SAĞLIKTA VE HEKİMLERDE GELECEĞE DAİR KAYGILAR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Uz. Dr. Cevdet Tokat‘ ın yazısı:

Yıllardır sağlık sisteminin düzelmesini, özlük haklarımızın iyileştirilmesini, çalışma ortamının güvenli hale getirilmesini ve yaşımız ilerledikçe sırtımızdaki yükün hafiflemesini ümit ederek çalıştık. Bizler gecenin 3-4-5’i demeden karın ağrısı, trafik kazası, bıçaklanma ve kurşunlanma vs nedeniyle acil servise gelen hastaların ameliyatına koştuk.

Zaman geçtikçe, yaşımız ilerledikçe iş yükümüzün azalmasını beklerken icaplar, nöbetler, şef nöbetinde acile 112 ile gelen gebe hastaya sevkte refakat, covid testi yapmak, cerrah olmama rağmen covid nöbeti tutmak vs  yeni yeni iş tanımlarıyla bu yük daha da arttı.

Ancak sağlık cephesinde bizim lehimize değişen kayda değer bir şey olmadı. 15 yıl öncesi ne kadar ek ödeme alıyorsak yine o kadar hatta daha da az ek ödeme alıyoruz, idarecilerimizin bize ne kadar ekmek o kadar köfte muamelesi devam ediyor.

İnsanı ”üzerinden para kazanılan bir meta” olarak gören performansa göre ek ödeme sistemi tüm acımasızlığıyla sürüyor. Sabit maaş artarsa hekimlerin çalışmayacağına dair üst yöneticilerin bizler hakkındaki septik düşünceleri kırılamadı.

Ünvan ve onurumuza yakışan bir temel maaşa henüz kavuşamadık. Yeni mezun bir hekim 6000 tl maaş+3500 tl sabit ek ödeme alıyor ve bu maaşla İstanbul, Ankara İzmir’de geçinmesi  gerekiyor. Vakıf Gereba hastanesinde bir psikiatri asistanı da bu kadar ücret alıyor.

Komşum motokurye, 11000 tl maaş+5-6000 tl prim+bahşiş alıyor. Hâkim ve savcılara verilen ücret yıllardır bizden esirgendi. 14 martta yapılacağı söylenen düzenlemelerde hiç bir gelişme yok. Yeni nesil maddi sıkıntı ve can güvenliği konusunda kaygı duymakta, sosyal medyaya yansıyan olaylardan olumsuz etkilenerek depresif bir ruh haliyle yetişmektedir.

Bu da hasta-hekim arasındaki iletişim sıkıntısını artırarak yeni problemlere sebep olmaktadır. 

Acillerdeki keşmekeş ve sıkıntı 15 yıldır devam ediyor ve henüz bu konuda gerçekçi, iş yükünü aile hekimlerine kaydıracak ‘önleyici hekimliği’ güçlendirecek bir çözüm bulunmuş değil. Halen acilde pratisyen açığı olursa branşımıza ve yaşımıza bakmadan orada nöbet tutma stresiyle karşı karşıyayız. 

Aile hekimliğinin olmazsa olmazı olan ‘’zorunlu sevk zinciri’’ bir türlü uygulanamadı. Oysa acildeki ve hastanelerdeki yoğunluğu azaltacak en etkili yöntem zorunlu sevk zincirini devreye sokmaktır.

Yeni mezun uzman hekimle 25-30 yıllık kıdemli uzman hekim aynı iş yükü, aynı icap ve aynı nöbet sayısı ile karşı karşıya olup bu konuda mevcut yönetmeliklerde bir düzenleme yoktur. Maalesef mecliste vekil olan hekim arkadaşlarımız ortama uyum sağlayıp sıkıntılarımız için hiçbir gayret göstermiyor. Gemisini kurtaran kaptan misali hepsi kendini kurtarmakla meşgul. 

Ben 32 yıllık bir hekim ve genel cerrah olarak geleceğe dair endişe içindeyim. Tıp fakültelerindeki el becerisi iyi hocalar özel hastanelerde ameliyat yaptığından fakültelerdeki cerrahi asistanları bu becerilerden yoksun yetişmektedir.

Doçent ve Prof olmak artık sıradanlaştı. Nerede o eski Prof hocalar???Her şeyde olduğu gibi burda da kalite dip yaptı. Jüri görmeden doçentlik verilen, paralı dergilerde yapılan ya da sırf bu amaca hizmet eden kongreler düzenlenen adakemik ünvan borsası oluşturuldu. Tabela akademisyenliği rutine bindi…

Daha önce yazdığım çözümü tekrar yazıyorum:

Gelişmiş ülkeler ölçeğinde akreditasyon ve belli kriterleri sağlamadan tıp fakültesi açılmamalı. Bu kabul edilen standartlara uymayan yeni fakülteler kapatılıp öğretim üyeleri ve öğrencileri en yakın büyük fakültelere devredilmeli. 

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Alişan Yıldıran dedi ki:

    Burada doktorların iğneyi kendilerine batırma vaktinin geldiği kanaatindeyim.

    Bugün okuduğum makaleyi dikkatinize sunarım;

    https://www.yenisafak.com/yazarlar/ersin-celik/bircok-doktorla-konustum-durum-vahim-2062402

    Toplumdaki karşılığı %10’u bulmayan bir güruh tabib odasını ben bildim bileli elden bırakmıyor.

    Toplumun umumunu teşkil eden hekimler ise seçimlere katılmadığı ve antidemokratik bir seçim sistemi olduğu için bu durum böyle devam ediyor.

    Bu da camiamızı aşan bir durum herhalde?

Siz de yorumunuzu paylaşın: