (National Health Institute) tarafından desteklenen ve kısa adı PLCO olan Kanser Tarama Çalışması’na dayanıyor.
78 bin 216 kadının CA-125 adı verilen bir kan testi ve vajina içinden yapılan ultrason tetkikleri ile taramalarında yumurtalık kanserinden ölme riskinin tarama yapılmayan gruptan farklı olmadığı ortaya çıktı:
BİR: PLCO sonuçlarına göre bu taramanın pozitif belirleyicilik değeri sadece yüzde 1.
İKİ: Taranan kadınların yüzde 10’ una kanser olmadığı halde kanser teşhisi konuyor (yanlış pozitif sonuç) ve bunların üçte birinin de yumurtalıkları gereksiz yere ameliyatla çıkarılıyor.
ÜÇ: Yanlış pozitif sonuçlar yüzünden uygulanan cerrahi girişimlerin yüzde 21’ inde büyük komplikasyonlar ortaya çıkıyor.
USPSTF, bu verilere dayanarak yumurtalık kanseri bakımından risk altında olmayanlara rutin tarama yapılmasına karşı çıkıyor.
Bu karar aslında yeni de değil; USPSTF’ nin 2004’ de aldığı kararın güncellenmesi ve yeniden teyit edilmesi söz konusu.
Yüksek riskli grupta taramalara devam
USPSTF yüksek riskli grup için taramayı reddetmemekle beraber bu kadınların taramalardan faydalanma ihtimalinin düşük olduğunu tahmin ediyor.
Yumurtalık kanseri bakımından yüksek risk altında bulunanlar şunlar:
- BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonu olanlar,
- Lynch sendromu (kalıtsal poliplerle ilgili olmayan kolon kanseri),
- Ailede yumurtalık kanseri hikâyesi olması (birinci veya ikinci derece akrabalardan 2 veya daha çok kadında yumurtalık kanseri veya yumurtalık artı meme kanseri olması).
Yumurtalık kanserini erken teşhis edecek bir yöntem yok
Çalışma Kolu Başkanı Virginia Moyer “Bu çok yüksek kaliteli çalışma taramaları desteklemiyor. Taramanın kadınlara vereceği zarar daha fazla” diyor ve ilâve ediyor:
“Bugün için yumurtalık kanserini erkenden doğru olarak erken dönemde teşhis edebilecek bir test maalesef yok.
Tümör ultrason ile görüldüğünde çok geç kalınmış oluyor.
Bu arada, hangi test olursa olsun yanlış pozitiflik ihtimali şaşırtıcı derecede fazla.
Bir test gerçekten pozitif olduğunda ise yapılacak şey ağır bir cerrahi girişim; bunun da riskleri çok fazla.
Şu anda yumurtalık kanseri erken teşhisi için yaptıklarımız faydadan çok zarar veriyor.”
Amerika Kanser Derneği de aynı görüşte
Meme kanseri taramaları mevzuunda farklı düşünen Amerikan Kanser Derneği yumurtalık kanseri taramasında USPSTF ile hemfikir.
Daha önce Japonya’ da yapılan bir araştırmada da CA-125 ve ultrason taramalarıyla bir yumurtalık kanseri teşhisi için 33 cerrahi girişim yapılmasının gerektiği sonucuna varılmıştı.
İngiltere’ de kadınlara senede bir CA-125 bakılarak ve sadece sonuçları anormal olanlara vajinal ultrason uygulanarak yapılan taramanın ilk verileri de kadınların yüzde 10’ unda yanlış pozitif sonuç elde edildiğini; bunların yarısına cerrahi girişim uygulandığını ve yüzde 4’ünde büyük komplikasyonlar görüldüğünü gösteriyor.
Gelelim neticeye
Kanserin erken teşhisi kulağa hoş geliyor ama bunun kanserden ölümleri azaltmaması sarf edilen gayretlerin, harcanan paraların boşa gittiğini gösteriyor.
Üstellik erken teşhis konan milyonlarca insan ‘aşırı teşhis’ yüzünden boş yere kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi girişim gibi ölüme kadar giden riskleri olan komplikasyonlara maruz kalıyor, kanser stresi çekiyor.
Taramalar bizde daha bilinçsizce, her hekim tarafından kendi kafasına göre yapıyor; üstelik bunların ne kaydı tutuluyor, ne de bir işe yarayıp yaramadıkları değerlendiriliyor.
Kanser taramasının saç taramaya benzemediğini bir kere daha hatırlatıyorum.
KAYNAK:
http://annals.org/article.aspx?articleid=1357339
Her eve lâzım bilgiler
USA’ da bu sene 22.280 kadına yumurtalık kanseri teşhisi konacağı ve bunların 15 bin 500’ ünün öleceği tahmin ediliyor. Yumurtalık kanseri kanserden ölümlerde beşinci sırada yer alıyor.
Yumurtalık kanseri daha ziyade yaşlı kadınlarda görülüyor ve ölümlere de 55 yaş üzerinde rastlanıyor.
CA-125 değerleri gebelik, adet, rahim fibroidleri, endometriozis, pelvik enflamauar hastalık ve karaciğer sirozunda da yüksek bulunabiliyor.
Kanda CA-125 seviyeleri endometrium, periton ve yumurtalık tüplerini kanserlerinde artabileceği gibi birçok kadında ise yumurtalık kanserinin erken döneminde yüksek bulunabiliyor.
Yumurtalık kanseri olduğu bilinen bir kadında CA-125’ in yüksek olması hastalığın ilerlediği veya nüksettiği, bu değerin düşük olması ise kanserin tedaviye cevap verdiği manasına geliyor.
Faydadan çok (hastaya) zarar veren daha pekçok uygulamalar var ama bakalım onlardan ne zaman vazgeçilecek?
Hocam bir sorum olacak.peki ca125 orani 600 küsürlerden kür ve ameliyat sonrasi 40-100 arasinda degisiyorsa 60a inip tekrar100 oluyorsa buna nasil bir yorum yapabiliriz?