Hiçbir yiyecek ve içeceğin istenildiği kadar veya bol bol tüketilmesini doğru bulmam. Her şeyin makul bir miktarı olmalıdır ve bundan uzaklaşılmamalıdır. Şekersiz Türk kahvesi, evet, sağlıklı bir içecektir ama günde birkaç fincan geçilmemelidir; fazlası zararlı olabilir. Bol bol güneşlenmeyi de doğru bulmam, ideali güneş olan her gün tam öğle vakti 15-20 dakika güneşlenmektir.

Akıllı telefon ve tabletlerden yayılan mavi ışığın, ışığı algılayan ve beyine sinyal gönderen retinal moleküllerde toksik tepkilere sebep olduğu bildirildi. Bu tepkimeler sonucu ortaya çıkan zehirli kimyasallar fotoreseptörlerin ölmesine yol açıyor. Geceleri cep telefonu ve tabletlerden uzak durun!

Kalsiyum desteklerinin D vitamini haplarıyla beraber veya onlar olmaksızın 10 sene içinde kalın bağırsaklarda polip oluşma riskini artırabilecekleri bildirildi. Sağlık olmanın evvel emirdeki şartı vitaminlerden minerallerden medet ummak değil adam gibi beslenmektir. Vitamincilere duyurulur!

Amerika menşeli olmayan ilaç yok denecek kadar azdır. Sadece Amerika değil yurt dışından ithal edilen tüm orijinal ilaçlara karşı çıkılmalıdır. Eşdeğer ilaç yazılmasını senelerdir savunuyorum ama sakalım yok dinletemiyorum. Esas mesele de “gereksiz ilaç” yazılmasının önlenmesidir

Gıdaların işlenmesi sadece endüstrinin işine gelir. Sentetik katkı maddelerinden hiçbirinin besin değerini artırıcı etkisi yoktur. Gıdaların raf ömrünü uzatan katkı maddeleri insanların ömrünü kısaltır. Obezite, diyabet, kalp krizi-felç, kanserler, astım-alerji, Alzheimer, depresyon ve tüm diğer kronik enflamatuar hastalıklardaki artışla hazır gıdalardaki artış birbirine paralel gitmektedir.