UÇAN DEĞİL ÖLDÜREN BALON
Milliyet’ te Mert İnan‘ ın haberi:
Ankara’da yaşayan Muhammed Eymen Bayram’ın (9), doğum gününü kutladığı sırada uçan balondaki helyum gazını soluması sonucu hayatını kaybetmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Muhammed’in hastane raporunda, ölüm nedeni, “Helyum zehirlenmesine bağlı septik şok” olarak belirtilirken, uzmanlar bu olayın Türkiye’de ilk olduğuna dikkat çektiler.
Bazı TV kanallarında, konukların şov amaçlı helyum gazı solumalarının çocukları özendirdiğine dikkat çeken uzmanlar, “Helyumlu balonlar yasaklansın” uyarısında bulundu.
‘TV’de gösterilmemeli’
Türk Toraks Derneği üyesi Prof. Dr. İbrahim Akkurt, helyum gazının aşırı miktarda alınmasının ölümcül olabileceğini, Amerika’da yılda 30 kişinin helyum gazı soluduğu için yaşamını yitirdiğini ifade etti. Televizyonda Oyun maksatlı ses değişikliğine yol açan helyum gazının gösterimini uygun bulmadığını söyleyen Prof. Dr. Akkurt, şunları söyledi:
“Yüksek miktarda helyum gazı soluyanlarda akciğer hasarı oluşuyor. Özellikle çocuklara helyum içeren balonlar satılmamalı. Helyum solunması durumunda, söz konusu gaz akciğerlerde oksijenin yerini alacağı için asfiksi adını verdiğimiz boğulma meydana gelir.
Helyum solunum yetmezliğine neden olabilir. Ankara’daki çocuğun ölümünde nefes alamama ve beyin ölümünün gerçekleşmesi söz konusu. Akciğerlerde meydana gelecek solunum yetmezliği aynı zamanda kalp ritim yetersizliğine neden olur.
Bazı TV programlarında basınçla helyum gazı verilen konukların ses değişikliği ekranlara yansıtılıyor. Bu özendirici yayınlar yapılmamalı. Helyumun aşırı solunması akciğerde bulunan alveollerde yırtık ve kanamalara neden olur.”
Karbonmonoksit gibi zehirler
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ise, helyum gazının akciğer keseciklerini oksijensiz bırakma riski taşıdığını belirterek, “Helyumun kendisi renksiz ve kokusuzdur. Hatta solunum hastalıkları tespitinde kimi zaman helyum gazı kullanılarak, fonksiyon testleri yapılır. Ancak helyum gazının uzun süre solunması ciddi hayati risk yaratır. Böyle bir durumda akciğer keseciklerinin içi helyum gazıyla dolar ve havadan alınması gereken oksijen alınamaz. Tıpkı karbonmonoksit zehirlenmesi gibi helyum zehirlenmesi meydana gelir” dedi.
Vücudun oksijensizliğe dayanma süresinin dört dakika ile sınırlı olduğunu söyleyen Küçükusta, “Dört dakika oksijensiz kalan hastaya müdahale edilse de beyinde kalıcı hasarlar meydana gelir. Sonuç olarak uzun süre helyum solumak akciğerleri oksijensiz bırakmak anlamına gelir.
Helyum parlayıcı bir madde olduğu için de çocuklar açısından risklidir. Vatandaşlarımızın helyumun yaratacağı zararlara karşı bilgilendirilmesi gerekir. Bir takım TV programlarında katılımcılara komiklik olsun diye helyum gazı verilerek seslerinin inceltilmesi özendirici bir davranıştır. Bu tür uygulamaların ekranlarda gösterilmemesi, çocukların özendirilmemesi gerekir” dedi.
Not: “Helyum parlayıcı bir madde olduğu için de çocuklar açısından risklidir” ifadesi “Helyum parlayıcı bir madde olmadığı halde de çocuklar açısından risklidir” şeklinde olacaktır. Hata bana aittir.
Japonya’da kısıtlama
İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Prof. Dr. Turhan Ece, Japonya’da eğlence amaçlı kullanımına kısıtlama getirilen helyum gazının, Türkiye’de çocuk sağlığı açısından kısıtlanması gerektiğini dile getirip şunları söyledi: “Helyum hidrojenden sonra en hafif gaz türü. Bu nedenle balonların uçurulması için bu gaz kullanılmakta. Ancak helyum gazının eğlence amaçlı çocuklar tarafından solunması büyük riskler içeriyor. Akciğer kapasiteleri sınırlı olan çocukların basınçlı helyumu solumaları hava embolisine neden olabilir. Oksijen taşıması gereken kanallardan kana geçiş de söz konusu. Bu durum beraberinde solunum yetmezliği ve ani ölümlere yol açabilir. Helyumun zararlı etkileri mutlaka anlatılmalı. Ebeveynler çocuklarını korumak için mümkünse helyumlu yani uçan balon almasınlar.”
‘Ürünlerin üzerine uyarı konabilir’
Cafer Öztürk (Türkiye Oyuncakçılar Derneği Genel Koodinatörü): “Balon, oyuncak kapsamında yer alan bir ürün. Ancak ithal veya yerli üretim balonlar, gazsız, içi boş olarak piyasaya sürülüyor. Balonların içine helyum doldurulması oyuncak üreticilerinin yaptığı bir uygulama değil. Bu ürünlere kimler tarafından ne tür gazların doldurulduğu, üreticilerin dışında bir konu. Balon üretiminde, testler yapılmak zorunda. Çocukların dudak veya ağız bölgesi balonu şişirmek için ürünle temas ediyor. Ürünlerde toksik madde olup olmadığına testlerde bakılıyor. Ancak oyuncak üreticilerinin bunun dışında yapacakları bir şey yok. Ürünlerin kimler tarafından ne tür gazlarla doldurulduğunu denetlemek de mümkün değil. Ürünlerin ambalajları üzerine ‘Gaz doldurmayınız ve gaz doldurulmuş ürünü almayınız’ yazıları konulabilir.”
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/ucan-degil-olduren-balon-gundem-2434941/
Karbonmonoksitle helyum karşılaştırılamaz, helyum ancak karbondioksitle karşılaştırılabilir. Her ikisi de zehirli değil, boğucu gazlardır.
Karbonmonoksit alyuvarlarla etkileşime girerek oksijen yerine kendisi bağlanır. Böylece kan oksijen taşıyamaz olur. Zehirlenme kavramına uygun olan olay budur.
Helyum ise asal bir gaz olduğundan karbonmonoksit gibi alyuvarlarla etkileşime girmez, dolayısıyla zehirli değildir. Fazla solunursa ciğerlerde oksijene yer kalmayacağından boğulma olur. Bu açıdan sudan farkı yoktur.
Uçan balonlarda helyum yasaklanırsa -zaten kaçak olarak kullanılan- hidrojene dönüş olacaktır ki, bu çok yanıcı bir gaz olduğundan birçok örneğini gördüğümüz balon parlamaları sıklaşacaktır.
Sorunun çözümü televizyondaki saçmalıkları kaldırmak, ya da öncesinde izleyicileri uyarmak olmalıdır.